Usübet'in İsbatı Da'vâsının Tescili

Hâkim bu da'vâyı şöyle tescil ettirir:

Filan oğlu filan hakkında, benim yanımda, şahitler da'vacının iddiasından sonra şahitlik yaptılar. Da'vâlı da sözleri ve ma'naları bir olan, sahih şehâdeti inkâr eyledi. Bunun üzerine onlar, yemden dinlendi. Ve, onlara karşı şehâdetlerini okudum. Bu yazının muhtevası şudur: "Ben şehâdet ederim ki, gerçekten bu Ömer oğlu Abdullah oğlu Ahmed ölmüştür ve geride vâris olarak karısı filan kızı fulan kızı Sâre kalmıştır. Ve da'vâcı, Ömer oğlu Abdullah oğlu Ömer oğlu Ahmed, baba tarafından amcasının oğludur. Çünkü, Ahmed şöyle iddia etmiştir: "Ömer'in oğlu Sa'd öldü. O, Ahmed'in kardeşidir. Ömer ise iddia edenin babasıdır ve babası olan Ömer'in kardeşidir. Ahmed ile birlikte, ölen Abdullah oğlu Ömer bunların babasıdır. Bu üç kişiden başka vâris de bilmiyoruz." derler ve iddia edene işaret ederler. Şahitlerin bu şehâ­deti, aynen tescil edilir.

Bundan sonra, hâkim şöyle der: "İddia eyleyen Ahmed hakkındaki bu Abdullah'ın oğlu Ömer'in oğludur) hüküm sübut buldu. Sahillerin şehâdetleri yazıldı. Ben de yüce Allah'a istihare yaptım ve öylece cevap verdim. İddia eyleyen Ahmed, Abdullah'ın oğlu Ömer'in oğludur. Kendisine karşı da'vâ açılan Ebû Bekir, Ömer'in oğlu Muhammc-d'in oğludur. Bu ikisi, Buhara'da mahkemeye geldiler ve "Ömer oğlu, Abdullah oğlu Sa'd'ın öldüğünü" söylediler. Vâris olarak bu da'vaci-ların kaldığı belli oldu. Buhara'da, mahkemede Ömer oğlu Abdullah oğlu Ahmed oğlu Sa'd'ın öldüğü sabit oldu. Geride, vâris olarak, da'vâcı baba bir amcasının oğlu, fülanın kızı, Sâre'nin bulunduğuna âdil şahitler şehâdet eylediler; ben de öylece hükmeyledim.

Şayet iddiacı, amcanın oğlunun oğlu olursa; bu durumda kayd şöyle yapılır:

Mahmud bin Tahir bin Ahmed bin Abdullah bin Ömer bin Ali, yanında bir adamla, hâkimin huzuruna gelerek; onun, Hasan bin Ali bin Abdullah bin Ömer olduğunu söyleyip, o zatı da'vâ ederek: "Ömer bin Muhammed bin Abdullah bin Ömer vefat eyledi. Geride de vâris olarak, amcasının oğlunun oğlu ile, terekesi kaldı. Tahir oğlu Ahmed oğlu Ömer vefat eyledi. Babalarının babası olan şahıs da vefat eyledi. O, şu Ahmed'in dedesidir. Bunlar iki kardeştirler. Babaları, Abdullah ibni Ömer'dir. Ölen şahsın, başka vârisi de yoktur. Ölen şahsın şu kadar Nisâbûrî dinarı vardır. Bu dinarların, mîras yoluyla, bu zatın olması gerekir." deyip, isterse; ona farsca şöyle cevap verilir: "Bu iddiacının vâris olduğuna benim bilgim yoktur." O zaman, iddiacı şahitler hazrlar ve da'vâsını ta'kip eder.

Bu da'vâ da önceki gibi tescil edilir.

Şayet da'vâcı, ölen zatın amcasının oğlunun oğlunun oğlu olursa; bunun kayıt şekli de şöyledir: Ali'nin oğlu Ömer'in oğlu Ahmed'in oğlu Tahir'in oğlu Mahmud'un oğlu Muhammed mahkeme huzuruna geldi. Ölen şahıs Ali'nin oğlu Ömer'in oğlu Abdullah'ın oğlu Ömer de,-geride, biraz mal ile birlikte, amcasının oğlunun oğlunun oğlunu bırakmıştır. Huzura gelen, Tahir'in oğlu Mahmud'un oğlu ve Tahir'in babasının babası   da   Ömer,   huzurda   duran   Ahmed'in   oğludur.   Bu   da Muhammed'İn oğludur.  Muhammed ölenin babasıdır.  Ahrned ise, babasının babasının babasıdır. Bunlar baba bir kardeştirler. İkisinin de babası, Ali'nin oğlu Ömer'in oğlu, Abdullah'dır. Bundan başka vâris de yoktur. Ölen şahıs da şu kadar Nisâbur dinarı terk eylemiştir, da'vânın halli gerekir.

Bu da'vâ da önceki gibi tescil edilir.
Da'va olunan şahıs, bu da'vânın kalkmasını isterse; Önce zevil erharm ikrar eder. Eğer, asabe olursa, tenakuzdan dolayı da'vâ düşmez. [42]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..