6- Başkalarının Hakki Sebebi İle Nikâha Haram Olan Kadınlar
Bir kimsenin, başka birinin karısını nikahlaması caiz değildir.
Keza, iddeti bitmemiş oîan bir kadını, nikahlamak da caiz değildir. Sirâcü'l - Vehhâc'da da böyledir.
Bu iddetîn, boşanmaktan, ölümden, fâsid nikâhtan veya şüpheli nikâhtan olması halleri de, müsâvîdir. Bedâi'de de böyledir.
Bir kimse, başkasının nikâhlısı olduğunu bilmeyerek, bir kadını nikahlamış ve cima' etmiş bulunsa; bu kadının, iddet beklemesi gerekir. Fakat bu adam o kadını, başkasının nikâhlısı olduğunu bile bile, nikâhlamışsa, cimâ'sı, kocasına haram olmadığı müddetçe o kadına, Iddet lâzım gelmez. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
İddet sahibinin, o kadını nikahlaması caiz olur. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Bu hüküm, iddetten başka bir mâni olmaması halindedir. Bedâi'de de böyledir.
İmâm Ebû Hanife (R.A.) ve İmâm Muhammed (RA)'e göre, zinadan hamile bulunan bir kadını, nikahlamak caizdir; ancak, bu kadın, doğum yapana kadar ona clmâ' edilmez. Ebû Yûsuf [R-ATa göre ise, bu nikâh sahih olmaz. Fetva ise, öncekilerin kavillerine göredir. Muhıyt'te de böyledir.
Bu durumdaki bir kadına, cima' etmek mubah olmadığı gibi cimâ'yı teşvik edici haller de mubah olmaz. Fethü'l -Kadîr'de de böyledir.
Mecmüu'n - Nevâzil'de: «Bir kimse, zina etmiş olduğu bir kadını, nikahladığı zaman; onun hâmile olduğu açığa çıkarsa, bu nikâh, bütün âlimlerimize göre caiz olur. Bu adam, yine bütün âlimlerimize göre, o kadına cima1 edebilir. Bu kadının nafakası da, o adamın üzerine olur. Umûmun kavline göre, bu böyledir. Zehıyre'de de böyledir.
Bir adamın, nikahlamış bulunduğu bir kadın, hilkati tamamlamış bir çocuk düşürse; eğer bu düşük, dört aylık ise, nikâh sahih ve caiz olur; düşük dört aylıktan az ise, bu nikâh caiz olmaz. ÇDnkü, bebek, yüz yirmi günlük olmadıkça, hilkat belli olmaz. Zahîriyye'de 4e böyledir.
Hamile kadın, karnındaki çocuğun kimden olduğunu biliyorsa; bu kadının ni'kâhı bil - icmâ' caiz olmaz. Bu kadın, ibir harbîden thamile kalmış ve sonradan hicret etmiş veya esir alınmışsa, nikâhı caiz olur; ancak, hamiiıri vaz edene (='doğurana) kadar, nikahlayan kimse, onunla cima' edemez. Bu kavil, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'den, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) tarafından da rivayet edilmiştir. T&hâvî de, bu kavli mu'temed görmüştür. Ancak, İmâm Muhammed (R.A.), bunu men etmiştir. Kerhîde, bu kavle itimad etmiştir. Esahh ve İtimad edilecek olan görüş de budur. Tebyîn'de de böyledir.
Bir kimse, hâmile olan ümm-ü veledini nikahlamış olsa; bu nikâh, battl olur. Ancak, bu ümm-ü veled, hamiie değilse, nikâh câîz o!ur. Kâdîhân'm Câmiü's - Sağîri'nde de böyledir.
Cariyesine cima' etmiş olan bir kimse, daha sonra da, onu nikahlamış olsa, bu nikâh, caiz olur. Ancak, bu câriye, erkeğin suyundan korunmak için istibra (= meniyi ferçten uzaklaştırmak) yapıyorsa, bu durumda, nikâh caiz olmaz. Hidâye'de de böyledir.
Bu durumda, efendinin istibra yapması müstehaptır. Hidâye Şerhî'nde de böyledir.
İmâm Ebû Hanîfe ile İmâm Yûsuf'a göre, nîkâh câîz olduğu zaman, koca, İstibradan önce de, cima' edebilir. İmâm Muhammed ise : «İstibra yapana kadar, cima1 yapılmasını hoş, görmem.» demiştir. Nihâ-ye'de de böyledir.
Fakîh Ebû'l - Leys: «İmâm Muhammed'in kavli, ihtiyata daha yakındır. Biz de, onu alıp, kabul ederiz.» demiştir. Nihâye'de de böyledir.
Bu ihtilâf, efendinin cariyeyi istibradan önce nikahlamış olması halindedir. Eğer câriye, istibrâyı nikâhtan önce yapmış ise, îs-tibrâsız cimâ'nın caiz olduğunda, İttifak vardır. Fethü'l - Kadîr'de de 'böyledir.
Bir kimse, zina ettiğini gördüğü bir kadını nikâhlasa, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ile İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre bu kadın, istibra[17] etmeden onunla cima' etmek helâl olur. İmâm Muhemmed (R.A.) Ise^ «İstibra etmedikçe, o kadınla cima' edilmesini, sevimli bulmam.» demiştir. Hidâye'de de böyledir.
Bize göre, bir babanın, oğlunun cariyesini nikahlaması caiz olur. Tatarhânîyye'de de böyledir.
O Kocasını, dâr-ı harpte bırakıp, yalnız başjna dâr-ı islâma gelmiş bulunan bir kadını, nikahlamak caizdir. Ve bu kadının, idde! beklemesi g-erekmediği hususunda da, icmâ' vardır.
Keza, hicret eâen kadınları nikahlamak da, caizdir. Bunlara karşı, iddet beklemek de yoktur. 3u, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'nİn kavİidir. İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) ile İmâm Muhammed (R.A.) ise : «Bunlara karşı da, iddet beklenir; iddetleri içinde, nikâhlanmaiarı caiz olmaz.» demişlerdir.
Hayızdsn dolayı istibra yapmadan önce, Cİmâî yapmanın helâl olmadığı hususunda, ihtilâf yoktur. Bedâi'de böyledir. [18]
Keza, iddeti bitmemiş oîan bir kadını, nikahlamak da caiz değildir. Sirâcü'l - Vehhâc'da da böyledir.
Bu iddetîn, boşanmaktan, ölümden, fâsid nikâhtan veya şüpheli nikâhtan olması halleri de, müsâvîdir. Bedâi'de de böyledir.
Bir kimse, başkasının nikâhlısı olduğunu bilmeyerek, bir kadını nikahlamış ve cima' etmiş bulunsa; bu kadının, iddet beklemesi gerekir. Fakat bu adam o kadını, başkasının nikâhlısı olduğunu bile bile, nikâhlamışsa, cimâ'sı, kocasına haram olmadığı müddetçe o kadına, Iddet lâzım gelmez. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
İddet sahibinin, o kadını nikahlaması caiz olur. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Bu hüküm, iddetten başka bir mâni olmaması halindedir. Bedâi'de de böyledir.
İmâm Ebû Hanife (R.A.) ve İmâm Muhammed (RA)'e göre, zinadan hamile bulunan bir kadını, nikahlamak caizdir; ancak, bu kadın, doğum yapana kadar ona clmâ' edilmez. Ebû Yûsuf [R-ATa göre ise, bu nikâh sahih olmaz. Fetva ise, öncekilerin kavillerine göredir. Muhıyt'te de böyledir.
Bu durumdaki bir kadına, cima' etmek mubah olmadığı gibi cimâ'yı teşvik edici haller de mubah olmaz. Fethü'l -Kadîr'de de böyledir.
Mecmüu'n - Nevâzil'de: «Bir kimse, zina etmiş olduğu bir kadını, nikahladığı zaman; onun hâmile olduğu açığa çıkarsa, bu nikâh, bütün âlimlerimize göre caiz olur. Bu adam, yine bütün âlimlerimize göre, o kadına cima1 edebilir. Bu kadının nafakası da, o adamın üzerine olur. Umûmun kavline göre, bu böyledir. Zehıyre'de de böyledir.
Bir adamın, nikahlamış bulunduğu bir kadın, hilkati tamamlamış bir çocuk düşürse; eğer bu düşük, dört aylık ise, nikâh sahih ve caiz olur; düşük dört aylıktan az ise, bu nikâh caiz olmaz. ÇDnkü, bebek, yüz yirmi günlük olmadıkça, hilkat belli olmaz. Zahîriyye'de 4e böyledir.
Hamile kadın, karnındaki çocuğun kimden olduğunu biliyorsa; bu kadının ni'kâhı bil - icmâ' caiz olmaz. Bu kadın, ibir harbîden thamile kalmış ve sonradan hicret etmiş veya esir alınmışsa, nikâhı caiz olur; ancak, hamiiıri vaz edene (='doğurana) kadar, nikahlayan kimse, onunla cima' edemez. Bu kavil, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'den, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) tarafından da rivayet edilmiştir. T&hâvî de, bu kavli mu'temed görmüştür. Ancak, İmâm Muhammed (R.A.), bunu men etmiştir. Kerhîde, bu kavle itimad etmiştir. Esahh ve İtimad edilecek olan görüş de budur. Tebyîn'de de böyledir.
Bir kimse, hâmile olan ümm-ü veledini nikahlamış olsa; bu nikâh, battl olur. Ancak, bu ümm-ü veled, hamiie değilse, nikâh câîz o!ur. Kâdîhân'm Câmiü's - Sağîri'nde de böyledir.
Cariyesine cima' etmiş olan bir kimse, daha sonra da, onu nikahlamış olsa, bu nikâh, caiz olur. Ancak, bu câriye, erkeğin suyundan korunmak için istibra (= meniyi ferçten uzaklaştırmak) yapıyorsa, bu durumda, nikâh caiz olmaz. Hidâye'de de böyledir.
Bu durumda, efendinin istibra yapması müstehaptır. Hidâye Şerhî'nde de böyledir.
İmâm Ebû Hanîfe ile İmâm Yûsuf'a göre, nîkâh câîz olduğu zaman, koca, İstibradan önce de, cima' edebilir. İmâm Muhammed ise : «İstibra yapana kadar, cima1 yapılmasını hoş, görmem.» demiştir. Nihâ-ye'de de böyledir.
Fakîh Ebû'l - Leys: «İmâm Muhammed'in kavli, ihtiyata daha yakındır. Biz de, onu alıp, kabul ederiz.» demiştir. Nihâye'de de böyledir.
Bu ihtilâf, efendinin cariyeyi istibradan önce nikahlamış olması halindedir. Eğer câriye, istibrâyı nikâhtan önce yapmış ise, îs-tibrâsız cimâ'nın caiz olduğunda, İttifak vardır. Fethü'l - Kadîr'de de 'böyledir.
Bir kimse, zina ettiğini gördüğü bir kadını nikâhlasa, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ile İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre bu kadın, istibra[17] etmeden onunla cima' etmek helâl olur. İmâm Muhemmed (R.A.) Ise^ «İstibra etmedikçe, o kadınla cima' edilmesini, sevimli bulmam.» demiştir. Hidâye'de de böyledir.
Bize göre, bir babanın, oğlunun cariyesini nikahlaması caiz olur. Tatarhânîyye'de de böyledir.
O Kocasını, dâr-ı harpte bırakıp, yalnız başjna dâr-ı islâma gelmiş bulunan bir kadını, nikahlamak caizdir. Ve bu kadının, idde! beklemesi g-erekmediği hususunda da, icmâ' vardır.
Keza, hicret eâen kadınları nikahlamak da, caizdir. Bunlara karşı, iddet beklemek de yoktur. 3u, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'nİn kavİidir. İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) ile İmâm Muhammed (R.A.) ise : «Bunlara karşı da, iddet beklenir; iddetleri içinde, nikâhlanmaiarı caiz olmaz.» demişlerdir.
Hayızdsn dolayı istibra yapmadan önce, Cİmâî yapmanın helâl olmadığı hususunda, ihtilâf yoktur. Bedâi'de böyledir. [18]
Konular
- Nikâhın Sıfatı:
- Nikâhın Rüknü :
- Nikâhın Şartları:
- Nikâhın Hükümleri
- 2- NİKÂH HANGİ SÖZLE SAHİH OLUR. HANGİSİ İLE SAHİH OLMAZ?
- Sarih Lafız, Kinaye Lafız :
- 3- NİKÂHLANMASI HARAM OLAN KADINLAR
- 1- Nesep Sebebi İle Nikâhları Haram Olan Kadınlar
- 2- Sıhriyet Sebeb İle Nikâhları Haram Olan Kadınlar
- Bu Konu İle İlgili Diğer Bazı Mes'eleler
- 3- Ridâ (- Emişmek) Sebebi İle Nikâhları Haram Olan Kadınlar
- 4- Dörtten Fazla Kadını Ve Birbirinin Mahremi Olan İki Kadını Bir Kimsenin Nikâhı Altında Cem Etmesi
- Dörtten Fazla Yabancı Kadını, Bir Kişinin Nikâhı Altında Toplaması
- Bir Kimsenin Birbirinin Mahremi Bulunan İki Kadını Nikâha Altında Cem Etmesi
- 5- Hür Bir Kadin Üzerine Bir Gâhiyeyi Nikahlamanın Veya Bunlar! Beraber Nikahlamanın Hahamlığı
- 6- Başkalarının Hakki Sebebi İle Nikâha Haram Olan Kadınlar
- 7- Şirk Sebebi İle Nikâhları Haram Olan Kadınlar
- 8- Mülk Sebebi İle Nikâhı Haram Olanlar
- 9- Talâk Sebebi İle Nikaları Haram Olanlar
- Bu Hususlarla İlgili Diğer Bazı Mes'eleler
- 4- NİKÂHTA VELAYET
- Akrabalık:
- Efendilik:
- İmamet :
- Bu Konu İle İlgili Diğer Bazı Mes'eleler
- 5- NİKÂHDA KEFÂET (= DENK OLMA) [32]
- Kefâet (= Denklik) Esasen Şu Altı Yerde Aranır
- 1- Nesebte Denklik [34] :
- 2- İslâmiyet'te Denklik :
- 3- Hürriyette Denklik :