logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

1- Ganimetler

Ganîme t: Kâfirlerden kahrile, galebe ile, harp ile alınan maldır. Bu, islâm diyarına geçmeden önce mevcuttur.

Kahr ve galebe ile alınmayan; kafirlerden, hediye veya hibe yolu ile alınan; yahut, çalmak veya ellerinden kapmak suretiyle alınan maftar, ganimet değildir.

Şer'i şerifin tarifi ve âlimlerin lisânı ile, bu şekildeki fiiller, Özellikle almak'tır.

Dolayısı ile, hükümdür, bazı gazilere, onların cesaret ve kuvvetini artırmak ve teşvik etmek maksadı ile, onlara: "Aldığınız sizindir." veya bu askerlerden birine: "Aldığın senindir." diyerek, mal tahsis etse; bu, özellikle almak olur. Ganimet olmaz ve dağıtılmaz. Serahsî'nin Muhıyhtı'nde de böyledir.

Fey': Kâfirlerden, savaşsız olarak alınan maldır. Harâc ve cizye gibi...

Feyin dışında, ganimette, beşte bir vardır. Gâyetü'l-Beyân'da da böyledir.

Kâfirlerden alınan hediye; hırsızlık, kapıp alma ve hîbe, ganimet değildir. Hızânetü'l-Müftin' de de böyledir.

İmâm Muhammed (R.A.) şöyle buyurmuştur:

Dâr-i harbden, bir şehir halkı, kendilerine islâm açıklanmadan önce, müslüman olurlarsa; bu durumda, onlar hürdürler.

Onlara yapılacak bir şey yoktur.

Bunların, evlad-ı iyaline ve mallarına da, bir şey yapılmaz.

Arazilerine de, öşür konur; harâc konmaz.

Bir şehir halkı, zimmeti kabul ettikleri zaman, yalnız, arazilerine harâc konur ve kendilerine göre de, cizye alınır. Nitekim, yukarıda da geçmişti...

Şayet, müslümanlar, onlara islâmı arzettikten sonra, bunlar müs­lüman olurlarsa;' imâm (= devlet başkam, komutan) muhayyerdir: İsterse, kölelerini ve mallarını, ganimet ehli arasında taksim eder. İmâm bunları, onlar islâm olduktan sonra taksim edecekse; taksimden önce, bu malların beşte birini ayırır. Bunu, yetimlere; miskinlere; yolda kalmış olanlara dağıtır. Kalan, beşte dördü de, ganimet ehli arasında taksim eder. Ve, arazilerine, öşür kor.

Şayet, imâm dilerse; onlara iyilik edip, kölelerini, mallarını, çocuklarını, onlara geri verir. Ve arazilerine öşür kor; dilerse, harâc vermelerini emreder.

Bu insanlara, islâm açıklandığı halde, müslüman olmayı kabul etmezlerse, yine imâm (= devlet başkanı, vkomutan) muhayyerdir: Dilerse, onları köle yapar ve mallarını ganîmet ehline dağıtır.

Malı taksim etmeyi isteyince, bu malın tamamından, önce beşte biri alır ve yerine kor. Ve kalanını, ganîmet ehline dağıtır. Arazilerine de, öşür kor.

Eğer isterse; erkeklerini öldürttir; kadınlarını, çocuklarını ve mal­larını da, ganîmet ehli arasında taksim eder.

Ve dilerse; -onlara iyilik edip, kölelerini, kadınlarını ve mallarını onlara geri verir; kendilerine cizye ve arazilerine de harâc vergisi kor. Muhıyt'te de böyledir.

Öşür arazisinin, yağmur suyu, pınar veya kuyu suları ile sulanması müsâvîdir.

Harâc suyu ise, yabancıların açmış bulunduğu kanallardan elde edilen sudur. Gâyetül-Beyân'da da böyledir.

Komutan, bu harbîlere iyilik eder ve köleliklerini kaldırıp, arazi­lerini almaz ve kadınlarını, çocuklarını ve diğer mallarını, müslümanlar arasında dağıtırsa; bu da caiz olur. Fakat, böyle yapması mekruh olurr Ancak, ellerinde, ziraat yapabilecek kadar, mal bırakması da olur. Keza, komutanın, harbîlere ihsan edip, onları köle yapmaması; kadınlarını, çocuklarını, arazilerini ve diğer mallarım, ganîmet ehline taksim etmesi de caizdir. Fakat, bu da mekruhtur.

Fakat, bunların ellerinde, ziraat yapacak kadar arazî ve mal bırakırsa; böyle yapması, kerâhatsiz (= mekruh olmadan) caiz olur.

Ancak, komutanın, bu harbîleri köle yapmamasına rağmen, bütün arazilerini, diğer mallan ile birlikte, müslümanlara taksim etmesi, caiz olmaz.

Keza, bu harbîlerin arazileri olmadığı halde, komutanın, bunların,' sadece köleliklerini bağışlaması da caiz olmaz.

Komutan isterse; bu harbîlerin, arazilerini bırakır ve diğer mal­larını taksim eder. Mukâtelelerine karşılık olarak, arazilerini, vakıf menzilinde bırakır.
Keza, komutan dilerse, o arazîye, ehl-i zimmetten olan, başka bir kavmi yerleştirir. Ve burayı, haraca bağlayıp, elde edilen haracı, savaş için harcar. Tatarhâniyye'de de böyledir. [44]