Öşr   Babı

Öşr; Öşriyye olan arazînin balında veya dağın az da olsa balında; dağın meyvesinde vâcibdir. Öşriyye arazîsinin açıklaması yakında «Ci-hâd Bölüm» ünde gelecektir.

Temurtâşî (Rh.A.) : Eğer İmâm (Sultan) onu korumamış ise; dağ­larda, kırlarda ve mâliki olmayan yerlerde bulunan bal ve yaş meyve av gibidir. Eğer Sultan korumuş ise onda öşr vardır. Çünkü o, maksûd (kasdedilen) maldır.» demiştir.
İmâm Ebû Yûsuf (Rh.A.) dan; onda Öşr yoktur, diye rivayet edil­miştir. Zira o ibâha olarak bakîdir.' Yağmur suyu ve derelerin suyu ile sulanan şeylerde, nisâb şartı olmaksızın öşr vâcib olur. Nisâb beş veskdır. Vesk altmış sâ'dir. Sâ' sekiz ntldır. Rıtl oniki Okıyye (Vâkıy-ye) dir. Okıyye kırk dirhemdir. [44] Bunlarda bir sene kalması şart olma­dan öşr vâcib olur.
Hattâ sebzelerde [45] de öşr vâcibdir. İmâmeyn, sebzelerde (yeşilliklerde) öşr vâcib değildir, ancak eğer onun devamlı meyvesi [46] olup beş vesk'a varırsa vâcib olur, demişlerdir. Fakat, eğer kuru ot ve kamış gibi, odun benzeri olursa, öşrün yarısı vâcib olur ve fasıla da caiz olur. Yâni öşrün yarısı vâcib olur.

Büyük kırbalar (kovalar) veya hayvanın döndüğü dolap kovalan ile sulanan şeylerde gerekli masraflarını çıkarnıaksizın vâcib olur. Yâni birincide, yağmur suyu ve derelerin suyu ile sulananda tam öşr; ikinci­de, yâni büyük kovalarla veya dolap kovaları ile sulananda öşrün yarısı (yirmidebir) vâcib olur. Hizmetkârın ücretini, sığırın nafakasını, su ya­taklarının inşâ ve ıslâh masraflarını, bekçinin ücretini ve yine bunla­rın benzeri masraflarını kaldırmaksızın ve tohumunu çıkarmaksızın öşr vâcib olur. Çünkü Hidâye sarihleri ve başkaları, hâriçte yetişenin (ar­zın çıkardığının) hepsinde öşrün vâcib olduğunu açıklamışlardır.
Tağleb kabilesinin öşriyye olan arazîsinde öşr'ün katı (dı'fı) vâcib-dir. Gerek o Tağlebî, çocuk olsun, gerekse kadın olsun, gerek İslâm'a gelmiş olsun veya bir Müslüman onun arazîsini satın alsın, gerekse Zimmî [47] satın alsın, o arazîden öşr'ün dı'fı (katı) alınır.

Bizim çocuklarımızın arazîsinden Öşr alınır. Tağlebî çocuklarının arazîsinden onun katı alınır. Tağlebînin, İslâm Dînine girmesiyle üze­rinden katlanmış öşür düşmez.
Müslümamn öşriyye olan arazîsini Zimmî [48] satın alıp teslim al­sa, harâc vâcib olur. Vikaye ve Kenz'de teslim alma (kabz) zikredilme­miş ise de Hidâye, kabzı şart kılmıştır. Çünkü harâc ancak zirâatın mümkün olmasıyle vâcib olur. Bu ise kabz ile meydana gelir.
Müslümamn, şuf a [49] yoluyla Zimmîdeh aldığı arazîde kendisine öşr vâcib olur. Ya da o arazînin satışı fâsid [50] olduğu için kendisine geri verilse veya şart, görmek, ayb (kusur) muhayyerliğine binâen kâ-dînin hükmü ile geri verilse, öşr vâcib olur. (Kâdînın, hükmü ile : «Bi kâdâin» lafzında olan harf-i cer (yâni bi) geri verilse (ruddet) sözüne âiddir.) Yâni bir Zimmî bir Müslümandan öşriyye arazî satın alsa, on­dan sonra onu bir Müslüman ş.uf a yolu ile alsa veya Müslümana, sa­tışın fâsidliğinden dolayı veya herhangi bir muhayyerlik ile geri veril­se, daha önce olduğu gibi, öşriyye olur.

Evini bostan yapan Zimmî için harâc vardır. Yine Müslüman, ara­zîsini harâcî olan arazînin suyu ile sulasa, o Müslüman için de harâc vardır. Eğer öşriyye olan arazînin suyu ile sulamışsa, o arazîde öşr var­dır. Suların açıklaması yakında, «Cihâd Bölümü» nde gelecektir.

Zift ve petrol kaynağında mutlaka, yâni gerek o zift ve petrol kay­nağının yeri, öşriyye arazide olsun ve gerekse harâciyyede olsun, bîrşey gerekmez. O zift ve petrol kaynağının zirâata elverişli olan harîmin-de (içinde) eğer harâcî (harâc arazîsi) mevcûd ise, harâc vardır.
Öşr'ün alınmasının vakti, İmâm A'zanı' (Rh.A.) a göre; meyvenin belirdiği zamandır. [51] İmâm Ebû Yûsuf (Rh.A.) a göre; kemâle gel­diği zamandır. İmâm Muhammed1 (Rh.A.) e göre, anbara girdiği za­mandır. Hilafın faydası, mahsûl yok edildiğinde tazminatın lâzım olma­sı hususunda görülür. Zeylaî (Rh.A.) de böyle demiştir. [52]


Eser: Dürer

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Dürer

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..