9- HAC, NAMAZ VE ORUÇ HAKKINDA YAPILAN YEMİN
Hac yapmamaya yemin eden kimse; iâsid olmayan, sahih olun hacca yemin etmiş sayılır. «Hac yapmayacağım.» veya «Bir defa hac yapmiyacağım.» diye yemin eden kimse; Hac için ihrama girse; Arafat'ta vakfeye durana kadar yemini bozulmaz. İbn-i Se-mâa (R.AJ bunu, İmâm Muhammed (R.A.)'den rivayet etmiştir. Bîşr (R.AJ 'de, İmâm Ebû Yûsuf'tan rivayetle : Gerçekten, o adamın yemini, ziyaret tavafının çoğunu yapana kadar bozulmaz.» demiştir.
«Umre yapmam.» veya «Bir dei'a umre yapmıyacağırn.» diye yemin eden kimse; ihrama girip dör*t şaft tavaf eyleyene kadar, yemini bozulmaz. Bu kavli Bişr (R.A), İmâm Ebû Yûsuf (R.AJ'dan ı ivayet eylemiştir. Muhıyt'te de böyledir.
Müntekâ'da : İbn-i Semâ a (R.A.) İmâm Muhammed (R.AJ' in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir : Bir kimse «Vallahi, Umre yapana kadar, hac yapmayacağım.» der; umre ve hac için ihrama girer ve her ikisinidc yaparsa; yemini bozulmuş olmaz. Çünkü, hacdan önce, umre .yapmakla, şart yerine gelmiş olur. Serahsî'nin Mu-hiyt'nde de böyledir.
Bir kimse, kölesine : «Eğer, ben bu sene hac yapmazsam sen, hürsün.» der ve sonrada : «Hac yaptım.» derse ve iki şahit «Kûfe'de gördük.» diye şahitlik etseler; bu şehâdet de kabul olunmaz; kölede hür olmaz. Tebyîn'de böyledir.
Bir kimse, Peygamber (S.A.VJ'in Şehrine veya Mescid-i Aksâ'ya, yaya olarak gitmek, üzerime olsun » dese, bir şey lâzım gelmez. Allah'ın Evine yürümek üzerime vacip olsun.» dediği halde, Mescid-i Aksâ'ya veya her hangi bir mescide niyet eylese; bir şey lâzım gelmez.
«Eğer, böyle yaparsam; ihram üzerime vacip olsun.» dediği halde yeminini yerine getirmese; ona hac veya umre lâzım olur. Eğer : «ihrama gireceğim.» veya «Ben ihramlıyım.» veya « Kurbanlık yollayacağım.» veya Beytullah'a gideceğim: eğer böyle yapmazsam.. » diye yemin ederse; burda üç vecih vardır: Eğer sayıya niyet eyledi ise bir şey gerekmez.
Bir şeye, niyyet etmiş veya etmemişse; dediğini yapması gerekir.
Eğer, sayıya niyyet eylemişse; bir şey gerekmez. Fetâvâyi Kâdî-hân'da da böyledir.
Bir kimse, «Namaz kilmamaya>' yemin edince; fâsid bir namaz kılarsa; (Abdestsiz namaz kılmak gibi...) yemini, istihsa-nen bozulmaz.
Eğer «fâsid namaz kılmamaya» niyyet eylemişse; hem diyaneten, hemde, hükmen doğum anır. Eğer, yeminini geçmiş zamana bağlamışsa; (namaz küdıysanı... demek gibi..) bu, caiz veya tâ-sid, hepsine delâlet eder. Eğer geçmişteki caiz namazı, hasseten niyet eylemişse; Allahu Teâlâ ile kendisi arasındadır. Hükümde de böyledir. Zehıyre'de de böyledir.
«Namaz kılmamaya» yemin eden bir kimse Kalkar, Kur'-an okur ve Rükûda yaparsa; yemini bozulmaz. Bunlarla beraber, secdede yapar ve sonra namazı keserse yemini bozulmuş olur. Hi-dâye'de de böyledir.
İmâm Muhammed (R.A.) ne zaman yemininin bozulacağını söylemedi. Âlimler bunda ihtilaf eylediler : Bazıları : «Başını secdeden kaldırınca, yemini bozulur.» demişlerdir. Tebyîn'de de böyledir.
Bir namaz kılmamaya yemin eden kimse; iki rek'at namaz kılınca, yemini bozulmaz : Bedâi'de de böyledir.
«Namaz kılmamaya» yemin eden kimse; iki rek'at kıldıktan, sonra teşehhüd miktarı oturmasa; eğer yeminini, nafileye bağlamışsa; yemini bozulmaz; eğer iki rek'atii bir (arza bağlamış sa (sabah namazı gibi...) yine yenlini bozulmaz. Eğer, dört rek'atii farza bağlamışsa; yemini bozulur. Doğru olanda budur.
«Namaz kılmamaya, yemin eden bir kimse; kıyam, Rükû' ve secde yaparak Kur'an okumazsa; yemini bozulmaz» diyende; «bozulur» divende olmuştur..
«Öğle namazını kılmamaya yemin» eden kimsenin yemini dört rck'atın sonunda teşehhüd miktarı oturana kadar, bozulmaz.
Keza, «Sabah namazını kılmamaya» yemin eden kimsenin yemini; iki rek'at kıldıktan sonra, teşehhüt miktarı oturana kadar, bozulmaz. «Akşam namazını kılmamaya» yemin eden kimsenin yemini, üçüncü, rek'attan sonra teşehhüt miktan oturana kadar, bozulmaz. Muhyt'te de böyledir.
Bir adam kölesine : «Eğer İmâmla beraber, öğle namazını kılmaya yetişirsen; hürsün.» dese, oda imâma teşehhüdde yetiş-se; yemini bozulur. Yani, köle hür olur.
«İmâmla beraber cum'ayı kılmamaya» yemin eden kimse; imâma, ikinci rek'atte yetişip, imâm selâm verdikten sonra namazını tamamlasa, yemini bozulmaz. Eğer İmamla beraber başlar; sonra uyur veya abdestî bozulur; gider-abdest alıp gelir ve îmânı selâm verince namazını tamamlarsa; yemini bozulur. Muhıyt'te de böyledir.
Nevâzil'de : «Secde yapmamaya» veya «Rükû yapmamaya» yemin eden kimse; bunları ister, namaz içinde; ister, namaz dışında yapsın; yemini bozulur. Âhu'da da böyledir.
«Bugün, cemaatla namaz kılmam.» diye yemin eden kimse; bir kişiye uysa; veya kendisine bir kişi uysa; yemini bozulur. Kendisne uyan, sabi olsa bile böyledir. Tatarhâniyye'de de böyledir.
Bir kimse, «bir kişiye İmâm olmamaya» yemin edip kendi kendine namaza başlasa ve kimseye İmâm olmamaya niyyet ey-lese; sonra bir cemaat gelip ona uysa; hükmen yemini bozulur; diyaneten bozulmaz. (Rükû ve secdeleri yaptı ise.) Keza bu yemin sahibi, insanlarla, cuma kılsada niyyeti, yalnız başına olsa; kendinin de cemâatin de cumaları sahih olur. îstihsânen ve hükmen yemini bozulur; diyaneten değil. Eğer namaza başlar, sonrada abdes-ti bozulur ve bir adam öne geçirirse; yien yemini bozulur. Hulâsa1-da da böyledir.
Bu kimse, insanlara, cenaze namazında veya tilâvet secdesinde imâm olursa, yemini bozulmaz. Çünkü, yemini, mutlak namaza idi. Cenaze namazı ise, mutlak namaz değildir.0 «Bizzat biı- adama imânı olmamaya»' yemin eden bir şahıs, namaz kılmaya başlasa ve insanlara namaz kıldırmaya niyyef eyîese; o cemâatin arasında yemin eylediği adam'da olsa; Kendisi, onun olduğunu bilmese bile yemini bozulur. Fetâvâyi Kâdîhân'dada böyledir.
»'Filanın arkasında, namaz kılmamaya» yemin eden kimse; onun >an tarafında, kılsa; yemini bozulur. Eğer, hakikaten arkasını niyyet eylemiş olursa, hükmen sözü doğrulanmaz.
«Vallahi seninle namaz kılmam.» diye yemin eden şahıs yemin ettiği kimse ile beraberce, bir imamın arkasında namaz kıl-sa; yemini bozulur. Ancak onunla beraber namaz kılarken üçüncü kimsenin olmamasını niyet eylemişse, o müstenâdır. Kerderî'nin Vecîzi'nde de böyledir.
«Bugünün namazını, elbette cemaatla birlikte kilcağım.» diye yemin eden kimse; karısıyla cima' eyiesede vikanmadan sabah, öğle, ikindiyi kilsa; sonra yine karısıyla cima' yapıp yıkansa güneş battıktan sonra akşam ile yatsı namazlarını cemaatla kılsa; yemini bozulmaz. Çünkü, yıkanması gündüz değil, gece olmuş oldu. Fetâvâyi Kübrâ'da da böyledir.
Mecmûu'n - Nevâzfll'de : «Şu mescit ehli ile, filan adam hayaria oldukça ve bu mescitte namaz kıldıkça namaz kılmam.» diye yemin eden kimse, o filan, üç gün hasta olsa ve o mescitte namaz kılamasa; veya hasta olmasada, üç gün o mescitte namaz kılmasa ve yemin eyliyen adam o mescitte namaz kılsa; yemini bozulmaz. Şayet, «filan adamın oğlunun mescidinde namaz kılmam» diye yemin else ve o mescit büyütülsede yemin eden o büyütülen yerde namaz kılsa, yemini bozulmaz Zehıyre'de de böyledir.
«Şu kadar rek'at namaz kılana kadar uyumamaya» yemin eden kimse; oturduğu yerde uyuşa; yemini bozulmaz. Sirâciyye'de de böyledir.
Bir kimse Kölesine: «Eğer, namaz kılarsan hürsün» deyince Köle : «Namaz kıldım.» der; efendisi ise bunu, inkâr ederse, köle hür olmaz. Serahsî'nin Muhıyü'nde de böyledir.
Bir kimse, «Burnu kanayınca, abdest almamaya» yemin etse ve burnu kanasa; sonrada bevl etse; müteakiben de abdest alsa veya bevlettikten sonra, burnu kanasa da, öyle abdest alsa; yemini bozu'ur. Abdest her ikisine bir alınmış olur. Muhıyt'te de böyledir.
Müntekâ'da : «Vallahi şu karının canabetinden gusletmeni.» diyen kimse; o kadında cünüp olduktan sonra; diğer bir karısında da cünüp olsa; veya bunun aksisi olsa yemini bozulur. Çünkü yemin cima' üzerine olmuş olur. Şayet hakikaten gusletmeyi niyyet eylese; cevap aynıdır. Çünkü, gusül cima' da vâki olur. Fötavâyİ- Kübrâ'da da böyledir.
Bir kadın, «cenabetten yıkanmamaya» veya «hayizdan yı-kanmamaya» yemin eylese; kocası cima' eder ve hayız da olursa; gusleyler. Bu, ikisinden dolayı olmuş olur ve yemini bozulur. Zâhî-riyye'de de böyledir.
«Filan adamı yıkamamaya» veya «filan adamın başını yıkamamaya» yemin eden şahıs; o adam öldükten sonra, yıkasa, yemini bozulur, Muhıyt'te de böyledir.
«Haramdan gusletmemeye» yemin eden kimse; cima' üzerine yemin etmiş sayılır. Hatta, cima' yapsa da, gusletmese; veya teyemmüm eylese yemini bozulmuş olur.
Şayet, boynuna sarılırda inzal vâki olur ve gusleylerse yemini bozulmaz, ftulâsa'da da böyledir.
Karısına yaklaşmamaya yemin eden bir kimse, sırt üstü yatarken, karısı gelip ona cima' etse; yemini bozulmuş olur. Hatta, bunlar yabancı olurlarsa; her ikisine de had gerekir. Fetva buna göredir. Eğer, yemin eden uyuyorsa; o zaman, yemini bozulmaz. Serahsî'nin Muhiytı'nde de böyledir.
«Filâne kadınla cima' etmemeye» veya «onu öpmemeye» yemin eden kimse, bunu o kadın sağ iken yapamaz; öldükten sonra yaparsa, yemini bozulmaz. Sirâciyye'de de böyledir.
Bir kimse : «Eğer sana mücamatta bulunursam...') derse; bu ferçten cima' anlamına gelir.
Şayet «sana gelirsem.» derse;, bu niyyetiue göredir. Niyeti cima' ise, cima'; ziyaret ise, ziyarettir. Eğer, cima' eylerse; yemini bozulur. Cima'yı niyyet eyler de; ziyarete gelirse; yemini bozulmaz.
Eğer bir niyyeli yoksa; yine, ziyaret edince verilini bozulma/; cima' eyleyincf bozulur.
Bir kimse : «Eğer, sana isabet edersem» derse; bu cima'ya delâlet eylemez. Ancak, niyyet etmiş olması hâli müstesnadır. Şii-yel, niyyet i yoksa; işte o kıyâsa göredir.
Bu gün veya herhangi bir gün oruç tutmamaya yemin eden kimse; sabaha oruca nij'etli girer ve sonra iftar ederse; yemini bozulmaz.
«Oruç tutmamaya yemin» eden sonra, da yukardaki gibi hareket eden kimsenin yemini bozulur. Câmiu'l-Kebîr'de de böyledir.
İmâm Muhammed (R.A.) 'e göre:
Bir adam : «Filan adamın, geldiği gün oruç tutmak, Allah için üzerime vacip olsun.» der ve yemin eden kimsenin yiyip içtiği gün de o adam gelirse; veya öğleden sonra gelirse; bir şey gerekmez.
Şayet : «Filan adamın geldiği günde, vallahi, elbette oruç tutarım » der; adam da yemin eden kimse, bir şey yemeden ve zevalden önce gelir ve bu şahıs o gün oruç tutarsa keffaret gerekmez. Eğer oruç tutmazsa; gerekir.
Şayet, adanı zevalden veya adam birşey yedikten sonra gelirse; yine keffaret gerekir. Câmiıı'l - Kebîr Şerhinde de böyledir.
Bir kimse, bir şey yedikten veya zeval vakti geçtikten sonra : «Vallahi, bu gün oruç tutanm.» der ve günün geri kalanında imsak ederse; yemini yerine gelmiş olur. Keza, bu kimse oruç tutma yeminini geceye izafe eyler ve : «Vallahi, bu gece oruç tutarım.» derse; o gece, imsak etmekle yemini yerine gelmiş olur. Tel-hiys Şerhi'nde de böyledir
«Bir hm, elbette oruç tutacağım.» diye yemin eden kimse; Lğcr bir müddete niyyet eylemişse; öyle yapar.
Şayet niyyeti yoksa; bu kimse; altı ay oruç tutar.
Meselenin takdiri ; «elbette altı ay oruç tutacağım.» demektir. Hin kelimesini elif lamh söyler; yine böyle yapar.
Keza, «bir hin oruç tuttumsa» .veya «ethîn oruç liıttuysam.» Jer bir niyeti de bulunmazsa, müddet altı aydır. Eğer, «Altı ayoruç tutarsam.» der de vaktim tayin eylemez ise; yemini müteakip oruç tutmaya; veya tutmamaya başlar. (Yeminin müsbet veya menfi olunuşa göre..)
Eğer : «Bir zaman oruç tutacağım.» demiş ve (ister «zaman» desin ister «ez-zaman» desin) bir müddete niyyet eylemişse; öyle yapar.
Hîn ve zaman, müsavidir. Eğer, iki ay ve daha fazlaya altı aya kadar niyyet eylemişse, niyyetine göre hareket eder. Eğer, niyyeti yoksa; o zaman, müddet altı aydır, «temren» dediği vakit de, hîn ve zaman gibi hareket eder.
«Ömür boyu Allah için oruç tutmak üzerime vacip olsun.» diyen ve bir niyyeti de bulunmayan kimse; hayatta oldukça oruç tutar Câyetü'l - Beyân'da da böyledir.
«Ebed» veya «dehr» derse; Ömrünün tamamında oruç tutar. Eğer, bir gün yerse; yemini bozulur.
Eğer, lâmsız olarak «ebeden» derse; bir saatlik iftar ile yemini bozulur. Bu, yeminin müsbet olduğuna göredir. Yâni «ebeden oruç tutarım." diye yemin etmesi halindedir.
Şayet, menfi olarak : «Ebeden oruç tutmam..» derse; bir saatlik orucu ile yemini bozuİmuş olur. Câmiu'I - Kebir'de de böyledir.
Eğer «dehren oruç tutarsam kölem hürdür.» der ve bir zamana niyyet ederse; o, öyle olur. Eğer, bir şeye niyyet eylemediyse; İmâm Ebû Hanîfe : (R.A.) «Dehir nedir. Ben bilmem.» buyurmuştur. İmameyn ise : tster toplu, ister dağınık, altı ay, ömründe tutmazsa yemini bozulmaz, dediler.
«Eğer zamanlar, veya denirler veya hinler oruç tutarsam...» diyen kimse; onsekiz ay tutarsa yemini bozulur. Câmiul-Kebîr'de de böyledir.
«Eğer, bir ay oruç tutarsam...)» diye yemin eden kimse; ayın tamamım oruç tutmadıkça, yemini bozulmaz. Muhıyt'te de böyledir.
«Eğer bir ay oruç tutmazsam; kölem hürdür.» diyen kimsenin yemini bir ay üzerinedir. İster, dağınık tutar; ister, toplu tutar.
Yeminden hemen sonra tutar kaydı da, yoktur. İs+ediği zaman tutar.
Eğer bir ay oruç tutmadan Ölürse; yemini bozulur. Yani "kölesi hür olur.
«Şayet, bir ay orucu terk edersem...» derse; işLe o zaman, yemini müteakip başlar. Eğer, ay çıkmadan bir gün veya bir saat oruç tutar; o ayın bütün günlerini terk etmezse yemini bozulmaz. Câmiu'l - Kebîr'de de böyledir.
Bir kimse : «Eğer, bir ayın orucunu terk eylersem...» veya «Bir ay oruç tutarsam...» diye yemin ederse; o bir ay, ömrünün tamamının içine girer. Bahru'- Râik'ta da böyledir.
Bir kimse; kölesine : «Benim yerime oruç tut. Ben bir günü kasdediyorum.» veya «namaz kıl; ben iki rek'at kasdediyorum; sen hürsün.» derse; köle, oruç tutsun veya tutmasın; namaz kılsın veya kılmasın; hür olur.
Şayet, «Benim yerime hac yap; ben, bir hac kasdediyorum; sen, hürsün.» derse; köle hac yapmadıkça hür olamaz. Bu ikisinin arasındaki fark, gerçekten hacda niyabetin caiz olup, oruç. ve namazda caiz olmayışıdır. Zahîriyye'de de böyledir.
«Ramazan ayında, Küfe'de, oruç tutmamaya» yemin eden kimse; Ramazan ayının orucunun tamamını Kûfe'de tutmamaya yemin eylemiş olur. Hâttâ, Kûfe'de bir gün oruç tutar da; sonra or-dan çıkarsa; veya Kûfe'de hastalanır oruç tutamazsa yemini bozulmaz.
Şayet, «Kûfe'de iftar etmemeye yemin ederse; yemini Kûfe'de olduğu müddetcedir. Ramazan bayramında, iftar etmekte, yemini bozulur.
Her ne kadar, ye ilecek birşey yemez ve içilecek bir şey içmezse bile, hüküm böyledir. Câmiu'l - Kebîr'de de böyledir.
Bayram gecesinde niyyei eder ve bir şey de yemezse yemini bozulur mu? Bu zikredilmemiştir. Alimler, bu hususta görüş ayrılığına düştüler. Sahih olan görüş yeminin bozulmasıdır. Câ-mîul'- Kebîr'de de böyledir.
«Filan adamm yanında, iftar etmemeye» yemin eden kimsenin yemini, o kimsenin yanında hakîkî iftara göre vaki olur.
Eğer, yemin eden, o adamın evinde su içse; sonra da akşam yemeği yese; yemini bozulmaz. «Kûfe'de, ramazan hilalim görmemeye» yemin eden kimsenin yemini, Kûfe'de hilalin yeni görülmekte olduğu zamandır. Her ne kadar, hilal Basra'da görünmese de, Kûfe'de görününce, yemini bozulur.
Bir kimse, kölesine : «Bu yıl, Kûfe'de kurban kesersem; sen, hürsün.» der; Kûfe'de kurban bayramı olur; bu adam kurban kesmezse; yemini bozulmaz.
Bir kimse, hizmetçisini itham eder; o da, harama gelmediğine yemin ederse; öpmekle veya şehvetle dokunmakla yemini bozulmuş olmaz. Cima' ile bozulur.
Zina eymeyeceğine yemin eden kimse; livata ederse; yemini bozulur. Kerderî'nin Vecîzi'nde de böyledir.
"Kudûrî'nin Eymâm'nda : Karışma, haram olarak cima' yapmamaya yemin eden kimse; karısı hayız iken, veya zıhâr edilmişken cima yapsa; yemin; bozulmaz. Ancak, niyyeti, bu hallerde de cima' etmemekse; o müstesnadır.
«Haram fiil yapmamaya» yemin eden kadın; zinanın haram olmadığım kast ve niyet eyleyerek; onu yapsa yemini bozulmaz.
Yemin eyleyen erkek olsa; o da aynı şekilde yapsa; yemini bozulmaz. Eğer, yemini talâk veya ıtâk üzere ise; diyaneten doğrulanır. Hükmen doğrulanmaz.
«Haram irtikâp etmemeye» yemin eden kimse; zina yapmamaya yemin eylemiştir. Eğer, yemin eyleyen, cima'dan aciz kimse ise; o da öpme ve benzerini yapamaz; yaparsa, yemini bozulur. Zahîriyye'de de böyledir. [20]
«Umre yapmam.» veya «Bir dei'a umre yapmıyacağırn.» diye yemin eden kimse; ihrama girip dör*t şaft tavaf eyleyene kadar, yemini bozulmaz. Bu kavli Bişr (R.A), İmâm Ebû Yûsuf (R.AJ'dan ı ivayet eylemiştir. Muhıyt'te de böyledir.
Müntekâ'da : İbn-i Semâ a (R.A.) İmâm Muhammed (R.AJ' in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir : Bir kimse «Vallahi, Umre yapana kadar, hac yapmayacağım.» der; umre ve hac için ihrama girer ve her ikisinidc yaparsa; yemini bozulmuş olmaz. Çünkü, hacdan önce, umre .yapmakla, şart yerine gelmiş olur. Serahsî'nin Mu-hiyt'nde de böyledir.
Bir kimse, kölesine : «Eğer, ben bu sene hac yapmazsam sen, hürsün.» der ve sonrada : «Hac yaptım.» derse ve iki şahit «Kûfe'de gördük.» diye şahitlik etseler; bu şehâdet de kabul olunmaz; kölede hür olmaz. Tebyîn'de böyledir.
Bir kimse, Peygamber (S.A.VJ'in Şehrine veya Mescid-i Aksâ'ya, yaya olarak gitmek, üzerime olsun » dese, bir şey lâzım gelmez. Allah'ın Evine yürümek üzerime vacip olsun.» dediği halde, Mescid-i Aksâ'ya veya her hangi bir mescide niyet eylese; bir şey lâzım gelmez.
«Eğer, böyle yaparsam; ihram üzerime vacip olsun.» dediği halde yeminini yerine getirmese; ona hac veya umre lâzım olur. Eğer : «ihrama gireceğim.» veya «Ben ihramlıyım.» veya « Kurbanlık yollayacağım.» veya Beytullah'a gideceğim: eğer böyle yapmazsam.. » diye yemin ederse; burda üç vecih vardır: Eğer sayıya niyet eyledi ise bir şey gerekmez.
Bir şeye, niyyet etmiş veya etmemişse; dediğini yapması gerekir.
Eğer, sayıya niyyet eylemişse; bir şey gerekmez. Fetâvâyi Kâdî-hân'da da böyledir.
Bir kimse, «Namaz kilmamaya>' yemin edince; fâsid bir namaz kılarsa; (Abdestsiz namaz kılmak gibi...) yemini, istihsa-nen bozulmaz.
Eğer «fâsid namaz kılmamaya» niyyet eylemişse; hem diyaneten, hemde, hükmen doğum anır. Eğer, yeminini geçmiş zamana bağlamışsa; (namaz küdıysanı... demek gibi..) bu, caiz veya tâ-sid, hepsine delâlet eder. Eğer geçmişteki caiz namazı, hasseten niyet eylemişse; Allahu Teâlâ ile kendisi arasındadır. Hükümde de böyledir. Zehıyre'de de böyledir.
«Namaz kılmamaya» yemin eden bir kimse Kalkar, Kur'-an okur ve Rükûda yaparsa; yemini bozulmaz. Bunlarla beraber, secdede yapar ve sonra namazı keserse yemini bozulmuş olur. Hi-dâye'de de böyledir.
İmâm Muhammed (R.A.) ne zaman yemininin bozulacağını söylemedi. Âlimler bunda ihtilaf eylediler : Bazıları : «Başını secdeden kaldırınca, yemini bozulur.» demişlerdir. Tebyîn'de de böyledir.
Bir namaz kılmamaya yemin eden kimse; iki rek'at namaz kılınca, yemini bozulmaz : Bedâi'de de böyledir.
«Namaz kılmamaya» yemin eden kimse; iki rek'at kıldıktan, sonra teşehhüd miktarı oturmasa; eğer yeminini, nafileye bağlamışsa; yemini bozulmaz; eğer iki rek'atii bir (arza bağlamış sa (sabah namazı gibi...) yine yenlini bozulmaz. Eğer, dört rek'atii farza bağlamışsa; yemini bozulur. Doğru olanda budur.
«Namaz kılmamaya, yemin eden bir kimse; kıyam, Rükû' ve secde yaparak Kur'an okumazsa; yemini bozulmaz» diyende; «bozulur» divende olmuştur..
«Öğle namazını kılmamaya yemin» eden kimsenin yemini dört rck'atın sonunda teşehhüd miktarı oturana kadar, bozulmaz.
Keza, «Sabah namazını kılmamaya» yemin eden kimsenin yemini; iki rek'at kıldıktan sonra, teşehhüt miktarı oturana kadar, bozulmaz. «Akşam namazını kılmamaya» yemin eden kimsenin yemini, üçüncü, rek'attan sonra teşehhüt miktan oturana kadar, bozulmaz. Muhyt'te de böyledir.
Bir adam kölesine : «Eğer İmâmla beraber, öğle namazını kılmaya yetişirsen; hürsün.» dese, oda imâma teşehhüdde yetiş-se; yemini bozulur. Yani, köle hür olur.
«İmâmla beraber cum'ayı kılmamaya» yemin eden kimse; imâma, ikinci rek'atte yetişip, imâm selâm verdikten sonra namazını tamamlasa, yemini bozulmaz. Eğer İmamla beraber başlar; sonra uyur veya abdestî bozulur; gider-abdest alıp gelir ve îmânı selâm verince namazını tamamlarsa; yemini bozulur. Muhıyt'te de böyledir.
Nevâzil'de : «Secde yapmamaya» veya «Rükû yapmamaya» yemin eden kimse; bunları ister, namaz içinde; ister, namaz dışında yapsın; yemini bozulur. Âhu'da da böyledir.
«Bugün, cemaatla namaz kılmam.» diye yemin eden kimse; bir kişiye uysa; veya kendisine bir kişi uysa; yemini bozulur. Kendisne uyan, sabi olsa bile böyledir. Tatarhâniyye'de de böyledir.
Bir kimse, «bir kişiye İmâm olmamaya» yemin edip kendi kendine namaza başlasa ve kimseye İmâm olmamaya niyyet ey-lese; sonra bir cemaat gelip ona uysa; hükmen yemini bozulur; diyaneten bozulmaz. (Rükû ve secdeleri yaptı ise.) Keza bu yemin sahibi, insanlarla, cuma kılsada niyyeti, yalnız başına olsa; kendinin de cemâatin de cumaları sahih olur. îstihsânen ve hükmen yemini bozulur; diyaneten değil. Eğer namaza başlar, sonrada abdes-ti bozulur ve bir adam öne geçirirse; yien yemini bozulur. Hulâsa1-da da böyledir.
Bu kimse, insanlara, cenaze namazında veya tilâvet secdesinde imâm olursa, yemini bozulmaz. Çünkü, yemini, mutlak namaza idi. Cenaze namazı ise, mutlak namaz değildir.0 «Bizzat biı- adama imânı olmamaya»' yemin eden bir şahıs, namaz kılmaya başlasa ve insanlara namaz kıldırmaya niyyef eyîese; o cemâatin arasında yemin eylediği adam'da olsa; Kendisi, onun olduğunu bilmese bile yemini bozulur. Fetâvâyi Kâdîhân'dada böyledir.
»'Filanın arkasında, namaz kılmamaya» yemin eden kimse; onun >an tarafında, kılsa; yemini bozulur. Eğer, hakikaten arkasını niyyet eylemiş olursa, hükmen sözü doğrulanmaz.
«Vallahi seninle namaz kılmam.» diye yemin eden şahıs yemin ettiği kimse ile beraberce, bir imamın arkasında namaz kıl-sa; yemini bozulur. Ancak onunla beraber namaz kılarken üçüncü kimsenin olmamasını niyet eylemişse, o müstenâdır. Kerderî'nin Vecîzi'nde de böyledir.
«Bugünün namazını, elbette cemaatla birlikte kilcağım.» diye yemin eden kimse; karısıyla cima' eyiesede vikanmadan sabah, öğle, ikindiyi kilsa; sonra yine karısıyla cima' yapıp yıkansa güneş battıktan sonra akşam ile yatsı namazlarını cemaatla kılsa; yemini bozulmaz. Çünkü, yıkanması gündüz değil, gece olmuş oldu. Fetâvâyi Kübrâ'da da böyledir.
Mecmûu'n - Nevâzfll'de : «Şu mescit ehli ile, filan adam hayaria oldukça ve bu mescitte namaz kıldıkça namaz kılmam.» diye yemin eden kimse, o filan, üç gün hasta olsa ve o mescitte namaz kılamasa; veya hasta olmasada, üç gün o mescitte namaz kılmasa ve yemin eyliyen adam o mescitte namaz kılsa; yemini bozulmaz. Şayet, «filan adamın oğlunun mescidinde namaz kılmam» diye yemin else ve o mescit büyütülsede yemin eden o büyütülen yerde namaz kılsa, yemini bozulmaz Zehıyre'de de böyledir.
«Şu kadar rek'at namaz kılana kadar uyumamaya» yemin eden kimse; oturduğu yerde uyuşa; yemini bozulmaz. Sirâciyye'de de böyledir.
Bir kimse Kölesine: «Eğer, namaz kılarsan hürsün» deyince Köle : «Namaz kıldım.» der; efendisi ise bunu, inkâr ederse, köle hür olmaz. Serahsî'nin Muhıyü'nde de böyledir.
Bir kimse, «Burnu kanayınca, abdest almamaya» yemin etse ve burnu kanasa; sonrada bevl etse; müteakiben de abdest alsa veya bevlettikten sonra, burnu kanasa da, öyle abdest alsa; yemini bozu'ur. Abdest her ikisine bir alınmış olur. Muhıyt'te de böyledir.
Müntekâ'da : «Vallahi şu karının canabetinden gusletmeni.» diyen kimse; o kadında cünüp olduktan sonra; diğer bir karısında da cünüp olsa; veya bunun aksisi olsa yemini bozulur. Çünkü yemin cima' üzerine olmuş olur. Şayet hakikaten gusletmeyi niyyet eylese; cevap aynıdır. Çünkü, gusül cima' da vâki olur. Fötavâyİ- Kübrâ'da da böyledir.
Bir kadın, «cenabetten yıkanmamaya» veya «hayizdan yı-kanmamaya» yemin eylese; kocası cima' eder ve hayız da olursa; gusleyler. Bu, ikisinden dolayı olmuş olur ve yemini bozulur. Zâhî-riyye'de de böyledir.
«Filan adamı yıkamamaya» veya «filan adamın başını yıkamamaya» yemin eden şahıs; o adam öldükten sonra, yıkasa, yemini bozulur, Muhıyt'te de böyledir.
«Haramdan gusletmemeye» yemin eden kimse; cima' üzerine yemin etmiş sayılır. Hatta, cima' yapsa da, gusletmese; veya teyemmüm eylese yemini bozulmuş olur.
Şayet, boynuna sarılırda inzal vâki olur ve gusleylerse yemini bozulmaz, ftulâsa'da da böyledir.
Karısına yaklaşmamaya yemin eden bir kimse, sırt üstü yatarken, karısı gelip ona cima' etse; yemini bozulmuş olur. Hatta, bunlar yabancı olurlarsa; her ikisine de had gerekir. Fetva buna göredir. Eğer, yemin eden uyuyorsa; o zaman, yemini bozulmaz. Serahsî'nin Muhiytı'nde de böyledir.
«Filâne kadınla cima' etmemeye» veya «onu öpmemeye» yemin eden kimse, bunu o kadın sağ iken yapamaz; öldükten sonra yaparsa, yemini bozulmaz. Sirâciyye'de de böyledir.
Bir kimse : «Eğer sana mücamatta bulunursam...') derse; bu ferçten cima' anlamına gelir.
Şayet «sana gelirsem.» derse;, bu niyyetiue göredir. Niyeti cima' ise, cima'; ziyaret ise, ziyarettir. Eğer, cima' eylerse; yemini bozulur. Cima'yı niyyet eyler de; ziyarete gelirse; yemini bozulmaz.
Eğer bir niyyeli yoksa; yine, ziyaret edince verilini bozulma/; cima' eyleyincf bozulur.
Bir kimse : «Eğer, sana isabet edersem» derse; bu cima'ya delâlet eylemez. Ancak, niyyet etmiş olması hâli müstesnadır. Şii-yel, niyyet i yoksa; işte o kıyâsa göredir.
Bu gün veya herhangi bir gün oruç tutmamaya yemin eden kimse; sabaha oruca nij'etli girer ve sonra iftar ederse; yemini bozulmaz.
«Oruç tutmamaya yemin» eden sonra, da yukardaki gibi hareket eden kimsenin yemini bozulur. Câmiu'l-Kebîr'de de böyledir.
İmâm Muhammed (R.A.) 'e göre:
Bir adam : «Filan adamın, geldiği gün oruç tutmak, Allah için üzerime vacip olsun.» der ve yemin eden kimsenin yiyip içtiği gün de o adam gelirse; veya öğleden sonra gelirse; bir şey gerekmez.
Şayet : «Filan adamın geldiği günde, vallahi, elbette oruç tutarım » der; adam da yemin eden kimse, bir şey yemeden ve zevalden önce gelir ve bu şahıs o gün oruç tutarsa keffaret gerekmez. Eğer oruç tutmazsa; gerekir.
Şayet, adanı zevalden veya adam birşey yedikten sonra gelirse; yine keffaret gerekir. Câmiıı'l - Kebîr Şerhinde de böyledir.
Bir kimse, bir şey yedikten veya zeval vakti geçtikten sonra : «Vallahi, bu gün oruç tutanm.» der ve günün geri kalanında imsak ederse; yemini yerine gelmiş olur. Keza, bu kimse oruç tutma yeminini geceye izafe eyler ve : «Vallahi, bu gece oruç tutarım.» derse; o gece, imsak etmekle yemini yerine gelmiş olur. Tel-hiys Şerhi'nde de böyledir
«Bir hm, elbette oruç tutacağım.» diye yemin eden kimse; Lğcr bir müddete niyyet eylemişse; öyle yapar.
Şayet niyyeti yoksa; bu kimse; altı ay oruç tutar.
Meselenin takdiri ; «elbette altı ay oruç tutacağım.» demektir. Hin kelimesini elif lamh söyler; yine böyle yapar.
Keza, «bir hin oruç tuttumsa» .veya «ethîn oruç liıttuysam.» Jer bir niyeti de bulunmazsa, müddet altı aydır. Eğer, «Altı ayoruç tutarsam.» der de vaktim tayin eylemez ise; yemini müteakip oruç tutmaya; veya tutmamaya başlar. (Yeminin müsbet veya menfi olunuşa göre..)
Eğer : «Bir zaman oruç tutacağım.» demiş ve (ister «zaman» desin ister «ez-zaman» desin) bir müddete niyyet eylemişse; öyle yapar.
Hîn ve zaman, müsavidir. Eğer, iki ay ve daha fazlaya altı aya kadar niyyet eylemişse, niyyetine göre hareket eder. Eğer, niyyeti yoksa; o zaman, müddet altı aydır, «temren» dediği vakit de, hîn ve zaman gibi hareket eder.
«Ömür boyu Allah için oruç tutmak üzerime vacip olsun.» diyen ve bir niyyeti de bulunmayan kimse; hayatta oldukça oruç tutar Câyetü'l - Beyân'da da böyledir.
«Ebed» veya «dehr» derse; Ömrünün tamamında oruç tutar. Eğer, bir gün yerse; yemini bozulur.
Eğer, lâmsız olarak «ebeden» derse; bir saatlik iftar ile yemini bozulur. Bu, yeminin müsbet olduğuna göredir. Yâni «ebeden oruç tutarım." diye yemin etmesi halindedir.
Şayet, menfi olarak : «Ebeden oruç tutmam..» derse; bir saatlik orucu ile yemini bozuİmuş olur. Câmiu'I - Kebir'de de böyledir.
Eğer «dehren oruç tutarsam kölem hürdür.» der ve bir zamana niyyet ederse; o, öyle olur. Eğer, bir şeye niyyet eylemediyse; İmâm Ebû Hanîfe : (R.A.) «Dehir nedir. Ben bilmem.» buyurmuştur. İmameyn ise : tster toplu, ister dağınık, altı ay, ömründe tutmazsa yemini bozulmaz, dediler.
«Eğer zamanlar, veya denirler veya hinler oruç tutarsam...» diyen kimse; onsekiz ay tutarsa yemini bozulur. Câmiul-Kebîr'de de böyledir.
«Eğer, bir ay oruç tutarsam...)» diye yemin eden kimse; ayın tamamım oruç tutmadıkça, yemini bozulmaz. Muhıyt'te de böyledir.
«Eğer bir ay oruç tutmazsam; kölem hürdür.» diyen kimsenin yemini bir ay üzerinedir. İster, dağınık tutar; ister, toplu tutar.
Yeminden hemen sonra tutar kaydı da, yoktur. İs+ediği zaman tutar.
Eğer bir ay oruç tutmadan Ölürse; yemini bozulur. Yani "kölesi hür olur.
«Şayet, bir ay orucu terk edersem...» derse; işLe o zaman, yemini müteakip başlar. Eğer, ay çıkmadan bir gün veya bir saat oruç tutar; o ayın bütün günlerini terk etmezse yemini bozulmaz. Câmiu'l - Kebîr'de de böyledir.
Bir kimse : «Eğer, bir ayın orucunu terk eylersem...» veya «Bir ay oruç tutarsam...» diye yemin ederse; o bir ay, ömrünün tamamının içine girer. Bahru'- Râik'ta da böyledir.
Bir kimse; kölesine : «Benim yerime oruç tut. Ben bir günü kasdediyorum.» veya «namaz kıl; ben iki rek'at kasdediyorum; sen hürsün.» derse; köle, oruç tutsun veya tutmasın; namaz kılsın veya kılmasın; hür olur.
Şayet, «Benim yerime hac yap; ben, bir hac kasdediyorum; sen, hürsün.» derse; köle hac yapmadıkça hür olamaz. Bu ikisinin arasındaki fark, gerçekten hacda niyabetin caiz olup, oruç. ve namazda caiz olmayışıdır. Zahîriyye'de de böyledir.
«Ramazan ayında, Küfe'de, oruç tutmamaya» yemin eden kimse; Ramazan ayının orucunun tamamını Kûfe'de tutmamaya yemin eylemiş olur. Hâttâ, Kûfe'de bir gün oruç tutar da; sonra or-dan çıkarsa; veya Kûfe'de hastalanır oruç tutamazsa yemini bozulmaz.
Şayet, «Kûfe'de iftar etmemeye yemin ederse; yemini Kûfe'de olduğu müddetcedir. Ramazan bayramında, iftar etmekte, yemini bozulur.
Her ne kadar, ye ilecek birşey yemez ve içilecek bir şey içmezse bile, hüküm böyledir. Câmiu'l - Kebîr'de de böyledir.
Bayram gecesinde niyyei eder ve bir şey de yemezse yemini bozulur mu? Bu zikredilmemiştir. Alimler, bu hususta görüş ayrılığına düştüler. Sahih olan görüş yeminin bozulmasıdır. Câ-mîul'- Kebîr'de de böyledir.
«Filan adamm yanında, iftar etmemeye» yemin eden kimsenin yemini, o kimsenin yanında hakîkî iftara göre vaki olur.
Eğer, yemin eden, o adamın evinde su içse; sonra da akşam yemeği yese; yemini bozulmaz. «Kûfe'de, ramazan hilalim görmemeye» yemin eden kimsenin yemini, Kûfe'de hilalin yeni görülmekte olduğu zamandır. Her ne kadar, hilal Basra'da görünmese de, Kûfe'de görününce, yemini bozulur.
Bir kimse, kölesine : «Bu yıl, Kûfe'de kurban kesersem; sen, hürsün.» der; Kûfe'de kurban bayramı olur; bu adam kurban kesmezse; yemini bozulmaz.
Bir kimse, hizmetçisini itham eder; o da, harama gelmediğine yemin ederse; öpmekle veya şehvetle dokunmakla yemini bozulmuş olmaz. Cima' ile bozulur.
Zina eymeyeceğine yemin eden kimse; livata ederse; yemini bozulur. Kerderî'nin Vecîzi'nde de böyledir.
"Kudûrî'nin Eymâm'nda : Karışma, haram olarak cima' yapmamaya yemin eden kimse; karısı hayız iken, veya zıhâr edilmişken cima yapsa; yemin; bozulmaz. Ancak, niyyeti, bu hallerde de cima' etmemekse; o müstesnadır.
«Haram fiil yapmamaya» yemin eden kadın; zinanın haram olmadığım kast ve niyet eyleyerek; onu yapsa yemini bozulmaz.
Yemin eyleyen erkek olsa; o da aynı şekilde yapsa; yemini bozulmaz. Eğer, yemini talâk veya ıtâk üzere ise; diyaneten doğrulanır. Hükmen doğrulanmaz.
«Haram irtikâp etmemeye» yemin eden kimse; zina yapmamaya yemin eylemiştir. Eğer, yemin eyleyen, cima'dan aciz kimse ise; o da öpme ve benzerini yapamaz; yaparsa, yemini bozulur. Zahîriyye'de de böyledir. [20]
Konular
- Allah Adı İle Yapılan Yemin Üç Nevidir :
- 1-) Yemini Gâmus :
- 2-) Yemin-i Lağv :
- 3-) Yemini Mün'akîde:
- 2- YEMİN OLAN VE OLMAYAN LAFIZLAR
- 1- Zaleminin Yemin Vermesi Yemin Edenin Yemine Niyyet Etmesi Müstahlifin Yemine Niyyet Etmemesi
- 2- Yeminin Keffâreti
- Keffâreti Oruçla Yerine Getirmek:
- Nezir Hakkında Meseleler
- 3- GİRMEK, DURMAK VE BENZERİ FİİLLER ÜZERİNE YAPILAN YEMİN
- 4- ÇIKMA, GELME VE BİNME ÜZERİNE YAPILAN YEMİN
- 5- YEMEK İÇMEK VE BENZERLERİ ÜZERİNE YAPILAN YEMİN
- 6- SÖZ ÜZERİNE YAPILAN YEMİN
- 8- ALIM - SATIM, EVLENME VE BENZERLERİ HAKKINA YAPILAN YEMİN
- Bu Konu İle İlgili Bazı Meseleler ;
- 9- HAC, NAMAZ VE ORUÇ HAKKINDA YAPILAN YEMİN
- 10- ELBİSE GİYME VE SÜSLENME HAKKINDA YEMİN
- 11- DÖVME, ÖLDÜRME VE BENZERLERİ HAKKINDAKİ YEMİN
- 12- DİRHEMLERİ BİRBİRİNE VEREREK HELÂLLEŞMEK HAKKINDA YEMİN
- Bu Konularla İlgili Çeşitli Meseleler
- KİTÂBÜ'L-EŞRİBE
- (İÇİLECEK ŞEYLER, İÇKİLER)
- 1- EŞRİBE NE DEMEKTİR; İÇKİ YAPILAN ŞEYLERİN MÂHİYETİ
- İçki Çeşitleri:
- İçilecek Şeylerin Hükmü
- Şarabın Hükmü:
- Ekseri Âlimlere Göre Haram Olan İçecekler
- Bütün Âlimlere Göre Helâl Olan İçecekler
- 2- İÇİLECEK ŞEYLER HAKKINDA ÇEŞİTLİ MES'ELELER
- 2- SARHOŞUN TASARRUFLARI