İhsâr   Olunan   İhrâmlı   Babı

İhsâr lüğatta mutlak olarak « m e n'» demektir. Bu ma'nâda : (Hasarahül adüvvü) «Onu düşman me-

netti (kuşattı)» ve (Ahsarahul maradu)  «Onu hastalık menetti (alıkoydu)» denilir. Şer'an : thrâmh olan kimseyi, Hacc veya Umresinin tamâmına erişmesinden, düşman veya bir has­talık korkusunun menetmesine, derler.

Eğer ihrâmlı, düşman veya hastalık korkusuyla muhasara olunsa, onun ihramdan çıkması caizdir. Bu durumda, ihsâr olunan kimse, îf-râd Haccı yapıyorsa bir koyun veya bir koyunun kıymetini; Kıran Hac-cı yapıyorsa, iki koyun veya iki'koyunun kıymetini gönderir ve o koyu­nun Harem'de boğazlanacağı günü ta'yin eder. Hıll'de ta'yin etmez. Yâni koyun gönderdiği kimse Harem'de boğazlamaya ayniyle bir gün ta'yin eder. Kıran Haccı yapanın iki koyun göndermesinin sebebi, iki ihramdan çıkmaya muhtâc olduğu içindir. Ta'yin ettiği o boğazlama günü, nahr gününden önce 'olsa da olur. İmâmeyn' (Rh.Aleyhimâ) e göre o, Umre ile muhsâr (ihsârlı) olmuş ise, zikredilen gibidir. Eğer Hac ile muhsâr olursa, onun için, boğazlama ancak nahr gününde caiz olur. Muhsâr olan kimse, o koyunun boğazlanmasıyle, tıraş olmaksızın ve saçını kırkıp kısaltmak sızın ihramdan çıkmış olur. Bu söz Vikaye'-nin «saçım tıraş ve kısaltmazdan önce» sözünden daha muvafıktır. Eğer o kimse Hacdan muhalin (ihramdan çıkmış) ise, ona Hac ve Umre lâzım gelir. Başlama sebebiyle Hac lâzım gelir ve ihramdan çıkıştan dolayı Umre gerekir. Çünkü o ihramdan çıkış Haccı kaçıran ma'nâsmadır. Eğer Umre ihramından çıkmış ise Umre lâzım olur. Bu, Umrenin ka­zasıdır. Eğer muhsâr Kıran Haccmdan ise, bir Hac ile iki Umre lâzım gelir. Hac ile Umrenin birine sebeb, îfrâd Haccı yapanda olduğu gibi, Haccı kaçıran ma'nâsında olduğundandır.   Umrenin ikincisine sebeb ise, başlamanın sıhhatinden sonra ondan çıktığı içindir. Eğer kârin olan ihrâmhmn ihsan zâü olup onun, Hedy'e ve Hacca yetişmesi müm­kün ols«, ona Haccı edâ etmek için teveccüh (yönelmek) lâzım gelir. Onun İçin ihramdan çıkmak caiz değildir. Çünkü onun hedy (kurbân) göndermesi, hedye yetişmesinden aczinden dolayıdır. Bu durumda o, yetişmekten bedel hükmünde olmuştur ve şüphesiz bedel ile maksûdun meydana gelmesinden önce asla kudret hâsıl olmuştur. İmdi böy­lece bedel itibârdan düşmüştür. Bu, azâd etmekten âciz- olduğu için oruç ile keffâret eden kimse gibidir ki, şayet o, orucdan fariğ olmaz­dan önce bir köleyi azâd etmeye kadir olsa, onun üzerine köleyi azâd etmek vâcib olur. Bu da aynen öyledir. O, hedy için dilediğini yapar. Çünkü o hedy onun mülküdür ve onu bir cihete ta'yin etmiştir. Bu du­rumda o, ondan müstağni olur. O muhsâr ihrâmhmn, ihsan yok ol­duğu zaman, Hac ile hedyin ikisinden birine yetişmekle veya ikisine de yetişememekle onun için ihramdan çıkmak caizdir. Şu halde eğer hedye yetişip Hacca yetişmez ise, ihramdan çıkar. Çünkü o asıldan âciz olmuştur. Yine Hacca yetişip hedye yetişmezse, istihsânen ihramdan çıkar. Çünkü o, ihramdan çıkmasa malı meccânen zayi' olur. Malın hürmeti ise nefsin hürmeti gibidir. Öyleyse o, ihramdan çıkar. Nite­kim nefsi için de korksa onun ihramdan çıkması caizdir. Yine, ikisinden birine yetişmek mümkün olmayıp maksûd fevt olduğundan dolayı ih­ramdan çıkmak caizdir.
İhrâmlının, Mekke'de Haccı n iki rüknünden m en edilmesi, yâni ta­vaf dan ve vukûfdan menedilmesi onun için ihsârdır. Eğer onun efâle (hac fiillerine) erişmesi güç olursa, muhsâr olur. Nitekim Hıll'de eriş­mek güç olduğu gibi Haccın iki rüknünün birinden men ile o, muhsâr olmaz. Yâni eğer o, tavaf ile vukûfdan birinin ef'âline erişmeye kadir olursa, muhsâr olmaz. Fakat, tavafa kadir olursa/" muhsâr olduğu Haccı geçirmiş ol­ması sebebiyle ihramdan çıkar. Hac demi de ihramdan çıkmaya be­del olur. Ama vukufa kadir olursa, muhsâr olduğu fevâtten (haccın ka­çırılmasından) emniyetin vukuundan dolayı muhsâr olmaz. [164]


Eser: Dürer

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Dürer

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..