Henüz İslâm Diyarına Götürülmemiş Olan Ganimetle İlgili Mes'eleler
Ganimetler, dâr-i İslama varmadan, temlik edilmez. Scrahsînin Muhıytı'nde de böyledir.
Bu temel kaide üzerine, bazımes'eleler bina edilmiştir. Şöyleki:
1) Ganimet ehlinden birisi, esirlerden bir cariyeye cima' eder; bu câriye de, bir çocuk doğurur ve cima' eden şahıs, (<o çocuğun kendinden olduğunu" iddia ederse; nesep sabit olmaz.
Bu durumda, mehir gerekir. Ve, bu câriye de, mehir de, çocuk da, ganimet ehli arasında, taksim edilir.
2) Ganimet ehlinden birisi, bu ganimet, İslâm yurduna çıkıp dağıtılmadan Önce ölürse; onun nasîbine düşecek olan ganimete, kimse vâris olamaz.
3) Gazilerden birisi, ganimetten bir şeyi zayi ederse; bize göre, onu tazmin etmez. (= ödemez.)
4) İmâm, ganîmeti, ictihad olmadan ve gazilerin ihtiyacı bulunmadan, dâr-i harbde taksim ederse; bize göre,bu taksim sahih olmaz. Tebyîn'de de böyledir.
Bu hükümler, ganimet, henüz, dâr-i islâma ulaşmadan önceki durumlarla ilgilidir.
Şayet, ganimet, dâr-i islâma ulaşmış ve islâmm hükmü üzere, taksim edilmişse; bu taksimde, bir beis yoktur. Tahâvî Şerhî'nde de böyledir.
Ganimet, dâr-i harbde, ictihad ile veya gazilerin ihtiyacına binâen taksim edilmişse; bu taksim de, sahihtir.
Bir kimse, ganimet islâm yurduna çıktıktan sonra ölürse; nasibi vereselerine verilir. Hidâye'de de böyledir.
İslâm askerleri dâr-i harbde iken, bu gazilere yeni bir kuvvet katılırsa; bunlarda ganimete ortak olurlar.
Fakat, ganimet dar-i İslâma çıkarıldıktan sonra, bu yeni kuvvet, gazilere katıhrsa; ganimete ortak olamadıkları gibi; ganimet dâr-i harbde dağıtıldıktan sonra veya bu ganimet, imâm tarafından dağıtıldıktan sonra katılırlarsa; ortaklıkları sakıt olur.
İslâm askerleri, bir dâr-i harbi fethedip, harbîlere üstün geldikten sonra; bunlara, yeni bir kuvvet iltihâk ederse; bunlar, ganimete ortak olamazlar. Çünkü, orası, artık İslâm yurdu olmuş olur.
Bunların sevkedilmiş bulunmasına itibar edilmez. Ancak bunlar, savaşa katılırlar ve savaşta, bunların hâline, süvarî veya piyade diye itibar olunursa; o zaman, ganîmetten hisse alırlar. Ihüyâr'da da böyledir.
Keza, dâr-i harbde, müslümari olan kimse veya mürted iken tevbe edip, yeniden İslama giren kimse yahut da, dâr-i harbde emânla bulunan bir tüccar, askere katılıp savaşırsa; ganîmetten hisse almaya müstehak olur. Aksi takdirde, bunlara bir şey verilmez. Fethu'I-Kadîr'de de böyledir.
Bizzat savaşan askerle, ona yardım eden asker, ganîmetten hisse alma bakımından müsâvîdir. Hidâye'de de böyledir.
İmâm Muhammed (R.A.): "Bir askerle beraber bulunan hizmet-isi, şayet, efendisinin hizmetini bırakarak savaşırsa; ganimete ortak olur; aksi takdirde, ganîmete ortak olmaz." buyurmuştur.
Bu hususta esas kaide: Hizmetçi, eğer savaşa girerse; ganîmetten hisse alır; aksi takdirde, hisse alamaz.
Savaş için, askerler arasına girmiş bulunan hizmetçi, hastalanması veya başka bir özrü sebebi ile savaşamasa bile, ganimetten sehim alır. Bu şahıs, süvari ise, süvari hissesi, piyade ise, piyade hissesi alır.
Savaşa katılıp, esir düşen bir kimse; ganimet islâm yurduna çıkmadan, esaretten kurtulursa; ganimetteki hissesi, kendisine aittir. Sirâcü'l-Vehhâc'da da böyledir.
îmâm, ihtiyaç duyarsa, ganimetleri, ganimet olarak alınan hayvanlara yükletir ve islâm diyarına sevkeder.
Ganimetler arasında hayvan yoksa, imâm, bunları, beytü'I-mâle ait hayvanlara yükletir.
Şayet, beytü'l-mâlde fazla hayvan yok da, ganîmet ehlinin yanında fazla hayvan varsa ve bunlar gönüllü olarak verirlerse; ganîmet mallarını, onlara yükletir ve ücretlerini verir.
Gönülleri olmasa bile, ücretlerini verince, imâmın böyle yapması mekruh olmaz. Siyer-i Sağır'de de böyledir.
Bu askerlerden bir kısmının yanında, fazla taşıt hayvanı olmadığı halde, bir kısmının yanında, fazla taşıt hayvanı bulunursa; bunların rızâları ile ve ücret ödenerek, ganîmet malları, bu hayvanlarla taşınır.
Bu askerler razı olmazsa; ganîmet mallarının, hayvanları ile taşınması; Siyer-i Sağîr'deki rivayete göre mekruh olmaz; Siyer-i Kebîr'deki rivayete göre, mekruh olur. Muhiyt'te de böyledir. [48]
Bu temel kaide üzerine, bazımes'eleler bina edilmiştir. Şöyleki:
1) Ganimet ehlinden birisi, esirlerden bir cariyeye cima' eder; bu câriye de, bir çocuk doğurur ve cima' eden şahıs, (<o çocuğun kendinden olduğunu" iddia ederse; nesep sabit olmaz.
Bu durumda, mehir gerekir. Ve, bu câriye de, mehir de, çocuk da, ganimet ehli arasında, taksim edilir.
2) Ganimet ehlinden birisi, bu ganimet, İslâm yurduna çıkıp dağıtılmadan Önce ölürse; onun nasîbine düşecek olan ganimete, kimse vâris olamaz.
3) Gazilerden birisi, ganimetten bir şeyi zayi ederse; bize göre, onu tazmin etmez. (= ödemez.)
4) İmâm, ganîmeti, ictihad olmadan ve gazilerin ihtiyacı bulunmadan, dâr-i harbde taksim ederse; bize göre,bu taksim sahih olmaz. Tebyîn'de de böyledir.
Bu hükümler, ganimet, henüz, dâr-i islâma ulaşmadan önceki durumlarla ilgilidir.
Şayet, ganimet, dâr-i islâma ulaşmış ve islâmm hükmü üzere, taksim edilmişse; bu taksimde, bir beis yoktur. Tahâvî Şerhî'nde de böyledir.
Ganimet, dâr-i harbde, ictihad ile veya gazilerin ihtiyacına binâen taksim edilmişse; bu taksim de, sahihtir.
Bir kimse, ganimet islâm yurduna çıktıktan sonra ölürse; nasibi vereselerine verilir. Hidâye'de de böyledir.
İslâm askerleri dâr-i harbde iken, bu gazilere yeni bir kuvvet katılırsa; bunlarda ganimete ortak olurlar.
Fakat, ganimet dar-i İslâma çıkarıldıktan sonra, bu yeni kuvvet, gazilere katıhrsa; ganimete ortak olamadıkları gibi; ganimet dâr-i harbde dağıtıldıktan sonra veya bu ganimet, imâm tarafından dağıtıldıktan sonra katılırlarsa; ortaklıkları sakıt olur.
İslâm askerleri, bir dâr-i harbi fethedip, harbîlere üstün geldikten sonra; bunlara, yeni bir kuvvet iltihâk ederse; bunlar, ganimete ortak olamazlar. Çünkü, orası, artık İslâm yurdu olmuş olur.
Bunların sevkedilmiş bulunmasına itibar edilmez. Ancak bunlar, savaşa katılırlar ve savaşta, bunların hâline, süvarî veya piyade diye itibar olunursa; o zaman, ganîmetten hisse alırlar. Ihüyâr'da da böyledir.
Keza, dâr-i harbde, müslümari olan kimse veya mürted iken tevbe edip, yeniden İslama giren kimse yahut da, dâr-i harbde emânla bulunan bir tüccar, askere katılıp savaşırsa; ganîmetten hisse almaya müstehak olur. Aksi takdirde, bunlara bir şey verilmez. Fethu'I-Kadîr'de de böyledir.
Bizzat savaşan askerle, ona yardım eden asker, ganîmetten hisse alma bakımından müsâvîdir. Hidâye'de de böyledir.
İmâm Muhammed (R.A.): "Bir askerle beraber bulunan hizmet-isi, şayet, efendisinin hizmetini bırakarak savaşırsa; ganimete ortak olur; aksi takdirde, ganîmete ortak olmaz." buyurmuştur.
Bu hususta esas kaide: Hizmetçi, eğer savaşa girerse; ganîmetten hisse alır; aksi takdirde, hisse alamaz.
Savaş için, askerler arasına girmiş bulunan hizmetçi, hastalanması veya başka bir özrü sebebi ile savaşamasa bile, ganimetten sehim alır. Bu şahıs, süvari ise, süvari hissesi, piyade ise, piyade hissesi alır.
Savaşa katılıp, esir düşen bir kimse; ganimet islâm yurduna çıkmadan, esaretten kurtulursa; ganimetteki hissesi, kendisine aittir. Sirâcü'l-Vehhâc'da da böyledir.
îmâm, ihtiyaç duyarsa, ganimetleri, ganimet olarak alınan hayvanlara yükletir ve islâm diyarına sevkeder.
Ganimetler arasında hayvan yoksa, imâm, bunları, beytü'I-mâle ait hayvanlara yükletir.
Şayet, beytü'l-mâlde fazla hayvan yok da, ganîmet ehlinin yanında fazla hayvan varsa ve bunlar gönüllü olarak verirlerse; ganîmet mallarını, onlara yükletir ve ücretlerini verir.
Gönülleri olmasa bile, ücretlerini verince, imâmın böyle yapması mekruh olmaz. Siyer-i Sağır'de de böyledir.
Bu askerlerden bir kısmının yanında, fazla taşıt hayvanı olmadığı halde, bir kısmının yanında, fazla taşıt hayvanı bulunursa; bunların rızâları ile ve ücret ödenerek, ganîmet malları, bu hayvanlarla taşınır.
Bu askerler razı olmazsa; ganîmet mallarının, hayvanları ile taşınması; Siyer-i Sağîr'deki rivayete göre mekruh olmaz; Siyer-i Kebîr'deki rivayete göre, mekruh olur. Muhiyt'te de böyledir. [48]
Konular
- 3- SULH YAPMA, EMÂN VERME VE EMÂNI CAİZ OLANLAR
- Sulh
- Düşmana Silâh Satmak
- Emân Kimler Emân Verebilir
- Zimmînin Emânı
- Mükâtebin Emânı
- Kölenin Ve Cariyenin Emânı
- Çocuğun Emânı
- Emân İfâde Eden Lafızlar
- İşaretle Verilen Emân
- 4- GANİMETLER VE NASIL TAKSİM EDİLECEĞİ
- 1- Ganimetler
- Anlaşmayı Bozan Zimmîler
- İrtidâd Edenlerin Yurtları
- Müfâdât (= Esir Değiştirme)
- Henüz İslâm Diyarına Götürülmemiş Olan Ganimetle İlgili Mes'eleler
- İslâm Askeri, Dâr-i Harbde Nasıl Davranır
- 2- Ganimetler Nasıl Taksim Edilir
- Beşte Birin Taksimi
- Ganîmet Arasında Bulunan Kitaplar
- Kelâm Kitaplarının Satışı
- Üzerinde Haç Ve Resim Bulunan Ganîmet Eşyaları
- Ganîmet Arasında Bulunan Ehlî Hayvanlar
- El Değiştiren Ganimetler
- İzinsiz Olarak Ele Geçirilen Ganimetler
- Ganimetin Taksiminden Sonra Artan Miktar
- Çalınan Ganîmet Malları
- 3- Tenfîl [61] (= Ganimetten Fazla Ve Özel Hisse Vermek)
- Tenfîlin Hükmü