18- TAKSİMLE İLGİLİ YAZILARDA BULUNMASI ŞART OLAN HUSUSLAR
İmâm Muhammed (R.A.), Asi kitabında şöyle buyurmuştur:
Bir yeri aralarında taksim eden kimseler, bu taksimi yazmak isterlerse, şöyle yazarlar: "Filan, filan ve filâne, filanın yapmış olduğu birinci hududu şu, ikinci, üçüncü ve dördüncü hududu da şu şu ve şu olup bu hudutlar içinde olan evi kendi aralarında taksim eylediler."
Âlimler bu hususda ihtilaf eylediler:
Birincisi, başlangıçta, İmâm Ebû Hanîfe (R. A.) ve arkadaşları böyle başlarlardı.
Tahâvî: "Şâhidîer şehâdet ederler." diye başlardı ve "filan, filan, filan sahih bir şekilde, kendileri, isimleri, nesebleri tanıtıp, ikrarlarının, akılları, bedenleri yerinde ve bütün yönleriyle işlerinin caiz olduğu hâlde olduğunu yazardı.
İkincisi: İmâm Muhammed (R:A.): "Hududu şu şu olan evi, arşınla taksim eylediler; bu evden, filane şu kadar arşın yer; filane, şu kadar arşın yer; filana da şu kadar arşın yer (şu mevkide) isabet eyledi." diye yazar ve ev daha önce, ellerinde idi; mülkleri idi." diye yazmazdı. Ve şöyle yazardı: "Bunlar sıhhatli hallerinde akılları, vücutları yerinde ve her yönüyle işleri caiz iken, şöyle ikrar eylediler: "O ev, onların ellerinde mülkleridir ve her birinin hissesi şu kadar arşındır. Bu evin tamamı taksim edilmemiş muşadır. Ve o evdeki hisselerine her birisi razı olmuşlardır." Keza, her birinin, o evde, şu kadar arşın hudutlu yeri vardır: Filanın şu kadar; filanın şu kadar; filanın şu kadardır ve bu hudûduyle hakkıyla onundur.
Üçüncüsü: İmâm Muhammed (R.A.),taksimde tazminat yazmazdı.
Tahâvı ve ehli şurûtun tamamı: * 'Taksimde kime neresi isabet ederse, orası ona verilecektir/' diye yazarlardır.
İmâm Muhemmed (R.A.), şöyle yazardı: Ortaklardan her birisi hududu ve hakkı ile kendine isabet edeni alırlar, mâni ve nizadan fariğ olarak birbirinden ayrılırlar.
Müteahhirîn âlimleri şöyle yazarlardı:
Şahitler, şöyle şehâdette bulunurlar: Filan ve filan, filan evi bütün müştemilatı ile, yeri ile hududu ile hakları, murafıkları, arsası, binası az çok nesi varsa, hepsine aralarında müşterektirler ve ellerindedir. Filanın şu kadar, filanın şu kadar, filanın da şu kadardır ve her birinin hissesi üçte birdir. Bunlar, bu taksime razı olmuşlardır. Filana isabet eden yer, kapıdan girişin sağ tarafıdır. Bu evin kapısı doğuya açılır. İçinde üç tane ev vardır; birine şu, birine şu, birine de şu denir ve üzerinde iki oda, aralarında bir de sofa vardır. Sofanın uzunluğu şu kadar, genişliği şu kadar arşındır. Arşın da, beldenin arşınıdır.
Onlardan birine isabet eden de, kapudan girince sol taraftadır." der; güzelce vasfını yapar. Üçüncüye isabet eden de giriş kapısının karşısında, evin sonundadır. Bu üç yerin hudutları belirlidir. Böylece, her birine, o mahdut yerden hisseleri isabet eylemiştir; hadleri ve haklan kendilerine aittir. Evin giriş kısmı, dehlizi müşâ olarak terkedilmiştir; üçü de o yerden faydalanırlar. [196]
Bir yeri aralarında taksim eden kimseler, bu taksimi yazmak isterlerse, şöyle yazarlar: "Filan, filan ve filâne, filanın yapmış olduğu birinci hududu şu, ikinci, üçüncü ve dördüncü hududu da şu şu ve şu olup bu hudutlar içinde olan evi kendi aralarında taksim eylediler."
Âlimler bu hususda ihtilaf eylediler:
Birincisi, başlangıçta, İmâm Ebû Hanîfe (R. A.) ve arkadaşları böyle başlarlardı.
Tahâvî: "Şâhidîer şehâdet ederler." diye başlardı ve "filan, filan, filan sahih bir şekilde, kendileri, isimleri, nesebleri tanıtıp, ikrarlarının, akılları, bedenleri yerinde ve bütün yönleriyle işlerinin caiz olduğu hâlde olduğunu yazardı.
İkincisi: İmâm Muhammed (R:A.): "Hududu şu şu olan evi, arşınla taksim eylediler; bu evden, filane şu kadar arşın yer; filane, şu kadar arşın yer; filana da şu kadar arşın yer (şu mevkide) isabet eyledi." diye yazar ve ev daha önce, ellerinde idi; mülkleri idi." diye yazmazdı. Ve şöyle yazardı: "Bunlar sıhhatli hallerinde akılları, vücutları yerinde ve her yönüyle işleri caiz iken, şöyle ikrar eylediler: "O ev, onların ellerinde mülkleridir ve her birinin hissesi şu kadar arşındır. Bu evin tamamı taksim edilmemiş muşadır. Ve o evdeki hisselerine her birisi razı olmuşlardır." Keza, her birinin, o evde, şu kadar arşın hudutlu yeri vardır: Filanın şu kadar; filanın şu kadar; filanın şu kadardır ve bu hudûduyle hakkıyla onundur.
Üçüncüsü: İmâm Muhammed (R.A.),taksimde tazminat yazmazdı.
Tahâvı ve ehli şurûtun tamamı: * 'Taksimde kime neresi isabet ederse, orası ona verilecektir/' diye yazarlardır.
İmâm Muhemmed (R.A.), şöyle yazardı: Ortaklardan her birisi hududu ve hakkı ile kendine isabet edeni alırlar, mâni ve nizadan fariğ olarak birbirinden ayrılırlar.
Müteahhirîn âlimleri şöyle yazarlardı:
Şahitler, şöyle şehâdette bulunurlar: Filan ve filan, filan evi bütün müştemilatı ile, yeri ile hududu ile hakları, murafıkları, arsası, binası az çok nesi varsa, hepsine aralarında müşterektirler ve ellerindedir. Filanın şu kadar, filanın şu kadar, filanın da şu kadardır ve her birinin hissesi üçte birdir. Bunlar, bu taksime razı olmuşlardır. Filana isabet eden yer, kapıdan girişin sağ tarafıdır. Bu evin kapısı doğuya açılır. İçinde üç tane ev vardır; birine şu, birine şu, birine de şu denir ve üzerinde iki oda, aralarında bir de sofa vardır. Sofanın uzunluğu şu kadar, genişliği şu kadar arşındır. Arşın da, beldenin arşınıdır.
Onlardan birine isabet eden de, kapudan girince sol taraftadır." der; güzelce vasfını yapar. Üçüncüye isabet eden de giriş kapısının karşısında, evin sonundadır. Bu üç yerin hudutları belirlidir. Böylece, her birine, o mahdut yerden hisseleri isabet eylemiştir; hadleri ve haklan kendilerine aittir. Evin giriş kısmı, dehlizi müşâ olarak terkedilmiştir; üçü de o yerden faydalanırlar. [196]
Konular
- Terekenin Taksiminden Sonra, Vekilin Tereke Davasından Sulh Olma İşleminin Kaydedilmesi
- Bir Kadının Terekkesi Hususunda, Koca İle Baba Arasında Kasden Adam Öldürmeden Dolayi Mal
- Emânet Davasından Dolayı Yapılan Sulhun (= Anlaşmanın) Kaydedilmesi
- Kasden Adam Öldürmeden Dolayı Mal Karşılığında Sulh Olmak
- Nefsin Haricindeki Kısastan Sulh
- Hatâ İle Katilden Sulh
- Kasden Köle Öldürme Davasından Sulh Kaydedilmesi
- Küçükle Büyükler Arasındaki Kısastan Sulh İşleminin Kaydedilmesi
- Satın Alınan Bir Şeyde Bulunan Bir Kusurdan Dolayı Yapılan Sulhun Kaydedilmesi
- Maluma Karşı, Meçhul Bir Şeyden Sulh Olma İşleminin Kaydedilmesi
- Köle Davasından Sulh Hususunda Yazışma Örneği
- Mal Mukabili Nikâh Da'vâsından Sulh
- Nikâh Davasından Sulhla İlgili Başka Bir Örnek
- Nikâh Da'vâsından Sulh Hakkında Diğer Bir Örnek
- Hitanda (= Sünnet Yapmakta) Hata Yapmaktan Dolayı Yapılan Sulhda, Yazılacak Hususlar
- 18- TAKSİMLE İLGİLİ YAZILARDA BULUNMASI ŞART OLAN HUSUSLAR
- Taksim Edilen Evden, Her Hisse Sahibinin Kapı Açması
- Hayvan Taksiminin Mahiyeti Ve Bu Hususta Kayda Geçirilmesi Gereken Şeyler
- Bir Kölenin Taksim Edilmesi İşleminin Kaydı
- Mîras Taksiminin Tevsîk Edilmesi
- Mîras Kalan Hayvanların Taksiminin Tevsiki
- Biri Gaip Bulunan Vârisler Arasındaki Miras Taksiminin Tevsiki
- 19- HİBE VE SADAKALARLA İLGİLİ YAZILARDA BULUNMASI ŞART OLAN HUSUSLAR
- Karşılıklı Hibede Kayıt Örneği
- Bir Bağ Bağışlandığı Zaman Yapılacak Senet
- Bir Karşılık Şartıyla Yapılan Hibenin Kaydedilmesi
- Bağış Karşılıksız Yapıldığı Halde, Kendisine Bağış Yapılan Şahıs, Bir Karşılık Verirse, Bu Durum Nas
- Bir Kimsenin, Bir Evi, İki Kişiye Bağışlaması
- Bir Evi, İki Kişi, Bir Defada Bir Şahsa Hibe Ederlerse, Bu Durum Nasıl Kaydedilir