27- HASTANIN İKRARI İLE İLGİLİ SERİ ÇARELER

Hassâf, şöyle buyurmuştur:

Hasta bir şahsın, vârislerinden bir kısmına borcu olur ve bu bor­cunu ikrar eylemek isterse; âlimlerimize göre, bir hastanın, vârisle­rinden bir kısmına borçlu olduğunu ikrar etmesi sahih değildir. Bu­na çare şudur:

Bütün âlimlerimize göre, bu durumda hasta olan zat, güvenilir bir yabancıya borç ikrarında bulunur ve o yabancıya: "Onu alıp, o vârise vermesini" söyler.

Eğer yabancı: "Ben, Hâkimin bana yemin vermesinden ve "bu borç, ölenin üzerinde senin midir?" demesinden korkuyorum. Be­nim de yemin etmem caiz olmaz" derse; buna çâre:

Hasta olan zat, o yabancıya "kendi namma, alacaklı olan vâri­se, bir malım satmasını" söyler. O da öyle yapar. Hâkim yemin ve­recek olursa; yabancının, "hastada alacağının olduğuna dair" ye­min etmesi sahih olur.

"Bir hastanın ölümü yaklaşınca, borcunu ikrar etmesinin sahih olduğunu" zannediyoruz. Alacaklıya da yemin vermek gerekmez. Ye­minsiz olarak, onun hakkı verilir. Çünkü, Mebsût da bir çok yerde, şöyle denilmiştir: Hasta, alacaklılarına borcunu söyleyince, yemin­siz olarak onların alacakları, onlara verilir.

Yemin şart değildir.

Hassâf ise: "Yemin edilir." buyurmuştur, ve Yabancı, vârise bir şey satamazsa, bu duruma çâre Hassâf a göre:
Vâris, o yabancıya kendi malından bir mal bağışlar. Sonra da, o yabancı, onu kabul eyledikten sonra,—beyan eylediğimiz gibi— vârise borç mukabili satış yapar. [42]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..