logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Henüz İslâm Diyarına Götürülmemiş Olan Ganimetle İlgili Mes'eleler

Ganimetler, dâr-i İslama varmadan, temlik edilmez. Scrahsînin Muhıytı'nde de böyledir.

Bu temel kaide üzerine, bazımes'eleler bina edilmiştir. Şöyleki:
1) Ganimet ehlinden birisi, esirlerden bir cariyeye cima' eder; bu câriye de, bir çocuk doğurur ve cima' eden şahıs, (<o çocuğun kendinden olduğunu" iddia ederse; nesep sabit olmaz.

Bu durumda, mehir gerekir. Ve, bu câriye de, mehir de, çocuk da, ganimet ehli arasında, taksim edilir.
2) Ganimet  ehlinden birisi,  bu ganimet,  İslâm yurduna çıkıp dağıtılmadan Önce ölürse; onun nasîbine düşecek olan ganimete, kimse vâris olamaz.
3) Gazilerden birisi, ganimetten bir şeyi zayi ederse; bize göre, onu tazmin etmez. (= ödemez.)
4) İmâm, ganîmeti, ictihad olmadan ve gazilerin ihtiyacı bulun­madan, —dâr-i harbde— taksim ederse; bize göre,bu taksim sahih olmaz. Tebyîn'de de böyledir.

Bu hükümler, ganimet, henüz, dâr-i islâma ulaşmadan önceki durumlarla ilgilidir.

Şayet, ganimet, dâr-i islâma ulaşmış ve islâmm hükmü üzere, taksim edilmişse; bu taksimde, bir beis yoktur. Tahâvî Şerhî'nde de böyledir.

Ganimet, dâr-i harbde, ictihad ile veya gazilerin   ihtiyacına binâen taksim edilmişse; bu taksim de, sahihtir.

Bir kimse, ganimet islâm yurduna çıktıktan sonra ölürse; nasibi vereselerine verilir. Hidâye'de de böyledir.

İslâm askerleri dâr-i   harbde iken, bu gazilere yeni bir kuvvet katılırsa; bunlarda ganimete ortak olurlar.

Fakat, ganimet dar-i İslâma çıkarıldıktan sonra, bu yeni kuvvet, gazilere katıhrsa; ganimete ortak olamadıkları gibi; ganimet dâr-i harbde dağıtıldıktan sonra veya bu ganimet, imâm tarafından dağıtıldıktan sonra katılırlarsa; ortaklıkları sakıt olur.

İslâm askerleri, bir dâr-i harbi fethedip, harbîlere üstün geldikten sonra; bunlara, yeni bir kuvvet iltihâk ederse; bunlar, ganimete ortak olamazlar. Çünkü, orası, artık İslâm yurdu olmuş olur.

Bunların sevkedilmiş bulunmasına itibar edilmez. Ancak bunlar, savaşa katılırlar ve savaşta, bunların hâline, süvarî veya piyade diye itibar olunursa; o zaman, ganîmetten hisse alırlar. Ihüyâr'da da böyledir.

Keza, dâr-i harbde, müslümari olan kimse veya mürted iken tevbe edip, yeniden İslama giren kimse yahut da, dâr-i harbde emânla bulunan bir tüccar, askere katılıp savaşırsa; ganîmetten hisse almaya müstehak olur.  Aksi takdirde,  bunlara bir şey verilmez.  Fethu'I-Kadîr'de de böyledir.

Bizzat savaşan  askerle, ona yardım eden asker, —ganîmetten hisse alma bakımından— müsâvîdir. Hidâye'de de böyledir.

İmâm Muhammed (R.A.): "Bir askerle beraber bulunan hizmet-isi,   şayet, efendisinin hizmetini bırakarak savaşırsa; ganimete ortak olur; aksi takdirde, ganîmete ortak olmaz." buyurmuştur.

Bu hususta esas kaide: Hizmetçi, eğer savaşa girerse; ganîmetten hisse alır; aksi takdirde, hisse alamaz.

Savaş için, —askerler arasına— girmiş bulunan —hizmetçi—, has­talanması veya başka bir özrü sebebi ile savaşamasa bile, ganimetten sehim alır. Bu şahıs, süvari ise, —süvari hissesi—, piyade ise, —piyade hissesi— alır.

Savaşa katılıp, esir düşen bir kimse; ganimet islâm yurduna çıkmadan, esaretten kurtulursa; ganimetteki hissesi, kendisine aittir. Sirâcü'l-Vehhâc'da da böyledir.

îmâm, ihtiyaç duyarsa, ganimetleri, ganimet olarak alınan hay­vanlara yükletir ve islâm diyarına sevkeder.

Ganimetler arasında hayvan yoksa, imâm, bunları, beytü'I-mâle ait hayvanlara yükletir.

Şayet, beytü'l-mâlde fazla hayvan yok da, ganîmet ehlinin yanında fazla hayvan varsa ve bunlar gönüllü olarak verirlerse; ganîmet mal­larını, onlara yükletir ve ücretlerini verir.

Gönülleri olmasa bile, ücretlerini verince, imâmın böyle yapması mekruh olmaz. Siyer-i Sağır'de de böyledir.

Bu askerlerden bir kısmının yanında, fazla taşıt hayvanı olmadığı halde, bir kısmının yanında, fazla taşıt hayvanı bulunursa; bunların rızâları ile ve ücret ödenerek, ganîmet malları, bu hayvanlarla taşınır.
Bu askerler razı olmazsa; ganîmet mallarının, hayvanları ile taşınması; Siyer-i Sağîr'deki rivayete göre mekruh olmaz; Siyer-i Kebîr'deki rivayete göre, mekruh olur. Muhiyt'te de böyledir. [48]