2- SARHOŞUN TASARRUFLARI
Sarhoşun, bütün tasarrufatı geçerlidir.
Ancak, irtidâd, ve Âllahu Teâlâ'ya has hadleri ikrarı, geçerli değildir. Zehıyre'de de böyledir.
Şarab ve hurma veya yaş üzümden yapılan (nebiz ve benzerleri gibi) içikilerden içip sarhoş olan şahsın yaptığı talâk, itâk, borç, bir malı ikrar etmek, küçük kız ve oğlunu evlendirmek, borç almak, borç vermek, bağış yapmak, sadaka vermek gibi. bütün isleri, kendisine bağış yapılan veya sadaka verilen kabul edip alırsa Âlimler, bu görüşü kabul etmişlerdir.
Fakiyh Ebû Bekir şöyle buyurmuştur:
Sarhoşun bütün tasarrufatı geçerlidir. Latife de etse geçerlidir. Alım ve satımına mani olunmaz. Talak, ıtak, borç ve aynı ikrar hîbe, tasad-duk, küçük kızını ve oğlunu nikahlaması gibi bütün tasarrupatı geçerlidir.
Fakat, irtidat etmesi, bize göre istihsânen sahih değildir. Kı-yâsen, bu da sahihdir. Çünkü küfr ve nefy de yoklukta gerekir; tahak-kukda icâbetmez. İşte bunun için, lisanında cereyan etse de ve hatâen küfür kelimesini söylese, kâfir olmaz.
Bu, sarhoşun hurma, yaş üzüm ve kuru üzümden yapılan şarapla sarhoş olması hâlinde böyledir.
Fakat baldan, meyvelerden tanelerden yapılan içkilerle sarhoş olursa; şte bu ihtilaflıdır. Ve bu ihtilâf, had tatbik edilip edilmemisindeki ihtiıf gibidir.
Bu içkilerden içip sarhoş olan da had cezasına uğrar ve tasarrufat yerlidir. Cezaya çarpar.
"Bu içkilerden içene had yapılmaz." diyenler; Fakıyh Ebû Cafer ve Şemsü'l-Eimme Seniha'dir.
Onlar: Bunun tasarrufatı geçerli değildir. Çünkü tasarrufun geçerli olması ceza içindir." derler.
Had gerekmese bile İmâmeyn'e göre, zecr edilir. (= ceza verilir.) Ve tasarrufatı geçerli sayılmaz.
Eğer bene veya süt sebebiyle aklı giderse, tasarrufatı geçerli olmaz.
Keza, tatlı bir içki içer, onu da fazla içer ve aklı gidip, karısını bo-şarsa; İmâm Muhammed (R.A.): Talâk vâki olmaz. (= karı boş olmaz.)" buyurmuştur.
Fetva da bunun üzerinedir.
Bunların tamamı, içki içen şahsın kasden içmesi hâlinde böyledir.
Eğer zoraki içirilir ve sonra da karısını boşarsa; âlimler burda ihtilaf eylediler.
Sahih olanı, karının boş olmaması ve had gerekmemesidir.
İmâm Muhammed (R.A.): "Karı boş olur." demişse de sahih olan öncekidir. Fetâvâji Kâdîhân'da da böyledir.
Talâk'a vekil tayin edilen kimse sarhoş olur ve kadını boşarsa; Şeddad: "Bu durumda talâk vâki olmaz." demiştir.
Sahih olan ise, vâki olur. Zabîriyye'de de böyledir.
Bene ve remke südünden sarhoş olmak, bi'1-icma haramdır. Cevâhirü'l-Amatî'de de böyledir.
Şarap, sıraya katılır ve birisi de onu içer; sarhoş da olmazsa; eğer şarap fazla ise, had yapılır ve eğer şıra fazla ise had yapılmaz. Mebsât'ta da böyledir.
Şıra, pişip, üçte ikisi gittikten sonra, ondan bir şey yanılır ve bu şey hali değişmeden yapılırsa; onda bir beis yoktur. Eğer hâli değiştikten sonra yapılırsa, onda hayır yoktur. Çünkü o, şiddetle kaynamakla haramlaşmıştır. Haram olan şeyden de helâl bir içecek yapmak helâl olmaz. O, şaraptan yapılmış gibi olur. Fakat, şiddetle kaynamadan önce yapılırsa, işte o helâldir. Mebsât'ta da böyledir.
Vesak(= Üzümün, suyu çıkartıldıktan sonra kalan tortu şiddetle kaynar da, köpüğünü atarsa bununhükmünde ihtilaf olundu:
Bazıları: "Şarap menzilindedir." dediler; ba'zılarıda: "Kuru üzüm şırası gibidir."dediler. Serahsfnin Mnfcıytı'nde de böyledir.
Şarap küpü, Fırat gibi bir büyük nehre bırakılsa veya ondan küçük bir nehre dökülse; alt tarafta da bir adam abdest alıyor veya o sudan içiyor olursa; biî suda şarabın tadı, kokusu, rengi belirli değilse, içmek de ve abdesî almak da mubahtır. Ve eğer bunlardan birisi bulunursa, mübâh olmaz. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
İmâm Ebû Yûsaf (R.A.)'dan soruldu:
Yaş üzüm tanelen nebizin içine düşse ne olur? İmâm şöyle buyurdu:
Eğer o taneler, nebizin içinde kaynarsa; o nebiz içilmez. Şayet kaynamaz ise içmekte bir beis yoktur. Serahsî'nin Muhıytı'de de böyledir.
İçinde su bulunan bir kadehe veya duran bir suya şarap dökü-Itirse; o suyu içmek helâl olmaz. Çünkü az suyun içine necis düşmüştür ve onu pis eylemiştir.
Eğer, onu, bir, kimse içerse ve onun tadı, kokusu, rengide belli değilse, ona had yapılmaz.
Eğer bunlardan birisi varsa, had uyouîanır.Fetâvâyi Kâdihân'da da böyledir.
Hâkim, Müniekâ da şöyle buyurmuştur:
Şarap, sirke küpüne dökülse onda hayır olmaz.
Bundan sonra, Hâkim, Münteka'da:Sirke küpünün içine fazla miktarda meride dökülse, onu yemekte bir beis yoktur.' demiştir.
Keza, bir küp sirkeye, bir rıtıl şarap dökülse, onu yemekte bir beis yoktur. İtibar çok olanadır.
Bu iki mes'ele İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'tan nakledilmiştir.
Bir kaba şarap dökülürse, o kap pis olur. Her ne kadar şarap o kapdan çıkarılsa da kap temiz olmaz. O kap, üç defa yıkanırsa temiz olur. Eğer kab eski ise bu böyledir.
Kab taze olur ve içine şarap dökülürsü; bunda ihtilaf vardır: İmâm Ebâ Yûsuf (R.A.): "Üç defa yıkanır. Her yıkanmasında kurutulur. O takdirde temiz olur." buyurmuştur.
(R.A.)'de: "Ebediyyen temiz olmaz." buyurmuştur.
Bazı âlimle?: taft» E M Ytarf (R.A.)'nın kavli üzerine, her defasında kurutulmaz. Fakat, yıkadıktan sonra, içine su doldurulur. O su çıkarılınca rengi değişirse, bu kap temiz olmaz. Ne zamanki, su saf! olarak çıkarsa, Ute o zaman, kap temizlenmiş olur.
Fetva da buna göredir.
Eğer, kap yıkanmaz; içinde şarap kalır; o da sirke olursa; bu huşu-su İmam SıkMUMd (R.A.) d-Ari'da zikreylemedi.
EM Nmt cft-Meirevî Hfcktaı'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Bu kap, sirke olan yerin hizasına kadar temizdir. Fakat ondan yukarısı necistir.
Yukarısı da sirke ile yıkanırsa tamamı temiz olur.
Eğer böyle yapmaz da içine şıra dökülür ve doldurulursa; o şıra pis olur ve içilmesi helâl olmaz. Çünkü onun aslı şaraptır.
Ftkıyh Eba Cifer şöyle demiştir: Kabın içinde olan şarap, sirke olunca kabın tamamı temiz olur. Başka bir şeye ihtiyaç olmaz. O tekellüf (= zorluk) olur.
Ftfaffc EM't-Uys'de bunu kabul eylemiştir.
SMbv'f-Şekid'de bu görüşü ihtiyar eylemiştir. Fetva da buna göredir.
Kendisinden şarap yapılan şırayı satmakta bir sakınca yoktur. Bu, tafta EM Haaffe (R.A.)'ye göre böyledir.
tmftneyn'e göre ise bu mekruhtur.
İata Ebi Hanlfe (R.A.)'ye göre zimmîye satması mekruh değildir." denilmiştir.
Müslümana ise satamaz.
Fakat bir müslüman onu satın alırsa, bedeli mekruh olur. Kendisinden şarap yapılan şırayı satmak mekruhtur. Şarap yapacak olan kimseye şıra satmak mekruhtur.
Bir adam, müşterinin ( = satın alan şahsın) onun yaş üzümünü şarap yapacağını bilse bile, ona üzüm bağını satmasında bir beis yoktur.
Maksadı bağın parasını almaksa, bu böyledir.
Maksadı şarap yapılmasını istemekse, ona satması mekruhtur.
Bir kimse şarap elde etmek niyetiyle bağ dikerse, bu mekruh olur. Üzüm, elde etmek niyetiyle dikerse mekruh değildir.
En efdâli, şırayı şarap yapacak olan kimseyi satmamaktır. Fetlval-yi Kftdhls'da da böyledir.
En doğrusunu, bilen ancak Allahu Teâlâ'dır. [7]
[1] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/277-278.
[2] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/278.
[3] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/279-282.
[4] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/282-283.
[5] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/283-285.
[6] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/286-289.
[7] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/290-294.
Ancak, irtidâd, ve Âllahu Teâlâ'ya has hadleri ikrarı, geçerli değildir. Zehıyre'de de böyledir.
Şarab ve hurma veya yaş üzümden yapılan (nebiz ve benzerleri gibi) içikilerden içip sarhoş olan şahsın yaptığı talâk, itâk, borç, bir malı ikrar etmek, küçük kız ve oğlunu evlendirmek, borç almak, borç vermek, bağış yapmak, sadaka vermek gibi. bütün isleri, kendisine bağış yapılan veya sadaka verilen kabul edip alırsa Âlimler, bu görüşü kabul etmişlerdir.
Fakiyh Ebû Bekir şöyle buyurmuştur:
Sarhoşun bütün tasarrufatı geçerlidir. Latife de etse geçerlidir. Alım ve satımına mani olunmaz. Talak, ıtak, borç ve aynı ikrar hîbe, tasad-duk, küçük kızını ve oğlunu nikahlaması gibi bütün tasarrupatı geçerlidir.
Fakat, irtidat etmesi, bize göre istihsânen sahih değildir. Kı-yâsen, bu da sahihdir. Çünkü küfr ve nefy de yoklukta gerekir; tahak-kukda icâbetmez. İşte bunun için, lisanında cereyan etse de ve hatâen küfür kelimesini söylese, kâfir olmaz.
Bu, sarhoşun hurma, yaş üzüm ve kuru üzümden yapılan şarapla sarhoş olması hâlinde böyledir.
Fakat baldan, meyvelerden tanelerden yapılan içkilerle sarhoş olursa; şte bu ihtilaflıdır. Ve bu ihtilâf, had tatbik edilip edilmemisindeki ihtiıf gibidir.
Bu içkilerden içip sarhoş olan da had cezasına uğrar ve tasarrufat yerlidir. Cezaya çarpar.
"Bu içkilerden içene had yapılmaz." diyenler; Fakıyh Ebû Cafer ve Şemsü'l-Eimme Seniha'dir.
Onlar: Bunun tasarrufatı geçerli değildir. Çünkü tasarrufun geçerli olması ceza içindir." derler.
Had gerekmese bile İmâmeyn'e göre, zecr edilir. (= ceza verilir.) Ve tasarrufatı geçerli sayılmaz.
Eğer bene veya süt sebebiyle aklı giderse, tasarrufatı geçerli olmaz.
Keza, tatlı bir içki içer, onu da fazla içer ve aklı gidip, karısını bo-şarsa; İmâm Muhammed (R.A.): Talâk vâki olmaz. (= karı boş olmaz.)" buyurmuştur.
Fetva da bunun üzerinedir.
Bunların tamamı, içki içen şahsın kasden içmesi hâlinde böyledir.
Eğer zoraki içirilir ve sonra da karısını boşarsa; âlimler burda ihtilaf eylediler.
Sahih olanı, karının boş olmaması ve had gerekmemesidir.
İmâm Muhammed (R.A.): "Karı boş olur." demişse de sahih olan öncekidir. Fetâvâji Kâdîhân'da da böyledir.
Talâk'a vekil tayin edilen kimse sarhoş olur ve kadını boşarsa; Şeddad: "Bu durumda talâk vâki olmaz." demiştir.
Sahih olan ise, vâki olur. Zabîriyye'de de böyledir.
Bene ve remke südünden sarhoş olmak, bi'1-icma haramdır. Cevâhirü'l-Amatî'de de böyledir.
Şarap, sıraya katılır ve birisi de onu içer; sarhoş da olmazsa; eğer şarap fazla ise, had yapılır ve eğer şıra fazla ise had yapılmaz. Mebsât'ta da böyledir.
Şıra, pişip, üçte ikisi gittikten sonra, ondan bir şey yanılır ve bu şey hali değişmeden yapılırsa; onda bir beis yoktur. Eğer hâli değiştikten sonra yapılırsa, onda hayır yoktur. Çünkü o, şiddetle kaynamakla haramlaşmıştır. Haram olan şeyden de helâl bir içecek yapmak helâl olmaz. O, şaraptan yapılmış gibi olur. Fakat, şiddetle kaynamadan önce yapılırsa, işte o helâldir. Mebsât'ta da böyledir.
Vesak(= Üzümün, suyu çıkartıldıktan sonra kalan tortu şiddetle kaynar da, köpüğünü atarsa bununhükmünde ihtilaf olundu:
Bazıları: "Şarap menzilindedir." dediler; ba'zılarıda: "Kuru üzüm şırası gibidir."dediler. Serahsfnin Mnfcıytı'nde de böyledir.
Şarap küpü, Fırat gibi bir büyük nehre bırakılsa veya ondan küçük bir nehre dökülse; alt tarafta da bir adam abdest alıyor veya o sudan içiyor olursa; biî suda şarabın tadı, kokusu, rengi belirli değilse, içmek de ve abdesî almak da mubahtır. Ve eğer bunlardan birisi bulunursa, mübâh olmaz. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
İmâm Ebû Yûsaf (R.A.)'dan soruldu:
Yaş üzüm tanelen nebizin içine düşse ne olur? İmâm şöyle buyurdu:
Eğer o taneler, nebizin içinde kaynarsa; o nebiz içilmez. Şayet kaynamaz ise içmekte bir beis yoktur. Serahsî'nin Muhıytı'de de böyledir.
İçinde su bulunan bir kadehe veya duran bir suya şarap dökü-Itirse; o suyu içmek helâl olmaz. Çünkü az suyun içine necis düşmüştür ve onu pis eylemiştir.
Eğer, onu, bir, kimse içerse ve onun tadı, kokusu, rengide belli değilse, ona had yapılmaz.
Eğer bunlardan birisi varsa, had uyouîanır.Fetâvâyi Kâdihân'da da böyledir.
Hâkim, Müniekâ da şöyle buyurmuştur:
Şarap, sirke küpüne dökülse onda hayır olmaz.
Bundan sonra, Hâkim, Münteka'da:Sirke küpünün içine fazla miktarda meride dökülse, onu yemekte bir beis yoktur.' demiştir.
Keza, bir küp sirkeye, bir rıtıl şarap dökülse, onu yemekte bir beis yoktur. İtibar çok olanadır.
Bu iki mes'ele İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'tan nakledilmiştir.
Bir kaba şarap dökülürse, o kap pis olur. Her ne kadar şarap o kapdan çıkarılsa da kap temiz olmaz. O kap, üç defa yıkanırsa temiz olur. Eğer kab eski ise bu böyledir.
Kab taze olur ve içine şarap dökülürsü; bunda ihtilaf vardır: İmâm Ebâ Yûsuf (R.A.): "Üç defa yıkanır. Her yıkanmasında kurutulur. O takdirde temiz olur." buyurmuştur.
(R.A.)'de: "Ebediyyen temiz olmaz." buyurmuştur.
Bazı âlimle?: taft» E M Ytarf (R.A.)'nın kavli üzerine, her defasında kurutulmaz. Fakat, yıkadıktan sonra, içine su doldurulur. O su çıkarılınca rengi değişirse, bu kap temiz olmaz. Ne zamanki, su saf! olarak çıkarsa, Ute o zaman, kap temizlenmiş olur.
Fetva da buna göredir.
Eğer, kap yıkanmaz; içinde şarap kalır; o da sirke olursa; bu huşu-su İmam SıkMUMd (R.A.) d-Ari'da zikreylemedi.
EM Nmt cft-Meirevî Hfcktaı'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Bu kap, sirke olan yerin hizasına kadar temizdir. Fakat ondan yukarısı necistir.
Yukarısı da sirke ile yıkanırsa tamamı temiz olur.
Eğer böyle yapmaz da içine şıra dökülür ve doldurulursa; o şıra pis olur ve içilmesi helâl olmaz. Çünkü onun aslı şaraptır.
Ftkıyh Eba Cifer şöyle demiştir: Kabın içinde olan şarap, sirke olunca kabın tamamı temiz olur. Başka bir şeye ihtiyaç olmaz. O tekellüf (= zorluk) olur.
Ftfaffc EM't-Uys'de bunu kabul eylemiştir.
SMbv'f-Şekid'de bu görüşü ihtiyar eylemiştir. Fetva da buna göredir.
Kendisinden şarap yapılan şırayı satmakta bir sakınca yoktur. Bu, tafta EM Haaffe (R.A.)'ye göre böyledir.
tmftneyn'e göre ise bu mekruhtur.
İata Ebi Hanlfe (R.A.)'ye göre zimmîye satması mekruh değildir." denilmiştir.
Müslümana ise satamaz.
Fakat bir müslüman onu satın alırsa, bedeli mekruh olur. Kendisinden şarap yapılan şırayı satmak mekruhtur. Şarap yapacak olan kimseye şıra satmak mekruhtur.
Bir adam, müşterinin ( = satın alan şahsın) onun yaş üzümünü şarap yapacağını bilse bile, ona üzüm bağını satmasında bir beis yoktur.
Maksadı bağın parasını almaksa, bu böyledir.
Maksadı şarap yapılmasını istemekse, ona satması mekruhtur.
Bir kimse şarap elde etmek niyetiyle bağ dikerse, bu mekruh olur. Üzüm, elde etmek niyetiyle dikerse mekruh değildir.
En efdâli, şırayı şarap yapacak olan kimseyi satmamaktır. Fetlval-yi Kftdhls'da da böyledir.
En doğrusunu, bilen ancak Allahu Teâlâ'dır. [7]
[1] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/277-278.
[2] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/278.
[3] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/279-282.
[4] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/282-283.
[5] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/283-285.
[6] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/286-289.
[7] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 12/290-294.
Anasayfaya dön | Kapak Sayfası |
Sadakat.Net © İslami web hizmetleri |
Konular
- Bu Konu İle İlgili Bazı Meseleler ;
- 9- HAC, NAMAZ VE ORUÇ HAKKINDA YAPILAN YEMİN
- 10- ELBİSE GİYME VE SÜSLENME HAKKINDA YEMİN
- 11- DÖVME, ÖLDÜRME VE BENZERLERİ HAKKINDAKİ YEMİN
- 12- DİRHEMLERİ BİRBİRİNE VEREREK HELÂLLEŞMEK HAKKINDA YEMİN
- Bu Konularla İlgili Çeşitli Meseleler
- KİTÂBÜ'L-EŞRİBE
- (İÇİLECEK ŞEYLER, İÇKİLER)
- 1- EŞRİBE NE DEMEKTİR; İÇKİ YAPILAN ŞEYLERİN MÂHİYETİ
- İçki Çeşitleri:
- İçilecek Şeylerin Hükmü
- Şarabın Hükmü:
- Ekseri Âlimlere Göre Haram Olan İçecekler
- Bütün Âlimlere Göre Helâl Olan İçecekler
- 2- İÇİLECEK ŞEYLER HAKKINDA ÇEŞİTLİ MES'ELELER
- 2- SARHOŞUN TASARRUFLARI
- ZEKAT
- 1- ZEKATIN MANASI, SIFATI VE ŞARTLARI
- Zekâtın Sıfatı :
- Zekâtın Vücubunün Şartları:
- Hürriyet :
- İslâm
- Akıl Ve Bulûğ :
- Nisab Miktar! Mal :
- Mala Tam Malik Olmak :
- Havaic-İ Asliyeden Fazla Mal :
- Nisabın Namı Olması :
- Malın Üzerinden Bir Sene Geçmesi :
- 2-OTLAK HAYVANLARIN ZEKÂTI
- Mukaddeme