Düşmana Silâh Satmak
Düşmana silâh satmak mekruhtur.
Sulh anlaşmasından önce de, sonra da, onları techîz etmek mekruhtur.
Her türlü âletin aslı olan demiri de, düşmana satmak mekruhtur. Bunları, zimmîlere ithal etmek, mekruh olmaz. Ihtiyâr'da da böyledir.
Bir harbî, dâr-i İslama, kılıç getirse ve onun yerine yay, süngü veya kalkan satın alsa; bunları çıkarmasına müsâade edilmez. Mebsût'ta da böyledir.
Dâr-i islâma gelen bir harbî, kılıcım» para ile satıp, bilâhare, başka bir kılıç satın alırsa; buna da, mutlaka mâni olunur. Tebyîn'de de böyledir.
Harbîlerin hükümdarı, zimmîlerin işledikleri suçlara verilecek cezanın, kendi memleketindekinin aynısı olmasını istese; bu isteği kabul edilmez.
Bir melîkin, kendi memleketi halkından olan ve kendisinin kölesi bulunan bir topluluğun durduğu, bir yeri olsa; bu melik, bunlardan istediğini satabilir.
Bu melîk, bu köleleri ile sözleşme de yapabilir.
Bu köleler üzerine, düşman zafer bulur; sonra, da, müslümanlar, bunları, düşmanlarının elinden kurtarıp, tekrar o melîke, taksimden önce, karşılıksız olarak veya taksimden sonra, bedelleri mukabilinde verirlerse; bunlar, ehl-i zimmetin diğer malları gibidirler.
O melik ve memleketinin halkının müslüman olması veya bu melik hâriç, memleket halkının müslüman olması hâlinde, onlar, o melikin, önce olduğu gibi köleleridir. Mebsût'ta da böyledir. [35]
Sulh anlaşmasından önce de, sonra da, onları techîz etmek mekruhtur.
Her türlü âletin aslı olan demiri de, düşmana satmak mekruhtur. Bunları, zimmîlere ithal etmek, mekruh olmaz. Ihtiyâr'da da böyledir.
Bir harbî, dâr-i İslama, kılıç getirse ve onun yerine yay, süngü veya kalkan satın alsa; bunları çıkarmasına müsâade edilmez. Mebsût'ta da böyledir.
Dâr-i islâma gelen bir harbî, kılıcım» para ile satıp, bilâhare, başka bir kılıç satın alırsa; buna da, mutlaka mâni olunur. Tebyîn'de de böyledir.
Harbîlerin hükümdarı, zimmîlerin işledikleri suçlara verilecek cezanın, kendi memleketindekinin aynısı olmasını istese; bu isteği kabul edilmez.
Bir melîkin, kendi memleketi halkından olan ve kendisinin kölesi bulunan bir topluluğun durduğu, bir yeri olsa; bu melik, bunlardan istediğini satabilir.
Bu melîk, bu köleleri ile sözleşme de yapabilir.
Bu köleler üzerine, düşman zafer bulur; sonra, da, müslümanlar, bunları, düşmanlarının elinden kurtarıp, tekrar o melîke, taksimden önce, karşılıksız olarak veya taksimden sonra, bedelleri mukabilinde verirlerse; bunlar, ehl-i zimmetin diğer malları gibidirler.
O melik ve memleketinin halkının müslüman olması veya bu melik hâriç, memleket halkının müslüman olması hâlinde, onlar, o melikin, önce olduğu gibi köleleridir. Mebsût'ta da böyledir. [35]
Konular
- Savaş Alanında Yardımlaşma
- Savaşla İlgili Bazı Mes'eleler
- Seriyye
- Rıbat
- 2- SAVAŞ NASIL YAPILIR ORDUNUN SAYILMASI
- İslâm Ordusu Dâr-i Harbde
- Kâfirler Kaç Sınıftır?
- Kendilerinden Cizye Alınması Caiz Olmayan Kâfirler
- Kendilerinden Cizye Alınması Caiz Olan Kâfirler
- Kendilerinden Cizye Alınıp Alınmayacağı İhtilaflı Olan Kâfirler
- Önce İslama Da'vet, Sonra Savaş
- Müslüman Savaşta Nasıl Davranır
- Kudürî'ye Göre Kâfirler Kaç Kısımdır?
- 3- SULH YAPMA, EMÂN VERME VE EMÂNI CAİZ OLANLAR
- Sulh
- Düşmana Silâh Satmak
- Emân Kimler Emân Verebilir
- Zimmînin Emânı
- Mükâtebin Emânı
- Kölenin Ve Cariyenin Emânı
- Çocuğun Emânı
- Emân İfâde Eden Lafızlar
- İşaretle Verilen Emân
- 4- GANİMETLER VE NASIL TAKSİM EDİLECEĞİ
- 1- Ganimetler
- Anlaşmayı Bozan Zimmîler
- İrtidâd Edenlerin Yurtları
- Müfâdât (= Esir Değiştirme)
- Henüz İslâm Diyarına Götürülmemiş Olan Ganimetle İlgili Mes'eleler
- İslâm Askeri, Dâr-i Harbde Nasıl Davranır