Malta Sürgünleri


Malta Adası 1.Cihan muharebesinin .apayrı bir cephesidir. İnglİzler'in bu adayı bir sürgün yeri, bir ceza evi gibi kullan­ması yeni bir buluş değildir. Fransızların ünlü Napolyon Bo-napart'i iki sürgün yaşam^ bunların ikisinde de adalar mes­keni olmuştu. Birinci sürgününde Elbe Adasından firarı başa­rıp da, iktidara yeniden geçmeyi bilen Napolyon, Rusya boz­gunundan sonra gönderildiği Saint Helen adasındaki ihtilât-tan men edildiği 2. sürgününde kısa zamanda hayata veda etti. Bu da göstermektedir ki adaların sürgün yeri olarak se­çimi olağandır.

İngilizlerin; harp sahasının orta alanındaki bir ada'yı yâni Malta Adasını tercihleri, her halde burdaki menfaların hayat­larını bir nevi rehin olarak kullanma taktiği olduğu nazarı dikkatten kaçmamalıdır. Değerli okurlarımız; "Cihan harbinin galibdir bu yolda mağlub" sözünü tam manasıyla hakketmiş bulunan Osmanlı ordusu bu savaşa, müttefiklerinin, kazan­ma hususunda hiç bir ümid taşımadıkları esnada, dâhil ol­muştur. Kıyametin kendi başlarında kopacağının habersizliği veya umursamazlığı içinde dalınan bu hengâ menin Malta sürgünlerimiz kafilesinde bir nomerolu şahsiyet Ali İhsan Sa-bis Paşa olmuştur. Adını verdiğimiz paşanın neden bir nome-ro olduğunun sebebini arz edelim: Ali İhsan Sabis Paşa; İngi­lizlerin en önemli kumandanlarından ve bu günkü İsrail dev­letinin teşkilinde en mühim rol sahibi olan kişilerin başında gelen, general Allenbi'yi en fazla uğraştıran kumandan olma-si, yahudi muavenetçisi ingilizin kininin hedefine girme sine yetmişti... Kudüs zor da olsa müttefiklerin eline geçmiş ve bizim ortaklarımız olan Alman ve Avusturyalılar dahi bir hristiyan olarak sevince gark olmuşlardı. Mağlup ordumuzun kumandanı meyus ve bitap olarak, Haydarpaşa tren istasyo­nunda, kompartımandan indiğinde karşısında işgal kuvvetle­rinin intellejans servisi elemanları destekli bir mangayı bul­du.. Yanı-nda yaverleri ve hizmet erleri olmasına rağmen, on­lara herhangi bir zarar gelmesin diye teslim oldu. Çünkü hasm-ı biâmanı Allenbi; işgal kuvvetleri İstanbul karargâhına gönderdiği bir mesajla, mezkûr paşanın apayrı bir muamele­ye tâbi tutulmasını rica etmişti...

Hakikaten daha sonra şahid olunmuştur ki gerek tevkifi sı­rasında gerekse kapatıldığı yerde kendisine olsun, vefakâr emirberine olsun hiç kimseye yapılmamış insanlık dışı dav­ranışlar sergilendi. Ancak Sabis Paşa; dâima yapılanları pro­testo etti. İlk andan son kaçtığı güne kadar boyun eğmedi. Onların yaptıklarını dâima yazılı ve sözlü beyanlarıyla en şe-did şekilde cevapladı. Kendilerine yapılan muameleyi olağan bulan bazı zevatta, memnuniyetlerini belirtir mahiyette be­yanlarda bulunurken, Ali İhsan Paşa'ya ise pretostocu laka­bını takmak fezahatinde bulundular. Umulur ki, paşaya reva görülen özel muameleden bihaberdiler!
Malta Sürgünleri adlı eserin sahibi hariciyecilerimizden Bi­lâl Niyazi Şimşir bey'in kitabının 343. sahifesindeki şu satır­lara yer vererek Ali İhsan Sabis Paşa'ya dâir naklettiklerimi­ze son verelim: ".Protestoları hiç bir sonuç vermedi. Londra Konferansından sonra bir kısım sürgünler serbest bırakılırken o (Sabis paşa) yine Malta'da bırakıldı. Yargılanacakların ba­şında yer alacaktı. Pençelerine düşmüşü. Irak cephesinde İn­gilizleri çok uğ-raştırmıştı, ne var ki İngilizlerin mahkeme et­me hesapları suya düşmüştü. Çünkü; Paşa onbeş arkadaşı ile sürgünler adası Malta'dan kaçmayı başarmıştı.


Eser: Büyük Osmanlı Tarihi

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Büyük Osmanlı Tarihi

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..