Bu Konu İle İlgili Diğer Bazı Mes'eleler
Bir kimse, sıhriyet sebebi ile haramhği fkrar ederse; bu ikrarı kabul edilir ve eşi ile aralan ayrılır.
Keza, bir kimse, bu haramlığı nikâhtan önceye izafe ederek, karısına: «Ben seni nikahlamadan önce, annenle cima' etmiştim.» dese; bu söz kabufedilir ve hemen ayrılırlar. Ancak, bu söz, mehfr hakkında doğru kabul edilmez. O kimsenin, mehri müsemmayı (= nikâh akdi esnasında, tayin edilmiş o!an mehri) vermesi gerekir.
Bu ikrarda bulunan kimsenin, ikrarının üzerinde İsrar etmesi de şart değildir. Şayet sözünden geri dönmüş olsa ve : «Ben, yalan söy-Jedim.» dese; hakim bu sözüne inanmaz. Ancak, bu durum kendisi ile Allahu Teâlâ arasında bir husustur; şayet, başta yalan söyiemişse, karısı kendisine haram olmaz.
İmâm Muhammed (R.A.), Nikâh Kitabında: «Bir kimse, bir kadın için : «Bu benim süt anamdır,* sonra da : «Ben hata ettim.» deyip; o kadını nikahlamak istese, bu adamın, istihsânen o kadını alma hakkı vardır.» demiştir.
Bir kimse, kendi yaptığı bir işi haber verdiği zaman, £cîmâ' etmek gibi), bu sözü ile hanımından ayrılır. Çünkü, kendi yaptığı işterr haber verirken nadir hata yapılır.
Ancak, emmek meselesinde, bu şa'hıs kendi fiilinden haber vermiş değildir. Çünkü, emme zamanını hatirlayamaz. Onu ancak, başkasından duymuştur. Başkasından duyulan şeylerde ise, hata nâdirattan değildir. Tecnîs ve Mezîd'de de böyledir.
Bir kimse öpse, dokunsa veya fercîne baksa; sonra da, bunları şehvetle yapmadığını söylese; bu durumlar hakkında Sadru'ş -Şehîd : «Öpmek hakkında bu fiilin, şehvetsiz olduğu açığa çıkmadığı müddetçe, haramhğın sabit olması ile fetva verilir. Dokunmak ve ferce bakmak hususunda ise, haramliğin sabit olması ile fetva verilmez. Ancak, bunların şehvetle yapıldığının ortaya çıkması hâli müstesnadır; yani bu durumda haramlığın sabit olması İle fetva verilir. Çünkü, öpmekte aslolan şehvettir; dokunmak ve ferce bakmak İse bunun hilâfınadır. Muhiytfte de böyledir,
Bu hüküm, fercin haricine dokunulmuş olması hâlinde geçerlidir. Eğer, bu kimse ferce dokunmuş olursa, onun: «Ben, şehvetle dokunmadım.» demesine inanılmaz. Zahîriyye'de de böyledir.
Büyük âlim İmâm Zabîrû'd - Dîn el - Mürgmânî, ağız, yanak ve başı öpmek hallerinde; bu fiillerin vukuunda şehvet bulunmadığına delil getirilmez sadece 'kanaat bildirilirse, müsaharatın haramlığma fetva verirdi. Ve: «Onun [şeîıvetle değildi) sözü tasdik edilmez.» derdi.
Bakkâlî'de: «Dokunmasının şehvetle olduğunu inkâr eden kimsenin sözü kabul edilir.» demiştir.
Ancak, boynuna sarılır da, âleti harekete geçerse, bu durum müstesnadır; böyle olunca haramlık sabit olur. Muhıyt'te de böyledir.
Memesini tutmuş olan bir kimse «şehvetle değildi.» dese bile, sözü kabul edilmez. Çünkü, galip olan ihtimal sözünün hilafıdır.
Keza, beraberce bîr hayvana binseler, sıhriyet sebebi İle haramlık sabit olur. Kerderî'nin Vecîzİ'nde de böyledir.
Şehvetle öptüğünü ve şehvetle dokunduğunu İkrar eden şe-hâdeti kabul edilir. Cevâhiru'l - Ahlâtfde de böyledir.
Bizzat dokunmak ve şehvetle öpmek konusunda şehâdet kabul edilir mi? Muhtar olan kavile bu şehâdetin kabul edileceğidir. Fahrü'I - İslâm AH Bezdevî, bu görüşü benimsemiştir. Tecnîs'de ve Mezîd'de böyledir.
İmâm Muhammed (R.A.) de, NikshıTI - Câmî'de böyle zikretmiştir. Çünkü, bunların hepsinde de şehvet vuku' bulur. Bu şehvet; ya, kadının bir azasının, erkeğin bir azasını harekete geçirmesi ile olur; veya, bir uzvunu hareket ettirmeden, başka bir tesirle olur. Zehıyre'de de böyledir. Bunlar, olması mümkün,olan şeylerdir. Cevâhiru'l Ahlâtî'de de böyledir.
Kadı Ali es - Sağdı'd en soruldu ;
Bir sarhoş, kendi kızını kucaklayıp öpse ve ona cima' etmeyi kasdetse, bu sırada kızı: «Ben senin kızınım», dese ve bu sarhoş kızını bıraksa; bu durumda, o sarhoşa,.bu kızının anası haram olur mu?
O, şu cevabı verdi:
Evet, haram olur. Tatarhânİyye'de de böyledir.
Bîr kimseye; «Karının anasına ne yaptın?» denilse de; o da : «Ona cima' ettim.» dese, sıhriyet sebebi ile haramlık sabit olur.
«Soran da, sorulan da, latife etmiş olsalar; bu hususta bir şey gerekmez; bunlar yalancıdırlar; sözlerine inanılmaz. Muhıyt'te de böyledir,
Bir adamın bir cariyesi olsa ve: «Ben, ona clmâ' ettim.» dese; bu cariyeyi, o adamın oğlu alamaz. Cariye, bu adamın müfkü olmasa bile durum böyledir
Bir kimse, babasımian miras kalan bir cariyeye, babasının cima' ettiğini öğrenirse, kendisi cima' edemez. Serahsi'nin Muhryt'inde de böyledir.
Bir kimse, bîr kadını kız olarak nPkâhlasa; cima' etmek iste-- diği zaman da, onu bozuk olarak 'bulsa ve: «Seni kim böyle yaptı?-dese; kadın da: «Baban yapti.» demiş olsa; eğer kocası,-kadının sözüne İnanırsa, kadın ondan boş olur ve kocanın mehir vermesi gerekmez. Fakat, kadına İnanmaz ve onun sözünü yalanlarsa; bu durumda o kadın, bu adamın karışıdır. Zahîriyye'de de böyledir.
Bir kadın, kocasının oğlunun, kendisine şehvetle dokunduğunu iddia etse; bu kadının sözüne inanılmaz; söz, kocasının oğlunun-dur, Sirâcü'I - Vehhâc'da da böyledir.
Bir oğul, babasının karısını veya bir baba, oğlunun karısını şehvetle öpse ve bu durum kadının hoşuna gitmese; erkek de şehvetli oiduğunu inkâr etse; erkeğin sözüne inanılır. Eğer erkek, şehvetli olduğunu söylerse, ayrılık vâkî olur. Bu durumda kocanın, karısının mehrini vermesi gerekir.
Bir kimse, bir şahsın cârîyesînî tezvîc etse; sonra da bu câriye, kocası kendisi ile cima' etmeden önce, kocasının oğlunu öpse; koca onun şehvetle öptüğünü, cariyenin efendisi ise, şehvetsîz öptüğünü iddia etse; kocanın ikrar eyî-emesî, cariyenin şehvetle öptüğüne delâlet edeceğinden; efendisinin de bunu inkâr etmesi sebebi ile meh-rin yarısı gerekir. «Ben onu, şehveti öptüm.» dese bile. cariyenin sözünün doğruluğu kabul edilmez. Muhıyt'te de böyledir.
Bir kadın, husumet sebebi ile, bîr erkeğin zek-erinf yakalasa ve: «Şehvetsîz tuttum.» dese; bu kadına inanılır. Hızânetü'l - Fetâvâ'-da da böyledir,
İmâm Muhammed.(R.A.): bu hususta şöyle demiştir: Aslında nikâh, musaharat ve emişme sebebi iie kalkmaz; belki de bu durumlarda nikâh fâsid olur. (= bozulur.) Bunun içindir ki, İşti'bah (= şüphe etme hâli) bulunsun bulunmasın, musaharat veya süt emme sebebi ile nfkâh fâsid olduktan sonra ve ayrılmadan önce, cima' eden kimseye had gerekmez. Zehıyre'de de böyledir.
Bir kadınla zina etmiş olan kimse, sonradan tevbe etmiş olsa bile, bu kadının kızı, o adama ebediyyen haram olur. Bu, haram cimâ'-dan dolayı, musaharat sebebi ile haram oluşunun sabit olduğuna delâlet eder. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir..
Bir adamın, kendi öz oğlunun karısının foaş'ka kocadan olan kızını veya anasını almasında bir <beis yoktur. SerahsîVıin Mu-hıyt'inde de böyledir.
Fetâvâyi Suğrâ'da şöyle denilmiştir:
Kocasından boşanıp, bir başkası ile evlenen bir kadına, yeni kocası, zekeri bezle sarılı olduğu halde cima' eder; sonra boşarsa; eğer cima' esnasında sargı, fercin sıcaklığının zekere geçmesine mani olmuyorsa; bu kadının önceki kocası ile tekrar evlenmesi helâl olur. Eğer bu bez, sıcaklığın geçmesine mâni oluyorsa, bu kadın ilk kocasına helâl olmaz, Holâsa'da da böyledir. [11]
Keza, bir kimse, bu haramlığı nikâhtan önceye izafe ederek, karısına: «Ben seni nikahlamadan önce, annenle cima' etmiştim.» dese; bu söz kabufedilir ve hemen ayrılırlar. Ancak, bu söz, mehfr hakkında doğru kabul edilmez. O kimsenin, mehri müsemmayı (= nikâh akdi esnasında, tayin edilmiş o!an mehri) vermesi gerekir.
Bu ikrarda bulunan kimsenin, ikrarının üzerinde İsrar etmesi de şart değildir. Şayet sözünden geri dönmüş olsa ve : «Ben, yalan söy-Jedim.» dese; hakim bu sözüne inanmaz. Ancak, bu durum kendisi ile Allahu Teâlâ arasında bir husustur; şayet, başta yalan söyiemişse, karısı kendisine haram olmaz.
İmâm Muhammed (R.A.), Nikâh Kitabında: «Bir kimse, bir kadın için : «Bu benim süt anamdır,* sonra da : «Ben hata ettim.» deyip; o kadını nikahlamak istese, bu adamın, istihsânen o kadını alma hakkı vardır.» demiştir.
Bir kimse, kendi yaptığı bir işi haber verdiği zaman, £cîmâ' etmek gibi), bu sözü ile hanımından ayrılır. Çünkü, kendi yaptığı işterr haber verirken nadir hata yapılır.
Ancak, emmek meselesinde, bu şa'hıs kendi fiilinden haber vermiş değildir. Çünkü, emme zamanını hatirlayamaz. Onu ancak, başkasından duymuştur. Başkasından duyulan şeylerde ise, hata nâdirattan değildir. Tecnîs ve Mezîd'de de böyledir.
Bir kimse öpse, dokunsa veya fercîne baksa; sonra da, bunları şehvetle yapmadığını söylese; bu durumlar hakkında Sadru'ş -Şehîd : «Öpmek hakkında bu fiilin, şehvetsiz olduğu açığa çıkmadığı müddetçe, haramhğın sabit olması ile fetva verilir. Dokunmak ve ferce bakmak hususunda ise, haramliğin sabit olması ile fetva verilmez. Ancak, bunların şehvetle yapıldığının ortaya çıkması hâli müstesnadır; yani bu durumda haramlığın sabit olması İle fetva verilir. Çünkü, öpmekte aslolan şehvettir; dokunmak ve ferce bakmak İse bunun hilâfınadır. Muhiytfte de böyledir,
Bu hüküm, fercin haricine dokunulmuş olması hâlinde geçerlidir. Eğer, bu kimse ferce dokunmuş olursa, onun: «Ben, şehvetle dokunmadım.» demesine inanılmaz. Zahîriyye'de de böyledir.
Büyük âlim İmâm Zabîrû'd - Dîn el - Mürgmânî, ağız, yanak ve başı öpmek hallerinde; bu fiillerin vukuunda şehvet bulunmadığına delil getirilmez sadece 'kanaat bildirilirse, müsaharatın haramlığma fetva verirdi. Ve: «Onun [şeîıvetle değildi) sözü tasdik edilmez.» derdi.
Bakkâlî'de: «Dokunmasının şehvetle olduğunu inkâr eden kimsenin sözü kabul edilir.» demiştir.
Ancak, boynuna sarılır da, âleti harekete geçerse, bu durum müstesnadır; böyle olunca haramlık sabit olur. Muhıyt'te de böyledir.
Memesini tutmuş olan bir kimse «şehvetle değildi.» dese bile, sözü kabul edilmez. Çünkü, galip olan ihtimal sözünün hilafıdır.
Keza, beraberce bîr hayvana binseler, sıhriyet sebebi İle haramlık sabit olur. Kerderî'nin Vecîzİ'nde de böyledir.
Şehvetle öptüğünü ve şehvetle dokunduğunu İkrar eden şe-hâdeti kabul edilir. Cevâhiru'l - Ahlâtfde de böyledir.
Bizzat dokunmak ve şehvetle öpmek konusunda şehâdet kabul edilir mi? Muhtar olan kavile bu şehâdetin kabul edileceğidir. Fahrü'I - İslâm AH Bezdevî, bu görüşü benimsemiştir. Tecnîs'de ve Mezîd'de böyledir.
İmâm Muhammed (R.A.) de, NikshıTI - Câmî'de böyle zikretmiştir. Çünkü, bunların hepsinde de şehvet vuku' bulur. Bu şehvet; ya, kadının bir azasının, erkeğin bir azasını harekete geçirmesi ile olur; veya, bir uzvunu hareket ettirmeden, başka bir tesirle olur. Zehıyre'de de böyledir. Bunlar, olması mümkün,olan şeylerdir. Cevâhiru'l Ahlâtî'de de böyledir.
Kadı Ali es - Sağdı'd en soruldu ;
Bir sarhoş, kendi kızını kucaklayıp öpse ve ona cima' etmeyi kasdetse, bu sırada kızı: «Ben senin kızınım», dese ve bu sarhoş kızını bıraksa; bu durumda, o sarhoşa,.bu kızının anası haram olur mu?
O, şu cevabı verdi:
Evet, haram olur. Tatarhânİyye'de de böyledir.
Bîr kimseye; «Karının anasına ne yaptın?» denilse de; o da : «Ona cima' ettim.» dese, sıhriyet sebebi ile haramlık sabit olur.
«Soran da, sorulan da, latife etmiş olsalar; bu hususta bir şey gerekmez; bunlar yalancıdırlar; sözlerine inanılmaz. Muhıyt'te de böyledir,
Bir adamın bir cariyesi olsa ve: «Ben, ona clmâ' ettim.» dese; bu cariyeyi, o adamın oğlu alamaz. Cariye, bu adamın müfkü olmasa bile durum böyledir
Bir kimse, babasımian miras kalan bir cariyeye, babasının cima' ettiğini öğrenirse, kendisi cima' edemez. Serahsi'nin Muhryt'inde de böyledir.
Bir kimse, bîr kadını kız olarak nPkâhlasa; cima' etmek iste-- diği zaman da, onu bozuk olarak 'bulsa ve: «Seni kim böyle yaptı?-dese; kadın da: «Baban yapti.» demiş olsa; eğer kocası,-kadının sözüne İnanırsa, kadın ondan boş olur ve kocanın mehir vermesi gerekmez. Fakat, kadına İnanmaz ve onun sözünü yalanlarsa; bu durumda o kadın, bu adamın karışıdır. Zahîriyye'de de böyledir.
Bir kadın, kocasının oğlunun, kendisine şehvetle dokunduğunu iddia etse; bu kadının sözüne inanılmaz; söz, kocasının oğlunun-dur, Sirâcü'I - Vehhâc'da da böyledir.
Bir oğul, babasının karısını veya bir baba, oğlunun karısını şehvetle öpse ve bu durum kadının hoşuna gitmese; erkek de şehvetli oiduğunu inkâr etse; erkeğin sözüne inanılır. Eğer erkek, şehvetli olduğunu söylerse, ayrılık vâkî olur. Bu durumda kocanın, karısının mehrini vermesi gerekir.
Bir kimse, bir şahsın cârîyesînî tezvîc etse; sonra da bu câriye, kocası kendisi ile cima' etmeden önce, kocasının oğlunu öpse; koca onun şehvetle öptüğünü, cariyenin efendisi ise, şehvetsîz öptüğünü iddia etse; kocanın ikrar eyî-emesî, cariyenin şehvetle öptüğüne delâlet edeceğinden; efendisinin de bunu inkâr etmesi sebebi ile meh-rin yarısı gerekir. «Ben onu, şehveti öptüm.» dese bile. cariyenin sözünün doğruluğu kabul edilmez. Muhıyt'te de böyledir.
Bir kadın, husumet sebebi ile, bîr erkeğin zek-erinf yakalasa ve: «Şehvetsîz tuttum.» dese; bu kadına inanılır. Hızânetü'l - Fetâvâ'-da da böyledir,
İmâm Muhammed.(R.A.): bu hususta şöyle demiştir: Aslında nikâh, musaharat ve emişme sebebi iie kalkmaz; belki de bu durumlarda nikâh fâsid olur. (= bozulur.) Bunun içindir ki, İşti'bah (= şüphe etme hâli) bulunsun bulunmasın, musaharat veya süt emme sebebi ile nfkâh fâsid olduktan sonra ve ayrılmadan önce, cima' eden kimseye had gerekmez. Zehıyre'de de böyledir.
Bir kadınla zina etmiş olan kimse, sonradan tevbe etmiş olsa bile, bu kadının kızı, o adama ebediyyen haram olur. Bu, haram cimâ'-dan dolayı, musaharat sebebi ile haram oluşunun sabit olduğuna delâlet eder. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir..
Bir adamın, kendi öz oğlunun karısının foaş'ka kocadan olan kızını veya anasını almasında bir <beis yoktur. SerahsîVıin Mu-hıyt'inde de böyledir.
Fetâvâyi Suğrâ'da şöyle denilmiştir:
Kocasından boşanıp, bir başkası ile evlenen bir kadına, yeni kocası, zekeri bezle sarılı olduğu halde cima' eder; sonra boşarsa; eğer cima' esnasında sargı, fercin sıcaklığının zekere geçmesine mani olmuyorsa; bu kadının önceki kocası ile tekrar evlenmesi helâl olur. Eğer bu bez, sıcaklığın geçmesine mâni oluyorsa, bu kadın ilk kocasına helâl olmaz, Holâsa'da da böyledir. [11]
Konular
- Şehidin Hükmü :
- 22- SECDELER
- NİKÂH
- (Kitâbü'n Nikâh)
- 1- NİKÂHIN ŞER'İ TARİFİ, SIFATI, RÜKNÜ, ŞART VE HÜKMÜ
- Nikâhın Tarifi:
- Nikâhın Sıfatı:
- Nikâhın Rüknü :
- Nikâhın Şartları:
- Nikâhın Hükümleri
- 2- NİKÂH HANGİ SÖZLE SAHİH OLUR. HANGİSİ İLE SAHİH OLMAZ?
- Sarih Lafız, Kinaye Lafız :
- 3- NİKÂHLANMASI HARAM OLAN KADINLAR
- 1- Nesep Sebebi İle Nikâhları Haram Olan Kadınlar
- 2- Sıhriyet Sebeb İle Nikâhları Haram Olan Kadınlar
- Bu Konu İle İlgili Diğer Bazı Mes'eleler
- 3- Ridâ (- Emişmek) Sebebi İle Nikâhları Haram Olan Kadınlar
- 4- Dörtten Fazla Kadını Ve Birbirinin Mahremi Olan İki Kadını Bir Kimsenin Nikâhı Altında Cem Etmesi
- Dörtten Fazla Yabancı Kadını, Bir Kişinin Nikâhı Altında Toplaması
- Bir Kimsenin Birbirinin Mahremi Bulunan İki Kadını Nikâha Altında Cem Etmesi
- 5- Hür Bir Kadin Üzerine Bir Gâhiyeyi Nikahlamanın Veya Bunlar! Beraber Nikahlamanın Hahamlığı
- 6- Başkalarının Hakki Sebebi İle Nikâha Haram Olan Kadınlar
- 7- Şirk Sebebi İle Nikâhları Haram Olan Kadınlar
- 8- Mülk Sebebi İle Nikâhı Haram Olanlar
- 9- Talâk Sebebi İle Nikaları Haram Olanlar
- Bu Hususlarla İlgili Diğer Bazı Mes'eleler
- 4- NİKÂHTA VELAYET
- Akrabalık:
- Efendilik:
- İmamet :