10- VASİYET HUSUSUNDA YAPILAN ŞEHÂDETLER
İki vasî şehâdette bulunarak: "Bir adamın, ikisini birlikte, filana vasî tayin ettiğini1 söylerler; o filan da bunu iddia ederse; bu -kıyâsen değil de-istihsânen caizdir. Serahst'nin Muhıyö'nde de böyledir.
Şayet, o filân iddiada bulunmazsa; işte o zaman, ikisinin de şehâ-detleri, kıyâsen de, istihsânen de kabul edilmez. Her ne kadar, vârisler iddiada bulunsa bile, kendisi için şehâdette bulunulan inkâr ederse bu böyledir.
Eğer vârisler iddiada bulunmazsa; üçüncü adamın diğer ikisiyle birlikte vasî olduğuna dâir vasilerin şehâdeti, kıyâsen de, istihsânen de kabul edilmez.
İmâm, el-Asıl'da şöyle buyurmuştur:
Üzerine şahitlik yapılan kişi, şahitleri yalanlarsa, bir şahit daha getirilir.
Âlimlerimiz: "Onlarla birlikte, bir şahit daha getirilir." sözü, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ve İmâm Muhammed (R.A.)'e göredir."
buyurmuşlardır.
Bir kısmı da: "Hayır, tamamının sözüdür." demişlerdir.
Zahir olanı da budur. Bunun hilafı zikredilmemiştir.
İki oğul, şehâdette bulunarak: "Babalarının filana vasiyet ettiğini" söylerler; o filan da bunu iddia ederse; kıyâsen, şehâdetleri kabul edilmez. İstihsânen ise, kabul edilir.
Fakat, o filan bunu inkâr ederse, diğer vârisler de iddia eylemez iseler, o takdirde, iki oğlun şehâdeti kabul edilmez. Bu, hem kıyâsen, hem de istihsanen böyledir.
Diğer vârisler iddia eder; da'valı da bunu inkâr ederse; bu kıyâsen de istihsanen de kabul edilmez.
tki adam, "Ölen bir kişide, alacaklarının olduğuna; onun da filan adama vasiyet ettiğine" şehâdette bulunurlar; o filan da, bunu kabul ederse; -kıyâsda- şehâdetleri kabul edilmez; istihsanda ise, kabul edilir.
Bu, vasinin vasiliğini iddia eylediği zaman böyledir.
Şayet, iddia eylemez ve ölenin de, bu iki alacaklısından başka iddia eden kimsesi yoksa; ikisinin şehâdeti de -hem kıyâsen, hem de istihsânen-kabûl edilmez.
Keza, iki kişi, "ölen zatın, kendilerinde alacağının olduğuna ve filâna vasiyet eylediğine" şehâdette bulunurlar; o filan da bunu iddia ederse; mes'ele kıyâsda ve istihsanda aynıdır.
Fakat, kendisine vasiyette bulunulan şahıs iddiada bulunmazsa; ve vârisler iddia ederlerse; bu, kıyâsen de, istihsanen de kabul edilmez.
Şayet, vârisler, inkâr ederler; iddia etmezlerse, yine kıyâsen de, istihsanen de şehâdetleri kabul edilmez.
Vasînin iki oğlu şehâdette bulunarak: "Filan zat, babamıza vasiyette bulundu." derler; vasî de bunu iddia eder; -vârisler iddia etmezse; bu şehâdet de, kıyâsen ve istihsanen kabul edilmez.
Hâkim de, bu iki şahidin talebi üzerine, o zatı ölenin terekesine vasî tâyin etmez.
Her ne kadar, vasî buna rağbet etse'bile; onların şehâdetiyle vasî tâyin edilmez.
Fakat, vasî, inkâr eder de vârisler iddia ederse; işte o zaman, onların şehâdeti kabul edilir.
Eğer vârisler iddia eylemezse; şehâdetleri kabul edilmez.
Böyle bir hâlde, kardeşin şehâdeti makbuldür.
Mufavada ve diğer ortakların şehâdeti de makbuldür.
İki vasiden birisinin oğulları, şehâdette bulunarak: "Filan zat, babamızı vasi tayin eyledi; filan 4a beraber." derler ve eğer babaları da, bu iddiada bulunursa; işte bu şehâdet, babaları hakkında kabul edilmez; diğeri hakkında da kabul edilmez.
Şayet, babaları iddia eylemez de, vârisler iddia ederse; işte o zaman, şehâdet kabul edilir.
Eğer baba ve onun ortağı ve vârisler, iddiada bulunmazlarsa; -iddia olmadığından- şehâdetleri kabul edilmez.
İki şahit, şehâdette bulunarak: "Gerçekten Ölen zat, buna vasiyet eyledi. Bu zat döndü. Şuna vasiyet eyledi." deseler; bu şehâdetleri çâiz olur.
İki şahit: "Ölen zat, şu adama vasiyet eyledi." dedikten sonra, vasiyet olunanın iki oğlu şehâdette bulunarak "vasiyet eden zatın, babalarını vasilikten azleylediğini ye filana vasiyet eylediğini" söylerlerse; bu şehâdetleri kabul edilir.
Şayet, şehâdette bulunurlar ve: "Ölen adam, babamıza vasiyette bulundu; sonra da onu azleyledi ve şu adama vasiyet eyledi." derlerse; bu şehâdetleri de caiz olur,
Şayet, ölen adamın iki oğlu veya iki alacaklısı, lehlerine veya aleyhlerine şehâdette bulunurlar; filanca da iddiada bulunursa; mes'ele kıyâs ve istihsâna göredir.
İki şahit, şehâdette bulunarak: "Filan ölümünden sonra, filanı bütün terekesine karşı vekil kıldı veya vasî kıldı." deseler; o adam vasî olur.
O iki şahidden birisi: "Perşembe günü vasî kıldı." diğeri de: "Cum'a günVasî kıldı." derse; şehâdetleri makbuldür. Muhıyt'te de böyledir.
îki vasî, ölenin küçük çocuğu için, ölenin malından veya başka bir şey üzere, şehâdette bulunsalar; şehâdetleri bâtıldır.
Şayet, ölenin malı hakkında, büyük bir vârisi şehâdette bulunursa; o da caiz değildir.
Eğer ölenin malının haricinde, bir şey için şehâdette bulunursa; o caizdir.
Bu, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre böyledir.
Imâmeyn ise: "Eğer vâris büyük ise, her iki hâlde de şehâdeti caizdir." buyurmuştur. Hidâye'de de böyledir.
Kendisine vasiyet olunan zat belli olur; ancak, neyin vasiyet edildiği bilinmez; şahitler de, onun ikrarına şehâdette bulunurlarsa; işte bu şehâdet makbul olur. Ve, vasiyet edenin vârislerine müracaat ederek, vasiyet edilen şeyin açıklanması istenir. Muhıyt'te de böyledir.
îki şahit, iki adam için, "bunların, Ölen zat'da, bin dirhem alacağı vardır." diye şahitlik yaparlar; başka iki şahit de, "önceki iki şahide, bin dirhem borcu vardır." diye şahitlik yaparlarsa; her ikisinin şehâdeti de makbuldür.
Her iki fırka da, diğerinin lehine: "Bin dirhem borcu vardır." diye şehâdette bulunurlarsa; bu şehâdetleri kabul edilmez.
iki şahit, şehâdette bulunarak: "Cariyesini, şu iki adama vasiyet etti." derler; başkaları da şahitlik yaparak: "ölen zatın, bir kölesini o iki şahide vasiyet ettiğini" söyleseler; bi'1-ittifak, hepsinin şehâdeti de kabul edilir.
îki şahit, şehâdette bulunarak: "Ölen zat, malının üçte birini, şu iki kişiye vasiyet etti.' derler; başka şahitler de: "Ölen zat, malının üçte birini, bu iki şahide vasiyet eyledi." derlerse; işte bu durumda da şehâ-detler bâtıldır.
Keza, önceki iki şahit: "ölen zat, şu iki adama, kölesini vasiyet eyledi." derler; kendilerine karşı şahitlik yapılan iki zat da şehâdette bulunarak: "Ölen adam, bu ikisine, malının üçte birini vasiyet eyledi." derlerse; işte bu şehâdetler de bâtıldır. Çünkü, bu durumda şehâdetler ortaklan tesbit ediyor. Hızânetii'l-Müftîn'de de böyledir.
îki şahit, şehâdette bulunarak: "Ölen zat, şu iki kişiye dirhemler vasiyet eyledi." der; diğer iki şahit de, şehâdet ederek: "Başka iki kişiye vasiyet eylediğini" söylerlerse; iki tarafın şehâdeti de kabul edilmez.
Şayet, ikisi şehâdetlerinde: "Dinarlarını vasiyet eyledi." derler de; diğerleri de: "Dirhemlerini vasiyet eyledi." diye şahitlik yaparlarsa veya: "Kölesini vasiyet eyledi.' derlerse; bu şehâdetleri makbul olur. Serahsî'nin Muhıytı'nde de böyledir.
Bir kimse, bir topluluğu, vasiyetine şahit tutar; ancak, onlara karşı bir şey okumaz veya onların yanında bir şey yazmaz fakat, sonradan yazar veya daha önceden yazmış olur; bu yazıda da: "Köle azâd etme. borç ikrarı ve diğer hususlardaki vasiyetleri" bulunursa bu durumda da şahit edinmesi sahih olmaz. Muhıyt'te de böyledir.
En doğrusunu, ancak Allahu Teâlâ bilir. [15]
[1] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 13/169-171.
[2] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 13/171.
[3] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 13/171.
[4] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 13/171.
[5] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 13/172-182.
[6] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 13/183-192.
[7] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 13/193-218.
[8] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 13/219-222.
[9] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 13/223-236.
[10] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 13/236-240.
[11] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 13/241-256.
[12] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 13/257-284.
[13] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 13/285-299.
[14] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 13/300-352.
[15] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 13/353-357.
Anasayfaya dön | Kapak Sayfası |
Sadakat.Net © İslami web hizmetleri |
Konular
- 1- VASİYETİN MÂNÂSI; VASİYETİN CAİZ OLMASININ ŞARTI; CAİZ OLAN VE CAİZ OLMAYAN VASİYETLER; VASİYETTE
- Vasiyetin Mânası:
- Vasiyetin Rüknü:
- Vasiyette Kabul
- Vasiyetin Şartı
- Vasiyetin Hükmü
- 2- VASİYET SAYILAN VEYA SAYILMAYAN LAFIZLAR; KİMLERİN VASİYETİNİN CAİZ OLUP, KİMLERİNKİNİN CAİZ OLMA
- 3- MALIN ÜÇTE BİRİNİ VASİYET ETMEK; BİR KİMSENİN, OĞLUNUN VEYA KIZININ HİSSESİNİ VASİYET ETMESİ; MAL
- 4- BİR OĞULUN, HASTA OLAN BABASININ VASİYETİNE İZİN VERMESİ; BİR OĞULUN, BABASININ VEYA KENDİSİNİN B
- 5- MARAZ-I MEVTTE KÖLE AZÂD ETMEK; MEHABET VE HÎBE
- Birden Çok Vasiyetin Bir Araya Gelmesi
- 6- AKRABAYA, EV HALKINA, KOMŞULARA, BİRİNİN OĞLUNA, YETİMLERE, KÖLELERE, İLİM EHLİNE, HADİSCİLERE VE
- 7- MESKENİ, KÖLENİN HİZMETİNİ, AĞACIN MEYVESİNİ, KÖLENİN GELİRİNİ, BAĞ VE BAHÇENİN GELİRİNİ, ARAZİNİ
- 8- BİR ZİMMÎNİN VE BİR HARBÎNİN VASİYET ETMESİ
- 9- VASÎ VE ONUN SAHÎP OLDUĞU HAKLAR
- 10- VASİYET HUSUSUNDA YAPILAN ŞEHÂDETLER
- KİTABÜ'L-VEDÎ'A
- (EMÂNETLER)
- 1- EMÂNET BIRAKMA VE VEDÎA'NIN MÂNASI, RÜKNÜ, ŞARTLARI VE HÜKMÜ
- Emânet (=Vedîa) Ne Demektir
- Vedîa'nın Rüknü
- Delâleten Emanet
- Emânetin Şartları
- Emânetin Hükmü
- 2- EMÂNETİ BAŞKASININ ELİNDE MUHAFAZA ETMEK
- 3- EMÂNETTE MUTEBER OLAN VE MUTEBER OLMAYAN ŞARTLAR
- 4- EMANETİN ZAYİ OLMASI HALİNDE EMANET BIRAKILAN ŞAHSIN. BUNU ÖDEYİP ÖDEMİYECEĞİ
- 5- EMÂNETİN BİLİNMEMESİ (= MEÇHÛLİYETİ)
- 6- EMANET BIRAKILAN ŞEYİ GERİ İSTEMEK VE EMANETİN BAŞKASINA VERİLMESİNİ EMRETMEK