Kadın Ve Erkekde Bakılması, Dokunulması Caiz Olan Ve Olmayan Yerler Ve Azl Hakkında Bir Fasıl

Erkek erkeğe bakabilir. Ancak avretine bakamaz. Erkeğin avreti göbeğinin altından dizinin altına kadavdır. Diz avrettir, göbek avret

değildir. Sonra dizde avretin hükmü uylukda avretin hükmünden da­ha hafîfdir. Uylukda avretin hükmü ise sev'ette yâni göbek ile uyluk arasında olan avretin hükmünden daha hafîfdir. Hattâ dizin açılmasın­da erkek hoş karşılanmaz. Uyluğun açılmasında erkek azarlanır. Sev'-etin (yani ayıp yerin) açılmasında, eğer erkek isrâr ederse dövülür.

Kadının kadına ve erkeğe bakması, erkeğin erkeğe bakması gibi­dir. Hattâ kadın için, erkek ve kadından, erkeğin erkeğe bakması caiz olan yerine bakması, eğer kadın şehvetten emîn olursa caiz olur. Çün­kü avret olmayan şeyde kadınlar ve erkekler muhtelif değildir.
Erkek, zevcesinin ve haram olmayan cariyesinin fercine bakabi­lir. [56] Çünkü Resûlüllah (S.A.V.) : «Cariyenden ve zevcenden başkasına gözünü yum (bakma).» bu­yurmuştur.

Musannifin, cariyeyi helâl iie kaydmn sebeb şudur i Çünkü câriye o erkeğe, Mecûsiyye ve Müşrike câriye gibi haranı olsa, veya bakılan kadın, bakanın anası veya süt kız kardeşi veya kendi kızı olsa, onların fercine bakmak helâl olmaz.

Erkek, zevcesinin ve cariyesinin fercine mutlak surette yani şeh­vetle ve şehvetsiz bakabilir.

Erkek, mahreminin yüzüne, başına, göğsüne, inciğine ve pazusuna bakabilir. Çünkü izin istemeden birbirilerinin yanına girebilirler. Ka­dın âdeten evinde eski ve iş elbisesi içindedir. Eğer zikredilen yerlere bakmak haram olsa, güçlüğe yol açardı.        ;

Eğer bakan şehvetinden emin olursa başkasının cariyesine de ba­kabilir. Çünkü başkasının cariyesinin hükmü mahreminin hükmü gi­bidir. Çünkij onları iş elbisesi içinde görme.zarureti vardır. Bu söz baş­kasının müdebberesi, iimmü veledi ve mükâtebesi olan cariyeleri de kapsar.

Şayet erkek şehvetinden emîn değilse, başkasının cariyesi gibi, mahreminin sırtına, karnına ve uyluğuna bakamaz. Çünkü arka ve ka­rın uyluğun açılmasında zaruret yoktur. Yukarıda zikredilen yüz, baş, göğüs ve incik ve pazunun açılmasında zaruret bulunduğu için bunun aksinedir.

Yolculuk ve görüşmede tutma ve dokunmaya ihtiyâç olduğu için, mahreminin ve başkasının cariyesinin bakmak helâl olası yerine do­kunmak da helâldir.

Cariyenin bakılması caiz olan uzvuna erkeğin dokunması, eğer o cariyeyi satın almak isterse, her ne kadar kendi şehvetinden korksa da zaruret için caiz olur.
Kendisine iştihâ (istek) duyulan yani misli mîicâmaat olunan câ­riye bir tek izâr ile satışa arz olunma?. Bir tek izâr ile murâd, göbek ile diz aralığını örten giysidir. Çünkü o cariyenin1 sırtı ve karnı avrettir. Bundan bâliğarun hâli ma'lûm olur.

Erkek yabancı kadının ancak yüzüne ve avuçlarına bakabilir. Çün­kü yüz ve avuca bakmada erkekler ile muameleye o kadının almak ve vermek bakımından ve bunların benzeri haceti için zaruret vardır.

Keza seyyide (Hanımefendi) kadın da zikredilen yabancı kadın gi­bidir. Yani seyyidenin erkek kölesi, Hanımefendinin ancak yüzüne ye ellerine bakabilir, ayaklarına bakamaz.

Eğer erkek yabancı kadına ve köle Hanını efendisine bakmada şeh­vetten korkarsa, kadının yüzüne bakmaz, ancak hacet için bakar. Çün­kü Resûlüllah (S.A.V.) :

«Bir kimse bir yabancı kadının güzelliklerine şehvetle bakarsa, kıyamet gününde onun gözlerine kurşun dökülür.» buyurmuştur.

Şayet bir kimse şehvetten korkarsa, haramdan sakınmak için, ihti­yâç olmadan yabancı kadının yüzüne bakması caiz olmaz. İhtiyâca mi­sâl : Kâdînin o kadın üzere hükmü ve şahidin şehâdeti gibi. Kâdi ve şâhid yabancı kadının yüzüne baksa, bu takdirde caiz olur. Her ne ka­dar şehvetten korksa da kaza ve şehâdeti edâ ile insanların haklarını ihyaya ihtiyâç olduğu için. caiz olur. Lâkin uygun olan, bakmakla o kadına hüküm veya şehâdeti edâ kasd etmektir. Yoksa şehveti kaza etmeyi kasdetmek değUdir.

Bir kimse bir kadım nikahlamak istese, her ne kadar o zaman şeh­vet duymaktan korksa <la, o kadına bakması caiz olur. çüiikü Resû­lüUah' (S.A.V.) in Muğtre* (R.A.) ye şöyle dediği rivayet edilmiştir :

«Sen bir kadınla evlenmek istediğin zaman o kadını gör. Çünkü görmek ikinizin kaynaşmanıza daha uygundur.»

Bir erkek bir kadını tedavi etse, zaruret miktarı o kadının hasta­lık yerine bakabilir. Uygun olan, erkek tabibin, tedavi etmeyi bir baş­ka kadına öğretmesidir. Çünkü cinsin cinse bakması daha hafîfdir.

Görülmezini ki, Öldükden sonra kadın kadını yıkar, erkek yıkamaz.

Erkeklik uzvu kesik (mecbûb), yumurtaları çıkarılmış (hadım) ve muhannes (kadımınsı erkek), yabancı kadına bakmakta erkek gibidir.

Hasiyy (yani yumurtaları çıkarılıp hadım olan) ise Hz. Âişe' (R.An-hâ) nin şu sözünden dolayıdır :

«Hasıyy olan erkek gibidir. Hasıyy olmazdan önce haram olan şey helâl olmaz.»

Bazıları demiştir ki: Hasıyy: Cima' yönünden insanların en şid-detlisidir. Çünkü onun âletine inzal İle gevşeklik gelmez. Mecbûb (ya­ni erkeklik uzvu kesik olan) ise sürtüştürüp inzal olur. Eğer suyu ku­rumuş mecbûb olursa, bizim Şeyhlerimiz onun hakkında, kadınlar ara­cına karışıp görüşmesine izin vermişlerdir. Esah olan kavle göre, mec-bûbun kadınlar arasına karışıp, görüşmesi helâl olmaz.
Erkek, cariyesinin izni olmadan menisini azleder. A z I: Kadını cima* edip inzal yakın olduğu zaman çıkarıp dışarı akıtmaktır. [57] Çünkü Resûlüllah (S.A.V.), cariyenin efendisi için : .

«Eğer dilersen ondan azledebilirsin» buyurmuştur.
Karısından  ancak  onun  izni  ile azledebilir.  Çünkü  Resûlüllah (S.A.V.) hür kadından azli, onun izni olmadıkça, yasak etmiştir. [58]


Eser: Dürer

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Dürer

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..