20- KORKU NAMAZI

Şüphesiz ki, Peygamber (S.A.V.) Efendimiz zamanında, korku namazı meşru' idi. İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe (R.A.) ile İmâm Muhammet! (R.A.)'e göre, korku namazının meşruiyeti, Pey­gamber (S.A.V.) Efendimiz'den sonra da bakidir. Sahih olan da bu­dur. Zâd'da da böyledir.

Korku ziyadeleştiği zaman, komutan cemaati ikiye böler. Bir kısmını düşmana karşı gönderir; bir kısmını da arkasına alarak, namazı kıldırır. Kudûrî'de de böyledir.

Korkunun şiddetlenmesi : Hep birlikte namaz kılmak iste­dikleri ve namazla iştigal ettikleri zaman, düşmanın durumu görüp, birden hücum etmesinden korkulması halidir. Cevheretü'n - Neyyi-re'de de böyledir.

Bir topluluk, bir karartı görür ve onu düşman zannederek korku namazı kılarsa, sonra da bu zamları doğru çıkarsa, namazları caiz olur. Fakat, zanlannın aksisi çıkarsa, namazları caiz olmaz.

Ancak, birinci taife nöbetten döndükten sonra ve henüz diğerleri namaz kılmakla iken ve gelenler safları geçmedn durum açıklık ka­zanmış olursa, namaz kılmakta oLanîar, namazlarını bina ederler. Müstahsen olan budur. Fethüİ - Kadîr'de de böyledir.
Bu hükümlerin tamamı, cemaat hakkındadır. İmâma gelin­ce, onun namazı her halinde caizdir. Çünkü, onun namazım ifsad edecek bir şey bulunmamaktadır. Bahrü'r - Râık'ta da böyledir. [22]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..