Damad Ferid Kabinesine Girişi
Paris'e sulh müzakereleri için pek kalabalık bir heyet ile gelmiş bulunan sadnazam ve aynı zamanda hariciye nazırlığını uhdesinde bulunduran, Damad Ferid Paşa bir ingiliz ve Fransız yarbayının refakatiyle Lozan'a ve İsviçre'de bulunan şehzade ve sultanları alıp İstanbul'a götüreceğini ifade eden ve bir gazetede yayınlanan demecini okuyan Salih Paşa he-
men Lozan'a koşup sadnazamla görüşdü. Pek riayetkar davranan sadnazam paşa İstanbul'a dönüşümde kabinede bazı değişiklikler yapmak istiyorum. Size de bir nezaret vermek istiyorum. Böylece siz de burayı suhuletle terkedebilirsiniz dediğinde Paşa, bu teklifi kabul etdi. Daha sonraki yirmi gün Paşa'yı İsviçreden kurtaran zaman dilimi olmuştur. Böylece de 21/temmuz/1919'da bahriye nâzın olarak İsviçreden kendini kurtaran sandalyeye erişmiş oldu. Bu durumu ben şahsen Damad Ferid Paşanın hasenatına yormak istiyorum. Feriklikten yâni korgenerallikten, tuğgeneralliğe tenzil edilen rütbesi o günlerde yine korgenerallik rütbesine irtika olundu. Bu müddet 20 sene kadar sürmüştü. Ali Riza Paşa kabinesi esnasında Salih Hulusi Paşa aynı nazırlığı muhafaza etmişti.
Salih Hulusi Paşa demekte ki: "..kabinenin teşekkülünden sonra toplanan meclis-i vükelâda, Ferid Paşa'nın zamanında Anadoludaki kuvay-i milliye ile İstanbul'un büsbütün kesilen münasebetleri, ülke menfaatine uygun olarak düzeltilmeli idi. Bu düzeltme işlemi için karar alınmış, kuruldan birilerinin M.Kemâl Paşanın yanına görüşmek üzere hemen Ali Rıza Paşa'nın gitmesi tensib olundu. Randevu Amasya'da buluşmak idi. Bunu temin için Samsun yoluyla oradan Amasya'ya geçdi. Buluştular ve üç gece süren müzakereler oldu. Rauf Bey ile Bekir Sami Bey ve M.Kemâl Paşa ve de Ali Rıza Paşa, her noktada anlaştıklarını belirten bir protokol imzaladılar. Bu protokol iki nüsha hâlinde tanzim edildi. M.Kemâl Paşanın nutkunda bu ibareler mevcuddur. Yine Samsun yoluyla İstanbula avdet olun du."
Ancak bu arada da, Ali Rıza Paşanın devri sadareti miadını doldurdu ki istifası Padişah Vahideddin'in önüne kondu. İstifa kabul oiunup hemen teklif Ahmed Tevfik Paşaya yapıldı. Fakat ihtiyar devlet adamı red etti. Bunun üzerine Başkâtip
Ali Fuad Bey vâki tavsiyesi sorusuna ya istifayı red edin veya Ahmed Tevfik Paşaya ısrar edip sadareti kabul ettirin o da olmazsa Salih Hulusi Paşa'ya mührü hümayun tevcih olunsun, şeklinde cevap verdiğinde ve bu cevaplarda Padişah, Damad Ferid Paşa'nın adının telaffuz edilmediğini gördüğünde şimdi mesele ortaya çıktı herkes gibi sizde Ferid Paşa'yı istemiyor- sunuz Başkâtip Bey, sözü ile eniştenin sadaretinin gönlünde yattığını açığa çıkarmış oluyordu. Bunun hikâyesini Ali Fuad (Türkgeldi) Bey şöyle anlatıyor:
"..Salih Paşa sadaret için çağırıldığını anlayınca ağlamağa başlayarak asla kabul etmeyeceğini ifade etdi. Ben de; vaziyetin pek vahim olduğunu eğer kabul etmedikleri takdirde vazifenin Damad Ferid Paşa'ya verileceğini o zamanda çıkacak kötülükleri ortaya serdim. Huzura çıktı, orada da bir hayli tereddüt etmişse de Tevfik Paşa'da huzurda olduğundan her halde emniyet gelmiş olacak ki kabul ettiğinde Padişah beni çağırttı ve hattı hümayunu hazırlatma emrini verdi. 8/mart/1920'de mührü hümayun elinde olduğu halde babıâlî'ye gelerek kendisi ve şeyhülislâm Hayderizâde İbrahim Efendi ile birlikte hattı hümayunu getirmemi beklediler. Arz odasında Rıfat Bey tarafından okunan hatt-ı hümayundan sonra tebrik merasimine geçildi."
Kabine aşağıdaki listede buluna zevatdan teşekkül etmişti: Bahriyye Nezareti Sadnazam uhdesinde
Hariciy " " Safa Bey
Dahiliye " " Hazım bey
Harbiye " " M.Fevzi (Çakmak)Paşa
Maarif " " Şuray-ı devlet reis vekilliği zamime-
ten Abdurrahman Şeref Bey Adliyye " " Celâl Bey
Evkaf " " eski şeyhülislamlardan Hulusi
Efendi
Nafia " " ; Maliye nezareti vekilliği inzimamiyle
Tevfik Bey
Tic ve Zi " " Defteri Hakanı Eminî Ziya Bey
Bu kabineye üç gün sonra; şuray-ı devlet reisliğine adliye eski nazırlarından Cemil Molla mâliye nezaretine bakanlık müsteşarı Faik Nüzhet Bey, kabine atanmasının altıncı gününde Bahriyye nezaretine askeri mektepler eski müfettişi Ferik Es'ad Paşa getirildi ve Sadrıazam uhdesine almış bulunduğu nezareti bırakma feragati gösterdi. İşte; İstanbul'un 16/mart/1920'de kanlı bir baskınla işgali, bu sadaret sırasında vukubuldu İşgalin yapılacağı hakkında bilgilendirme, Fransa sefareti baştercümanınca saraya, İngilizlerin aynı vazifedeki adamı ise babıâlî'ye tebliğde bulundu.
Salih Hulusi Paşa kabinesi 28 gün süren bir rüya değilse de, bir kâbus gibi geçirilen günle sadaretini tamamladı ve istifasını sundu. Bu kabine müttefiklerin isteği olan Kuvay-ı Milliye'yi takbih etmek teklifini ve diktesini, kabul etmemek suretiyle vicdanen kendini, târih huzurunda beraat ettirmeye muvaffak olmuştur. Tabii ki, bu kabinenin istifası müttefik işgalcilerin isteklerinden vaz geçecekleri mânasına gelmeyeceğinden Damad Ferid Paşa kabinesinin üzerine kaldı. Anadolu'daki kuvay-ı milliyeyi kötülemek, önlerine kuvvet çıkarma teşebbüslerini yapar görünmek hatta Nemrud Mustafa Divân-i Harbi adlı bir mahkeme kurduran Damad Ferid Paşa eğer kabinesi düşmeseydi Salih Paşayı bu divânda yargılatacaktı,
Salfh Hulusi Paşa daha sonra 21/ekim/1920'de kurulan Tevfik Paşa kabinesinde Bahriye nazırlığına getirildi. 2/aralık/1920'de dahiliye nâzın Ahmed İzzet Paşanın riyasetinde kurulan ve vekiller heyeti meclisince alınan karar icabınca harekât-ı milliye ileri gelenleriyle temaslarda bulunmak üzere giden heyetde yer almaktaydı. Bu antlaşma teşebbüsü üç ay kadar zaman almakla beraber önemli bir netice getirmedi. Hâttâ İstanbul'dan giden heyet, Ahmed İzzet Paşa bölümünde anlattığımız gibi heyet mensuplarının ağrına giden muamelata da maruz kalmalarına, bir daha görev almamaları babında istekler yapılıp bunların sözünün verildiğini ispat eder senetler hazırlanması heyetin izzet-i nefsini zedelemiş idi.
Büyük Millet Meclisinde saltanat ve hilafet hakkında alınan karar mucibince, 4/kasım/1920'de bütün vekillerle birlikte istifa edenlerin arasındaydı Salih Hulusi Kezrak Paşa .. Salih Hulusi Paşa 17/ramazan/1358 - 20/ekim/1939'da vefat eyledi. Kabri olan Eyyüb Sultana nakli, müşir olması münase-betiylede ve eski bir sadrıazam olarak ciheti askeriyye tarafından Gümüşsüyü mezarlığına Mehmetçiğin elleri üzerinde gitdi. Kabir taşında, lâtin harfleriyle: "Amiral Dilaver oğiu Sadnazam Mareşal Salih Hulusi Kezrak medfeni. Elfatiha 25/10/1939-
men Lozan'a koşup sadnazamla görüşdü. Pek riayetkar davranan sadnazam paşa İstanbul'a dönüşümde kabinede bazı değişiklikler yapmak istiyorum. Size de bir nezaret vermek istiyorum. Böylece siz de burayı suhuletle terkedebilirsiniz dediğinde Paşa, bu teklifi kabul etdi. Daha sonraki yirmi gün Paşa'yı İsviçreden kurtaran zaman dilimi olmuştur. Böylece de 21/temmuz/1919'da bahriye nâzın olarak İsviçreden kendini kurtaran sandalyeye erişmiş oldu. Bu durumu ben şahsen Damad Ferid Paşanın hasenatına yormak istiyorum. Feriklikten yâni korgenerallikten, tuğgeneralliğe tenzil edilen rütbesi o günlerde yine korgenerallik rütbesine irtika olundu. Bu müddet 20 sene kadar sürmüştü. Ali Riza Paşa kabinesi esnasında Salih Hulusi Paşa aynı nazırlığı muhafaza etmişti.
Salih Hulusi Paşa demekte ki: "..kabinenin teşekkülünden sonra toplanan meclis-i vükelâda, Ferid Paşa'nın zamanında Anadoludaki kuvay-i milliye ile İstanbul'un büsbütün kesilen münasebetleri, ülke menfaatine uygun olarak düzeltilmeli idi. Bu düzeltme işlemi için karar alınmış, kuruldan birilerinin M.Kemâl Paşanın yanına görüşmek üzere hemen Ali Rıza Paşa'nın gitmesi tensib olundu. Randevu Amasya'da buluşmak idi. Bunu temin için Samsun yoluyla oradan Amasya'ya geçdi. Buluştular ve üç gece süren müzakereler oldu. Rauf Bey ile Bekir Sami Bey ve M.Kemâl Paşa ve de Ali Rıza Paşa, her noktada anlaştıklarını belirten bir protokol imzaladılar. Bu protokol iki nüsha hâlinde tanzim edildi. M.Kemâl Paşanın nutkunda bu ibareler mevcuddur. Yine Samsun yoluyla İstanbula avdet olun du."
Ancak bu arada da, Ali Rıza Paşanın devri sadareti miadını doldurdu ki istifası Padişah Vahideddin'in önüne kondu. İstifa kabul oiunup hemen teklif Ahmed Tevfik Paşaya yapıldı. Fakat ihtiyar devlet adamı red etti. Bunun üzerine Başkâtip
Ali Fuad Bey vâki tavsiyesi sorusuna ya istifayı red edin veya Ahmed Tevfik Paşaya ısrar edip sadareti kabul ettirin o da olmazsa Salih Hulusi Paşa'ya mührü hümayun tevcih olunsun, şeklinde cevap verdiğinde ve bu cevaplarda Padişah, Damad Ferid Paşa'nın adının telaffuz edilmediğini gördüğünde şimdi mesele ortaya çıktı herkes gibi sizde Ferid Paşa'yı istemiyor- sunuz Başkâtip Bey, sözü ile eniştenin sadaretinin gönlünde yattığını açığa çıkarmış oluyordu. Bunun hikâyesini Ali Fuad (Türkgeldi) Bey şöyle anlatıyor:
"..Salih Paşa sadaret için çağırıldığını anlayınca ağlamağa başlayarak asla kabul etmeyeceğini ifade etdi. Ben de; vaziyetin pek vahim olduğunu eğer kabul etmedikleri takdirde vazifenin Damad Ferid Paşa'ya verileceğini o zamanda çıkacak kötülükleri ortaya serdim. Huzura çıktı, orada da bir hayli tereddüt etmişse de Tevfik Paşa'da huzurda olduğundan her halde emniyet gelmiş olacak ki kabul ettiğinde Padişah beni çağırttı ve hattı hümayunu hazırlatma emrini verdi. 8/mart/1920'de mührü hümayun elinde olduğu halde babıâlî'ye gelerek kendisi ve şeyhülislâm Hayderizâde İbrahim Efendi ile birlikte hattı hümayunu getirmemi beklediler. Arz odasında Rıfat Bey tarafından okunan hatt-ı hümayundan sonra tebrik merasimine geçildi."
Kabine aşağıdaki listede buluna zevatdan teşekkül etmişti: Bahriyye Nezareti Sadnazam uhdesinde
Hariciy " " Safa Bey
Dahiliye " " Hazım bey
Harbiye " " M.Fevzi (Çakmak)Paşa
Maarif " " Şuray-ı devlet reis vekilliği zamime-
ten Abdurrahman Şeref Bey Adliyye " " Celâl Bey
Evkaf " " eski şeyhülislamlardan Hulusi
Efendi
Nafia " " ; Maliye nezareti vekilliği inzimamiyle
Tevfik Bey
Tic ve Zi " " Defteri Hakanı Eminî Ziya Bey
Bu kabineye üç gün sonra; şuray-ı devlet reisliğine adliye eski nazırlarından Cemil Molla mâliye nezaretine bakanlık müsteşarı Faik Nüzhet Bey, kabine atanmasının altıncı gününde Bahriyye nezaretine askeri mektepler eski müfettişi Ferik Es'ad Paşa getirildi ve Sadrıazam uhdesine almış bulunduğu nezareti bırakma feragati gösterdi. İşte; İstanbul'un 16/mart/1920'de kanlı bir baskınla işgali, bu sadaret sırasında vukubuldu İşgalin yapılacağı hakkında bilgilendirme, Fransa sefareti baştercümanınca saraya, İngilizlerin aynı vazifedeki adamı ise babıâlî'ye tebliğde bulundu.
Salih Hulusi Paşa kabinesi 28 gün süren bir rüya değilse de, bir kâbus gibi geçirilen günle sadaretini tamamladı ve istifasını sundu. Bu kabine müttefiklerin isteği olan Kuvay-ı Milliye'yi takbih etmek teklifini ve diktesini, kabul etmemek suretiyle vicdanen kendini, târih huzurunda beraat ettirmeye muvaffak olmuştur. Tabii ki, bu kabinenin istifası müttefik işgalcilerin isteklerinden vaz geçecekleri mânasına gelmeyeceğinden Damad Ferid Paşa kabinesinin üzerine kaldı. Anadolu'daki kuvay-ı milliyeyi kötülemek, önlerine kuvvet çıkarma teşebbüslerini yapar görünmek hatta Nemrud Mustafa Divân-i Harbi adlı bir mahkeme kurduran Damad Ferid Paşa eğer kabinesi düşmeseydi Salih Paşayı bu divânda yargılatacaktı,
Salfh Hulusi Paşa daha sonra 21/ekim/1920'de kurulan Tevfik Paşa kabinesinde Bahriye nazırlığına getirildi. 2/aralık/1920'de dahiliye nâzın Ahmed İzzet Paşanın riyasetinde kurulan ve vekiller heyeti meclisince alınan karar icabınca harekât-ı milliye ileri gelenleriyle temaslarda bulunmak üzere giden heyetde yer almaktaydı. Bu antlaşma teşebbüsü üç ay kadar zaman almakla beraber önemli bir netice getirmedi. Hâttâ İstanbul'dan giden heyet, Ahmed İzzet Paşa bölümünde anlattığımız gibi heyet mensuplarının ağrına giden muamelata da maruz kalmalarına, bir daha görev almamaları babında istekler yapılıp bunların sözünün verildiğini ispat eder senetler hazırlanması heyetin izzet-i nefsini zedelemiş idi.
Büyük Millet Meclisinde saltanat ve hilafet hakkında alınan karar mucibince, 4/kasım/1920'de bütün vekillerle birlikte istifa edenlerin arasındaydı Salih Hulusi Kezrak Paşa .. Salih Hulusi Paşa 17/ramazan/1358 - 20/ekim/1939'da vefat eyledi. Kabri olan Eyyüb Sultana nakli, müşir olması münase-betiylede ve eski bir sadrıazam olarak ciheti askeriyye tarafından Gümüşsüyü mezarlığına Mehmetçiğin elleri üzerinde gitdi. Kabir taşında, lâtin harfleriyle: "Amiral Dilaver oğiu Sadnazam Mareşal Salih Hulusi Kezrak medfeni. Elfatiha 25/10/1939-
Konular
- Hüseyin Kazım Bey'ın Anlamadığı!
- Irade-I Seısıyye Mehmed Vahideddin
- Bir Suikast Teşebbüsü
- Sürre-İ Hümayun Mes'elesi
- Şürây-I Saltanat Toplantısı
- Toplantıya Katılan Zevat-I Kiram
- 5. Kabinenin Anadolu Harekatına Tavrı
- Pek Mühim
- Damad Ferid Ve Arkadaşlarının Akıbeti
- Ali Rıza Paşa
- Hatt-I Hümayun Sureti Veziri Meali Semirim Ali Rıza Paşa
- Felâh-I Vatan Gurubu
- Alı Rıza Paşa'nın Ahvali
- Salih Hulusi (Kezrak) Paşa
- Bir Hatıra
- Damad Ferid Kabinesine Girişi
- Salih Paşa. Hakkında Mülahaza
- Malta Sürgünleri
- Malta Adasından Firar
- Bir Şeyhülislam
- İttihatçı Çizgisimi? Ankara Görevimi?
- Görevde Riayet Fatura Ediliyor
- Kara Gün Yazısının Sahıb-I Kalemi
- Londra Konferansı
- Londra Konferansında Malta Sürgünleri Müzakeresi
- General Harıngton'ün Dönekliği
- Vezir-İ Meâü Semirim Tevfik Paşa;
- Anadoluya Nasihat Heyetî
- Yıkılış
- İstiklâl Savaşımız