Babıâli'nin Saray'a Teslimi!

Yukarıdan beri saydıklarımızdan hareketle biz burada Na-polyon Bonapart'm Şark Meselesi'ni hercümerç yâni allak bulak eden fecayiiden bahsedecek de değiliz. Bundanda maksad-ı hakikimiz sadrıazamlarin eskiden umu miyyetle gerek sulh döneminde gerek se savaş zamanındaki işleri ta­mamen istiklâliyet içinde yürütmekte olduğunu ifade etmek­tir.

Bir zamanlar sadnazamlann bir lakabı da Lala olması idi ki, bu ismi, bunların padişah nezdinde bir nasihatçi, bir mü­şavir hatta bir mürşid payesinde kabullenildiklerini gösterir. Babıâli'nin nüfuz yâni te'siri ve iktidarı bakımından hiçbir sekte verilmemesi, Sultan Abdülaziz Hân'ın devrinin sona er­mesine kadar kabil olmuştur.

AİT Paşa'nın irtihalinden sonra ikbal mevkii, hayırlı kabili­yetlerden mahrum olarak doğmuş bulunan Mahmud Nedim Paşa'ya intikal etdi. Bu Paşa da, bu ulvi mazhariyet için lâzım gelen ne tecrübe, ne zekâ bilhassada maharet ve mü­nevver hâl bulunmamaktaydı. Sadrıazamlık makamında, Mahmua Nedim Paşa, bu makama lâzım gelen hasletlerden voksunluğu ile belki en zengin misâl olarak gösterilebilir. Mahmud Nedim Paşa'nın en mühim cinayeti, önce devleti if­lasa sürüklemesi, ondan sonra ki cinayeti de, Abdülaziz Hân'ı sanki Âlî Paşanın oyuncağı olmuş hâline sevketmiş ol­masıdır. Bu zehrini de umu miyyetle siz hükümdarsınız nasıl isterseniz öyle olur kabilinden sözler söylemek suretiyle, ak­lınca hükümdar gibi davranmasını temin edecekti. Böylece bu padişahı, babıâlî' nin bir serseri yatağı olduğuna, bütün vükelâ, vüzera, ve müşirân'ın kendisinin kulu kölesi memlû-ku olduğuna inanması istikametinde yönlendirmiştir ki bu da apayrı bir cinayeti teşkil eder dense yeridir.
Mahmud Nedim Paşa yine padişaha devletin gelirinin kendisine aid olduğunu telkin etme hususunda bir yola ko­yulmuş, müslim, gayri müslim bütün tebâ'nın yaratılış sebe­bi, padişahın hislerine ve arzularına hizmet etmekle ve ken­disine kulluk yapmakla mükellef olduklarını sık sık ileri süre­rek habaset çenberini daraltıp durmuştur. Bu müfsid davranı­şını olaylarla takviye edebilmek için, devletin bütün meka­nizmasını ve devlet adamlarını iradei seniyyenin esiri hâline getirmek onları oyuncak gibi sağa sola atamak suretiyle ül­kenin felâketine zemin hazırlamıştır. Onbeş ay süren sadareti esnasında kabine arkadaşlarını yedi defa azlettirmiştir. Hele; o dönemde hiç bir vali gitdiği yerde, bir ayı tamamlayama­mıştır. Yanya Vilâyetine onbeş günde beş tane ayrı zâtı vali olarak tâyin etmiştir. Henüz^hayatda bulunan (1324/1908) Rauf Paşa; bir hafta zarfında Biga Valiliğine, Selanik Valiliği­ne oradan Yanya Valiliğine ve de oradan Bahriye Nazırlığına tayin olunup, peşinden azledilerek sonunda Manastır'a 3. Or-du ya tâyin edilmiştir. Rauf Paşa daha bir yere indiğinde ba-vulları açmayıp, başka bir yere tâyin olduğu haberini alırdı. fğer valiler, müşirler yâni ordu kumandanlarıda aynı talihin zebunu olmuşlardır. Ayrıca Mahmud Nedim Paşa, küçük me­murlara da sataşmaktan kendini menedemezdi Bunun sebe­bi, otuz milyonu bulmuş Osmanlı nüfusunun her birinin padi­şahın kuklası olduğunu ispat etmeye kalkışmış olmasında aramak lâzımdır. Bu şeytanî ve çocuk oyuncağına benzer davranışı Sultan Aziz farkettiğinde çok gecikmiş, tacını, tah­tını hâttâ haya tını kaybetmesine ramak kalmıştı. Bu farkına varış padişahın acı sonunu önlemeye yeterli olamadı..
Mahmud Nedim Paşanın haddinden fazla kabiliyetsizliği; 30/mayıs/1876 buhranını getirmiş ve böylece bü-tün vatan için, millet için ve de düşünen bütün insanlar için müstebid bir idarenin kurulmasına sebeb teşkil etmiştir. O sıralarda; Midhat Paşa, babıâlî'nin güçlendirilmesi için mesai sarfet-mekteydi ne var ki bu hayırlı teşebbüs karşısında ortaya çı­kan engeller pes dedirtmesini bilmiştir. Böylece müteşebbis de inkisar-ı hayale uğ-ramaktan nasibine düşeni almıştır.


Eser: Büyük Osmanlı Tarihi

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Büyük Osmanlı Tarihi

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..