Fasid   Satış   Bâbı


Her ne kadar bu bâbda fâsid bey' [55] zikredildiği gibi, bâtıl, [56] mevkuf [57] ve mekruh satış varsa da, fâsid satışın sebebleri çeşitli olmakla çok vaki1 olduğu için, fâsid lâkabı verilmiştir.
Bâtıl satış, aslen ve vasfen sahih olmayan satış [58]dır ve hiçbir vechle mülk İfâde etmez. Hattâ müşteri bir köleyi meyte [59] ile satın alıp teslim alsa ve âzâd etse, âzâd edilmiş olmaz.

Fâsid satış ise, aslen sahih olup vasfen sahih: olmayan satıştır. Teslim almaya bitiştiği zaman, mülk ifâde eder. Müşteri, Hamr (şarâb) ile bir köle satın alıp,- teslim aJsa ve hemen âzâd etse, âzâd edilmiş olur.

Mevkuf satış, asliyle ve vastıyle sahih olur ve çekimserlik yoluyla MAL OLMAYAN ŞEY HÜKMÜNDE OLANLAR : Bu hükümde olan­ların satışı da bâtıldır. Yâni ümm-ü veled, mükâteb ve müdebber gibi şeylerdir. Çünkü, bunların da satılması bâtıldır. Lâkin, hürrün satılma­sının bâtıl olması gibi değildir. Çünkü hürrün satılması ibtidâen ve ba-kâen bâtıldır. Zîrâ, satışa asla mahal değildir. Onda hürriyetin hakikati sabit olmuştur. Bunların satışı ise, bakâen hürriyet hakkı için bâtıldır. İbtidâen bâtıl değildir. Çünkü, hakikatlan yoktur. Bundan dolayı, ken­diliklerinden satışları caizdir. Söylenen şu söz bâtıldır: «Eğer onların satışı bâtıl olsa, hürrün satılması gibi olurdu. Satışta onlara eklenen kölenin satılmasının bâtıl olması, hürre eklenen gibi olması lâzım gelirdi.» Şunun için ki, onlar kısmen satışa mahal oldukları için ibti­dâen satışda dâhildirler, Sonra haklarının taallukundan dolayı satış­tan hâriç kalmışlardır. İmdi köle, semenden hissesiyle bakî kalır. His­seyi satış, bekâen caizdir. Nitekim, daha önce geçti. Hür, bunun ak­sinedir. Çünkü mahalliyet bulunmadığı için. hür satışa dâhil olma­yınca, ibtidâen hisseli satış lâzım gelir. Bu ise, bâtıldır. Nitekim, da­ha önce geçti ve yakında yine gelecektir.

Şarâb (hamr), domuz ve kendi eceliyle ölmeyen hayvan gibi, mü-tekavvim (kıymeti hâiz) olmayan malın semenle; yâni dirhemler, di­narlar ve râyic paralar ile satılması da bâtıldır. Eceliyle ölmeyen di­ye kaydianması; şarâb ve domuz gibi mal olması içindir.. Hattâ ece­liyle ölürfee, Ztmrnîlerce de mal olmaz.

Bunları semenle satmanın bâtıl olması satış, satılan şeyin tara­fında hüküm ifâde etmediği içindir. Çünkü mebî', satışda asıldır. Zîrâ satış, onun varlığına bağlıdır. Semen, bunun aksinedir. Asi, temel­lüke mahal değildir. Satış da öyledir. Çünkü satılan şeyin se­meninin zimmette sabit olması, ancak başka malın temellükü karşı­lığında satıcının temellükü hükmü ile olur. Temellük bulunmayınca, o başka mal zimmette sabit olmaz ve onda mülk sabit olmaz. Çünkü ma'dûmda mülkün siibûtu imkânsızdır. Şayet semenden başka bir mal­la karşılık verilse, satış fâsid olur. Hattâ satıcı, her ne kadar hamr  (şarâb) ve domuzun aynına mâlik olmazsa da ona karşılık olana mâ­lik olur. Nitekim, yakında açıklaması gelecektir.

Yine, hür kadına eklenen kölenin satılması ve kendi eceliyle Ölen hayvana eklenen boğazlanmış hayvanın satılması da, her ne kadar hepsinin semeni tesmiye olunsa da bâtıldır. Bu kayda sebeb, hür gibi olsun diyedir. Kölenin ve boğazlanmış hayvanın satılmasının bâtıl olmasına sebeb; Çünkü hür, as!â satımda dâhil değildir. Kira, mal de­ğildir. Hürrü, köleye eklemekle kölenin kabulü için şart kılmıştır. Ma! olmayanı, satılan şeyin kabulü için şart kılmak ise, satışı ibtâl eder.

Köleyi, mütlebbere veya bankasının kölesine eklemekle salmak ve mülkü vakfa eklemekle satmak şahindir. Çünkü bu eklenen şeyler, ba'zısma göre, satışa mahaldir. İmdi onların butlanı başkalarına geç­mez. Akd hâlinde cevaz vereni bulunmayan şeyhi satılması -ki kü­çük çocuğun veya vasisinin onun malını gabn-ı fahiş ile satması böy­ledir. — bâtıldır. (Gabn-ı fahiş ile olmazsa sahih olur.)

İmâdiyye'dc denmiştir ki: Onların, yâni babanın, dedenin ve bu ikisinin vasilerinin ve kâdîmn, kıymetinin misli ile satmaları ve ki­raya vermeleri veya benzerinde insanların aldandıkian kadarından da­ha azla satmaları ve cevaz vermeleri caizdir. Eğer insanların aldan-madıkları miktar olursa, caiz değildir; bulûğdan sonra izin vermeye (icazete) mütevakkıf olmaz. Çünkü bu akdin, akd hâlinde mucîzi (ce­vaz vereni) yoktur.

Semeni ortadan . kaldırılan satış da sahih değildir. Çünkü seme­ni nefy edince, rüknü nefy etmiş olur. Bu takdirde, satış olmaz. Ba'zı Fukahâ'; «Mün'akid olur.» demiştir. Çünkü, onun nefyi sahih olmaz. Çünkü, o akdi nefy etmiştir. Nefyi sahih olmayınca, sanki'o semeni söylemeyip sükût etmiş gibi olur. Malı satsa ve semeni söylemeyip sükût etse, satış mün'akid olur ve teslim almakla mülk sabit olur. Nitekim, yakında açıklanacaktır.

Bâtıl satışın hükmü, satılan şeyin bununla müşteri için mülk ol­mamasıdır. Çünkü, bâtıl üzerine hüküm terettüb etmez. Fâsid satış bunun aksinedir. Nitekim, daha önce geçti.

Satılan şey  (mebî')  müşteri yanında helak olsa, müşteri Ödemez.
Çünkü teslim alman şey, onun yanında emânettir. Zîrâ akd, bâtıl olunca, mâlikin izniyle sâdece teslim almak bakî kalır. Bu ise, zaran ödemeyi gerektirmez. Ancak tecâvüzle olursa, gerektirir. Ba'zı Fukahâ1; . «Öder, çünkü o sevm-i şirâ [60] üzere teslim alman mal gibi olur.» de­mişlerdir. Sevin-i şirâ, semeni söylemektir ki; mal sahibi; «Bu semeni al git!», «Eğer bu semenle razı olursan.»-. «Zikredilen semen üzere sa­tın aldın.» der. Şayet semeni söylemez de, o da tesmiyesiz alıp giderse, satılan şey onun yanında helak olduğu takdirde, ödemez. Fakîh Ebû'1-Leys (Rh.A.) bunu nassân beyân etmiştir. Fetva da bunun üze­rinedir, diyenler olmuştur. İnâye'de de böyle denmiştir.
Bundan sonra musannif,  bâtıl  satışı açıklamayı  bitirince,  lâsld. satışı açıklamaya bağlayıp şöyle demiş'tir: [61]


Eser: Dürer

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Dürer

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..