46- SERMAYE VE MÜDÂRABE DA'VÂSINDA KİTÂB-I HÜKMÎ İLE BEYYİNE İKÂMESİNİN KAYDI

Buhârâ hâkiminin karşısına, mahkeme açmak için bir da'vacı geldi. Bu da'vâcının yanında, bir da'vâlı veya onun naibi yoktur. Bu da'vâcı filan oğlu filandır.

Bu da'vâcı, bir gaibe karşı iddiada bulunuyor ve onun adını söyleyerek: "Şu yerdedir." diyor ve "Ona, doksan kırmızı Buhârâ yapısı, taze, ağırlığı Semerkant terazisinde tartılmış, dinar verip, sahih ve içinde mûcib-i fesad bir şey olmaksızın, bir müdârebe ortaklığı yaptığını; bu dinarlarla muhtelif şeyleri -Allah'ın takdir edeceği kadar rıziklanmak üzere- hazerde ve seterde alıp-satması; kârının üçte ikisinin sermâye sahibinin, üçte birinin de müdâribin olacağını; o şahsın isminin ve künyesinin şu olduğunu" söylüyor.
Ve, sermâyenin (= re'sü'1-mâhn) tamamını, onun sahih bir teslim alışla aldığını ve bu sermayede bir noksanlık (zarar) bulunmadığını; bunu -sözleşme meclisinde kendisine verdiğini; onun da bu meblağı teslim aldığını ve diğer şartların tamamını" ikrar ediyor. Ve da'vâlı, bunların tamamını doğruluyor. Da'vacı devamla "Müdânba, aynen yukardaki vasıflan taşıyan yirmi dirhemi daha verdiğini; onu da -sahih teslimle- müdâribin teslim aldığını." söyleyerek: "Şimdi ise, müdâribin gaip olduğunu ve filan şehirde bulunduğunu;kendisinin her iki da'vasına da şahitlerinin bulunduğunu" söyler. Muhıyt ve Zehıyre'de de böyledir. [98]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..