logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

1) Îmân Ve İslâm'a Taalluk Eden, Küfür Sözleri

Küfrü gerektiren sözler, çeşitli grublarda toplanır. Bunların ilki, imân ve islâmla ilgili küfür sözleridir. Şöyleki:

Bir kimse: "Ben, imânımın sahih olup olmadığını bilmiyorum." dese; işte bu söz, büyük hatadır. Ancak, böyle demek, şüpheyi reddet­meyi irâde ediyorsa; bu hâl müstesnadır.

Bir   kimse,    imânında   şüpheye   düşüp:    "İnşallah,    ben müslümamm." derse; bu şahıs, kâfir olur.

Ancak,   bu   sözünü   te'vil   edip:   "Ben,   dünyadan,   imân   ile çıkacağımı bilmiyorum." derse; bu durumda kâfir olmaz.

"Kur'an yaratılmıştır. (= mahlûktur.)" diyen kimse, kâfirdir. Zehıyre'de de böyledir.

Keza: "İman yaratılmıştır." diyen kimse de kâfirdir.

"İmân ve küfür birdir."  diye itikat eden kimse,  kâfirdir. Zehıyre'de de böyledir.

Kendisinin kâfir olmasına razı olan kimse; muhakkak kâfir olur. Başkasın vı kâfir olmasına razı olan kimsenin durumu hakkında, âlimler ihtilâf etmişlerdir.
Et-Tahyir fî Kelimâti'1-Küfr kitabında: "Bir kimse, eğer başkasının küfrüne rıza gösterirse; uzun süre azap görür; ancak, kâfir olmaz.'* denilmiştir.

Kendi küfrüne razı olarak, Allahu Teâla hakkında, lâyık olmayan bir söz söyleyen kimse, kâfir olur. Fetva buna göredir. Tatarhâniyye'de de böyledir.

"Ben, islâmın sıfatı nedir; bilmiyorum." diyen kimse, kâfir olur. Şemsü'l-Eimme Halvânî, bu mes'elede mübalağa ederek, şöyle

buyurmuştur: "Bu adamın, dini yoktur. Namazı, orucu, ibadeti, namazı da yoktur. Çocukları da, veled-i zinadır."

Cami' isimli kitapda, şöyle denilmiştir:

"Bir müslüman, anası babası hıristiyan olan, küçük bir hıristiyan kızı nikâhlasa; o da, büyüdüğü halde, dinlerden birini akletmese ve aklı noksan olmadığı halde, onu vasıflayamasa (= ta'rif edemese), kocasından, dinini öğrenir."

İmâm Muhammed (R.A.)'in, "dinlerden birini akletmese" sözünün mânası: "Onu, kalbi ile tanımasa" demektir.

"Onu vasıflayamasa" sözünün manası ise: "Dili ile, onu anlata-masa" demektir.

Keza, küçük, müslüman ve akıllı bir kız, bulûğa erişince, —akılsız olmadığı halde— islâmi bilmese ve vasıflayamasa, bu durumda, o kız, kocasından, talâk-ı bâin île boş olur.

Fetâvâyi Nesefî'de, şöyle denilmiştir:

Bir kadına: 'Tevhidi bilir misin?" diye sorulsa; o da: "Hayır." cevabım verse; şayet, onun bu sözle muradı: "Çocukların mektepte ezberlediklerini bilmem." demekse; bu sözün, bir zararı olmaz.

Ancak, bu kadının, o sözden maksadı, gerçekten; "Allahu Teâlâ'nın birliğini bilmem." demekse; bu durumda, o mü'min değildir ve nikâhı sahih olmaz.

İmâm EbÛ Hanîfe (R.A.)'nin oğlu Hammad, şöyle buyurmuştur: "Ölen bir kimse; bir yaratıcının olduğunu; Allahın bu dünyasından başka bir dünyanın olduğunu; zulmün haram olduğunu bilmezse; o şahıs mü'min olmaz. Muhıyt'te de böyledir.

Günâh işleyen bir kimse: "İslâmî işleri açıktan yapmak lazımdır." dese; kâfir olur.

Bir kimse,  diğerine:   "Ben müslümamm." deyince;  o şahıs: "AHah,   sana  da,  islâmiyetine  de,  lanet  etsin."  dese;   kâfir  olur. Hulâsa'da da böyledir.

Müslüman olmuş bulunan bir hıristiyan, babası ölünce: "Ne olurdu,  şimdiye kadar müslüman olmasaydım da,  babamın malını alsaydım." dese; kâfir olur. Füsülü'l-Imâdiyye'de de böyledir.

Bir hıristiyan, bir müslümana gelerek: "Bana, islâmı arzet. Ben, senin yanında müslüman olacağım." deyince; o müslüman:  "Filân âlimin yanına git; o, sana, islâmı arzeylesin. Ve, onun yanında müs­lüman ol." dese; bu mes'elede, âlimler görüş ayrılığına düştüler.

Ebû Ca'fer: "—Bu kimse— kâfir olmaz." demiştir. Fetâvâyi Kâdî-hân'da da böyledir.
Bir kimse,  müslüman  olan bir  kâfire:   "Dininden ne zarar gördün." derse; kâfir olur. Hulâsa'da da böyledir. [135]