Mekruh Vakitler :
Güneşin doğma, zeval ve batmasi_vakitlerinde; kâini! vakitte [20] kılınması lâzım gelen namaz, Tilâvet secdesi ve mezkûr vakitlerden önce hâzır olan Cenaze Namazı sahih olmaz.
Ancak musallînin, o günün İkindi Namazını güneşin batma vaktinde kılması sahih olur. «Güneşin doğma vakti» sözü, «sahîh olmaz» sözü için zarfdır. «Ancak musallîniır, o günün ikindi namazını...» sözü de «namaz sahîh olmaz...» sözünden istisnadır. Zira İkindi Namazının güneşin batma vaktinde edâ edilmesi mekruh değildir. Çünkü musallî, o İkindi Namazını vâcib olduğu gibi <dâ eylemiştir. Zira vucûbun sebebi şudur: Eğer önce edâ etmemiş ise", vaktin sonudur. İmdi, şayet vâcib olduğu gibi edâ ederse, o vakitte o namazın fiili mekruh olmaz. Ancak o vakte kadar ertelemesi mekruh olur. Nitekim vaktin çıkmasından sonra kazanın fiili mekruh olmayıp ancak fevt olması haram olduğu gibi.
Fukahâ demişlerdir ki: Tilâvet secdesinden murâd, zikredilen vakitlerden önce okunan âyetin secdesidir. Çünkü o secde kâmil vakitte vâcibdir. Nakıs vakitte edâ edilmez. Fakat, eğer nakıs vakitte okunursa, kerâhetsiz o vakitte edası caizdir. Lâkin efdal olan müstehab vakitte edâ edilmesi için ertelenmesidir.
Yine böylece, Cenaze Namazı ile murâd, mezkûr vakitlerden önce hâzır olan cenazedir. Eğer cenaze o vakitte hâzır olursa, onun namazının edası kerâhetsiz, o vakitte caiz olur. Zira o, vâcib olduğu gibi edâ edilmiştir. Çünkü onun vücûbiyyeti hâzır olmasıyledir. O vakit edası ef-daldir ve ertelenmesi mekruhtur. Bu zikredilen şeylerin mezkûr vakitlerde çâiz olmadığı, hadîs-i şerîfde vârid olan nehy sebebiyledir. Çünkü güneşe tapanlar o mekruh vakitlerde ibâdet ederler.
Güneşin batma vaktinde, İkindi Namazı caiz olduğu gibi, yine böylece mezkûr vakitlerde başlanmış bir Nafile Namazı kılmak veya nâfi-lenia mezkûr vakitlerde edasına nezr etmek ve mezkûr vakitlerde başladığı ve bozduğu nafileyi o vakitlerde kaza etmek - bunların hepsi anlatılan şey sebebiyle - caizdir. Şüphesiz ki, nâkısan vâcib olan, nâkısan edâ edilir.
İlk iki meselede efdal olan, yâni mekruh vakitlerde nafile olarak başlanılan ile edası mezkûr vakitlerde nezr edilenden efdal olan, onu kesip kâmil vakitte kaza etmektir. Bunu Zeylaî (Rh.A.) zikretmiştir.
Fecrin tulûundan sonra ve İkindi Namazını edadan sonra, Akşam Namazının edasına kadar, nafile kılmak mekruhdur. Sabah Namazının sünneti müstesnadır. Çünkü Sabah Namazının sünnetini kılmak mekruh değildir.
Nezredilmiş namaz, iki rek'at Tavaf Namazı ve musallînin nezr ile başlayıp bozduğu namazın'iadesi mekruhdur. Zikredilen iki vakitte, fâite yâni vakti kaçan namaz mekruh değildir. Ancak ufukda olan kızıllık vaktinde fâite de mekruh olur. Çünkü kızıllık vaktinde kaza mekruhtur.
Zikredilen iki vakitte Cenaze Namazı ve Tilâvet secdesi mekruh değildir.
Vakti kaçan namaz müstesna, imâmın hutbe için minbere çıktığı vakitte, hattâ imâm namazı bitirinceye kadar, kılınan namaz mekruhdur. Musannifin, hutbeyi mutlak olarak zikrine sebeb, Cuma'nın, Bayramın ve Hac hutbelerinin ve bunlardan başka hutbelerin hepsini içine alması içindir. Zeylaî ve Hidâye sarihleri böyle zikretmişlerdir. Bunun mekruh olması yalnız hutbe için değildir. İnşaallâhu Teâlâ tahkiki yakında Cuma Namazı babında gelecektir. Mekruh olmasına sebeb hutbeyi dinlemekten alıkoyduğu içindir. Sadr'uş-Şerîa (Rh.A.) :
«Vakti geçen namazlar, Cenaze Namazı ve Tilâvet secdesi, imâm hutbeye çıktığı vakitte mekruh olur.» demiştir. Nihâye sahibi, fâite (yâni vakti geçen namaz) hutbe vaktinde kerâhetsiz caiz olur» demiştir. Daha tercih edilir olduğu için, burada Nihâye'nin sözü seçilmiştir.
Özür sebebiyle bir vakitte iki farz namaz cemedilmez. İmâm Şafiî (Rh.A.) bu görüşte değildir. Çünkü İmâm Şafiî (Rh.A.), Öğle Namazı ile İkindinin ve Akşam Namazı ile Yatsının bir arada kılınmasını, yağmur, hastalık ve sefer özrüyle caiz görür.
Ancak, Hacda olursa bir arada kılınır. Çünkü Hacceden kimse Öğle Namazı ile İkindiyi Öğle vaktinde Arafe'de; Akşam Namazı ile Yatsıyı Müzdelife'de birleştirir yâni ikisini bir vakitte kılar.
Bir kadın, İkindi vaktinde veya Yatsı vaktinde temizlense, ancak onları kaza eder. İmâm Şafiî' (Rh.A,) ye göre; Öğle Namazı ile İkindinin vakitlerinin bir vakit olması ve Akşam Namazı ile Yatsının vakitlerinin bir vakit olması dolayısıyla, İkindi Namazı ile Öğle Namazı, Yatsı Namazı ile Akşam Namazı beraber kaza edilir. Bundan dolayı Özürle birleştirilmelerini caiz görmüştür. Nitekim yukarıda geçti.
Namaza vaktin sonunda ehil olan kimse, o vakti kaza eder. O vaktin sonunda hâiz (hayız) ve lohusa olan kadın kaza etmez.
Bize göre, sebebiyyette muteber olan vaktin sonudur. İmâm Şâfiî'-(Rh.A.) ye göre, muteber olan vaktin evvelidir. Hattâ vaktin sonunda bir kâfir İslâmla gelse veya bir çocuk baliğ olsa veya hayızlı kadın temizlenmiş olsa, bize göre, bunlara vaktin farzını edâ gerekir. Eğer kadın vaktin evvelinde hâiz olsa, bize göre, o vakti kaza etmez. İmâm Şafiî (Rh.A.), ayrı görüştedir. Bu-meselenin tahkiki usûlde anlatılmıştır. [21]
Konular
- Meshi Bozan Şeyler :
- Sargı Üzerine Mesh :
- Kadınlara Mahsûs Olan Kanlar (Demler) Babı
- Hayz Kanı:
- Nîfâs Kanı:
- İstihâza Kanı :
- İstihazanın Hükmü :
- Pislikleri Temizleme Babı
- İstincâ Ve Istibrâ Hakkında Bîr Fasıl
- Namaz Bölümü
- Namazın Farzıyyeti Ve Hukmu :
- Namaz Vakitleri:
- Müstehab Vakitler :
- Mekruh Vakitler :
- Ezan Babı
- Namazın Şartları Babı
- Necasetten Temizlenmek :
- Avreti Örtmek :
- Kıbleye Yönelmek :
- Niyet Etmek:
- Namazın Sıfatı Babı
- İlk Tekbir (Tahrîme) ;
- Kıyam :
- Kıraat :
- Rükû' :
- Secde :
- Ka'de Ve Teşehhüd :
- Ka'de-İ Ahire: