37- BİR ŞAHSIN VEFATI VE MÜNÂSAHA İLE VERASETİN İSABTI DA'VÂSININ KAYDI
Bir adam ölür; geride vârisleri kalır; taksimden Önce de, bu vârislerden birisi Ölür; onun da vârisleri kalır ve onun terekesi taksim edilmeden önce de, üçüncü vâris ölür; onunda vârisleri kalırsa; bu da'vâ şöyle yazılır:
Da'vâcı ve da'vâlı gelirler. Gelen da'vâcı, da'vâlıyı iddia eder: Kalan yerin sıfatını, yerini tamamiyle hudutlarını ve haklarını, onun filan oğlu filânın babasının tasarrufu altında olduğunu; ölene kadar elinde kaldığını; vâris bıraktığını; karisinin filâne olduğunu ve filanın kızı olduğunu; kendi sulbünden bir oğlunun bulunduğunu ve onunda huzurda olduğunu ve kendi sulbünden iki de kızının olduğunu, onlardan birisinin isminin şu olduğunu, diğerine de filâne denildiğini; bunlardan başka da vârisinin olmadığını ve malından tereke bıraktığını; onun da hududlu yerini, o zikredilen vârislere.mîras olarak bıraktığını, Allah'ın taksimine göre taksim etmelerinin gerektiğini; kadın için sekizde bir; geride kalanın "erkeğin nasibi, iki kızın nasibi kadardır." fetvâsınca taksim edileceğini; asıl meselenin sekizden kurulacağını ve sehmin otuz iki olup, bunlardan dört sehmin karısının; ondörd hissesinin oğlunun olduğunu; her bir kızı için de yedişer sehim verileceğini; sonra ölenin karısının öldüğünü; onun da filâne olduğunu; o yerden zikredilen hissesini almadan öldüğünü; onun da geride vârisleri kaldığını; bir oğlu, iki kızı olduğunu; onların da huzurda bulunduklarını; onlardan başka da mirasçısı olmadığını ve onların hisselerinin o yerin otuz iki hisseden dört hissesi olduğunu; ölümü sebebiyle, o hissesinin Allah'ın taksimine göre oğlu için iki sehim; kızlar için de birer sehim olduğunu; sonra da o iki kızdan birisinin hissesini almadan önce öldüğünü; onun da filâne olduğunu; zikredilen iki terekeden, onun otuz iki sehimden sekiz sehim olduğunu, o hududlu yerden; yedi hisse birinci taksimden, bir hissede ikinci taksimden olduğunu; kendisi ölünce de vâris olarak bir kızı kaldığını, onunda adının fülân kızı filâne olduğunu ve bir ana-baba bir kardeşi olduğunu, onun .da huzurda bulunduğunu, birde ana-baba bir kız kardeşinin olduğunu, onunda filâne olduğunu; başka da vârisi olmadığını; zikredilen İki hissenin tamamından mirasının, isimleri belirtilen vârislerine -Allah'ın taksimi üzerine- kızı için yarı, kalanı ana-baba bir kardeşi ile bacısı için aralarında ikili-birli taksim edileceğini; bunun usûbet sebebiyle olduğunu; hissenin aslı iki sehimden altı sehim olup, üç hissesi kızı için, iki hissesi ana-baba bir kardeşi; bir hissesi de ana-baba bir kız kardeşi için olduğunu; bu müteveffanın iki terekeden nasibi sekiz hisse olup, sekizin altıya taksimi müştekim olmadığından, biz üçüncü taksimin yarısını darb eyledik. Böylece önceki otuz iki sehim.doksan altı oldu. îşte o zaman, üçüncü öiene, otuz iki hisseden sekiz hisse olunca; hissesi yirmi dört oldu. Vârislerine doğru isabet eyledi. Kızı, oniki hissesini; kardeşi, sekiz hissesini; kız kardeşi de dört hissesini aldılar. Böylece, terekeden da'vâcmm payı, elli altı hisse oldu. O yerin doksan altıda kırk iki sehmi, birinci terekeden; altı sehmi, ikinci terekeden; sekiz sehmi de üçüncü terekeden olmak üzere, o yerin tamamı, bu günde da'vâcı olana doksan altı hisseden elli altı hissesi verilir. O mahdud yerde, diğerinin hakkı olmadığından, onun hissesinden el çektirilir ve da'vâcıya teslim edilir. Ve böylece kayıd tamam olur. [84]
Da'vâcı ve da'vâlı gelirler. Gelen da'vâcı, da'vâlıyı iddia eder: Kalan yerin sıfatını, yerini tamamiyle hudutlarını ve haklarını, onun filan oğlu filânın babasının tasarrufu altında olduğunu; ölene kadar elinde kaldığını; vâris bıraktığını; karisinin filâne olduğunu ve filanın kızı olduğunu; kendi sulbünden bir oğlunun bulunduğunu ve onunda huzurda olduğunu ve kendi sulbünden iki de kızının olduğunu, onlardan birisinin isminin şu olduğunu, diğerine de filâne denildiğini; bunlardan başka da vârisinin olmadığını ve malından tereke bıraktığını; onun da hududlu yerini, o zikredilen vârislere.mîras olarak bıraktığını, Allah'ın taksimine göre taksim etmelerinin gerektiğini; kadın için sekizde bir; geride kalanın "erkeğin nasibi, iki kızın nasibi kadardır." fetvâsınca taksim edileceğini; asıl meselenin sekizden kurulacağını ve sehmin otuz iki olup, bunlardan dört sehmin karısının; ondörd hissesinin oğlunun olduğunu; her bir kızı için de yedişer sehim verileceğini; sonra ölenin karısının öldüğünü; onun da filâne olduğunu; o yerden zikredilen hissesini almadan öldüğünü; onun da geride vârisleri kaldığını; bir oğlu, iki kızı olduğunu; onların da huzurda bulunduklarını; onlardan başka da mirasçısı olmadığını ve onların hisselerinin o yerin otuz iki hisseden dört hissesi olduğunu; ölümü sebebiyle, o hissesinin Allah'ın taksimine göre oğlu için iki sehim; kızlar için de birer sehim olduğunu; sonra da o iki kızdan birisinin hissesini almadan önce öldüğünü; onun da filâne olduğunu; zikredilen iki terekeden, onun otuz iki sehimden sekiz sehim olduğunu, o hududlu yerden; yedi hisse birinci taksimden, bir hissede ikinci taksimden olduğunu; kendisi ölünce de vâris olarak bir kızı kaldığını, onunda adının fülân kızı filâne olduğunu ve bir ana-baba bir kardeşi olduğunu, onun .da huzurda bulunduğunu, birde ana-baba bir kız kardeşinin olduğunu, onunda filâne olduğunu; başka da vârisi olmadığını; zikredilen İki hissenin tamamından mirasının, isimleri belirtilen vârislerine -Allah'ın taksimi üzerine- kızı için yarı, kalanı ana-baba bir kardeşi ile bacısı için aralarında ikili-birli taksim edileceğini; bunun usûbet sebebiyle olduğunu; hissenin aslı iki sehimden altı sehim olup, üç hissesi kızı için, iki hissesi ana-baba bir kardeşi; bir hissesi de ana-baba bir kız kardeşi için olduğunu; bu müteveffanın iki terekeden nasibi sekiz hisse olup, sekizin altıya taksimi müştekim olmadığından, biz üçüncü taksimin yarısını darb eyledik. Böylece önceki otuz iki sehim.doksan altı oldu. îşte o zaman, üçüncü öiene, otuz iki hisseden sekiz hisse olunca; hissesi yirmi dört oldu. Vârislerine doğru isabet eyledi. Kızı, oniki hissesini; kardeşi, sekiz hissesini; kız kardeşi de dört hissesini aldılar. Böylece, terekeden da'vâcmm payı, elli altı hisse oldu. O yerin doksan altıda kırk iki sehmi, birinci terekeden; altı sehmi, ikinci terekeden; sekiz sehmi de üçüncü terekeden olmak üzere, o yerin tamamı, bu günde da'vâcı olana doksan altı hisseden elli altı hissesi verilir. O mahdud yerde, diğerinin hakkı olmadığından, onun hissesinden el çektirilir ve da'vâcıya teslim edilir. Ve böylece kayıd tamam olur. [84]
Konular
- Babadan Mîras Kalan Ev Da'vâsının Tescili
- Babadan Kalan Ev Da'vâsının Defi Da'vâsında Kayededilecek Şeyler
- Babadan Kalan Ev Da'vâsının Def'i Da'vâsının Tescili
- 31- BİR MENKÛLÜN, MUTLAK MÜLK OLDUĞU DA'VÂSINDA KAYIT
- Menkûlün, Mutlak Mülk Olduğu Da'vâsının Tescili
- Menkûl Bir Malın, Mutlak Mülk Olduğu Da'vâsının Defi Da'vâsında Kayıt
- Menkûl Bir Malın, Mutlak Mülk Olduğu Da'vâsının Def'i Da'vâsının Tescili
- 32- SAHİBİNDEN SATIN ALINAN BİR AKARIN MÜLK OLMASI BA'VÂSINDA KAYIT
- 33- BAŞKA BİR YERDEN GELİP, HAKKI OLAN, YÜK HAYVANININ BEDELİNİ ALMAK İÇİN MÜRACAAT EDEN ŞAHSIN TESC
- Başka Bir Yerden Gelip, Hakkı Olan, Yük Hayvanının Bedelini Almak İçin Müracaat Eden Şahsın Tescil İ
- Bu Da'vânın Tescili İçin Başka Bir Örnek
- Bu Da'vânın Tescili İçin Diğer Bir Örnek
- 34- KISASI İSBÂT DA'VÂSININ KAYDI
- 35- DİYETİN İSBATI DA'VÂSININ KAYDI
- 36- KAZF'İN İSBATI DA'VÂSINDA KAYIT
- 37- BİR ŞAHSIN VEFATI VE MÜNÂSAHA İLE VERASETİN İSABTI DA'VÂSININ KAYDI
- Münâsaha Da'vâsının Kaydı Îçîn Başka Bir Örnek
- 38- BABADAN MÎRAS KALAN EV DAVASİNİN KAYDI
- Babadan Mîras Kalan Ev Da'vâsının Tescili
- 39- VASİYETLERİN ÎSBATÎ DA'VÂSINDA TUTULMASI GEREKEN KAYIT
- Vasiyetin İsbati Da'vâsı İçin, Başka Bir Kayıt Örneği
- 40- YETİMİN BULÛĞA ERDİĞİNİN ÎSBATS
- 41- YOKSULLUĞA DÜŞÜP İFLÂS EDEN BİR ŞAHSIN, BUNU İSBAT ETMESİ DA'VÂSININ KAYDI
- İflas Da'vâsının Tescili
- 42- RAMAZAN HİLÂLİNİ İSBAT DA'VÂSINDA TUTULMASI GEREKEN KAYIT
- 43- HÜKÜM MECLİSİNDE, DIŞARI ÇIKMAYAN ÖRTÜLÜ BİR KADINI DA'VÂ EDEN BİR KİMSENİN TALEBİNİ, BU KADININ
- 44- KİTÂBÜ'L-KÂDÎ İLE'L-KÂDÎ (= KİTÂB-I HÜKMÎ) YOLUYLA, GAİBE KARŞI ALACAK DA'VÂSINDA KAYDA GEÇİRİLM
- Kitâb-ı Hükmî'nin Cevabında Bulunması Gereken Hususlarla İlgili Bir Örnek
- 45- KİTÂB-I HÜKMÎ İLE, HUDUTLU BİR MÜLKÜN TESBİT DA'VÂSINDA KAYIT
- 46- SERMAYE VE MÜDÂRABE DA'VÂSINDA KİTÂB-I HÜKMÎ İLE BEYYİNE İKÂMESİNİN KAYDI