İstisna' :
İstisna': Bir kimsenin ayakkabıcı gibi bir san'atcıya; benim için, malından bir çift ayakkabı yap; şu cinsden, şu nitelikden ve şu kadar akçaya, şu kadar müddette, [meselâ, bir aya kadar olsun, demesidir.
Bu istisna', selemdir. Gerek insanlar teamül etsinler meselâ edîk, leğen ve _ kazan gibi gerekse etmesinler giyecek ve benzerleri gibi müsavidir.
İstisnâ'ın va'de veya müddet (ecel) ile selem olması; örf ve teamül bulunmadığı vakit bİTİttifâktır. Fakat, Örf ve teamül bulunursa, İmâm A'zam* (Rh.A.) a göre, selem olur. İmâmeyn' (Rh. Aleyhimâ) e göre, selem olmaz. Çünkü lâfız istisna' için hakikattir, ki muktezâsı muhafaza olunur ve müddet aceleye yorumlanır. İnsanların örf ve teamülü olmayan şey ise, bunun aksinedir. Çünkü bu fâsid bir istisnâ'dır. Bu durumda, sahih selem üzerine yorumlanır.
İmâm A'zam' (Rh.A.) in delili şudur: İstisna' deyndir, seleme ihtimâli vardır. Selemin ise cevazı, icmâ' iledir, şübhesizdir. İnsanlann istisnaî teamüllerinde ise bir riev'î şübhe vardır. Bu durumda, seleme yorumlamak evlâ olur.
Ecel (müddet) siz istisna', istîhsânen sahilidir. Çünkü Nebî-i Ekrem' (S.A.V.) in zamanından günümüze gelinceye kadar teamül ile icmâ' sabit olmuştur. Kıyâs'a göre, câîz olmaz. Zîrâ istisna', yok olanın satılmasıdır. Sahih olan söz şudur: İstisna', bey'an sahili olur, va'de-leşmek (müvâade) ile sahih olmaz. Nitekim, Hâkim Şehîd' (Rh.A.) den böyle nakledilmiştir.
Musannif, «Bey'an sahih olur.» sözü üzerine, şu sözü ile tefrî' yapmıştır: Binâenaleyh _san'atkâr, işini yapmaya zorlanır. Müddet itibariyle olsaydı, icbar edilmezdi, San'atkara işi yapmayı emreden kimse, ondan geri dönemez. Müddet olsaydı, dönmesi caiz olurdu.
Satılan şey (mebî*), ayndır. Amel değildir. Nitekim Ebû Saîd Ber-daî (Rh.A.) bunu kabul edip: «İstisna' (sun1) dan olup istif âl bâbm-dandır. Sun' ise ameldir.» demiştir.
Musannif, mebî'in ayn olduğunu şu sözü ile açıklamıştır: Şayet san'atkâr akdden önce yaptığı şeyi veya yaptığından başkasını getirse, sahih olur. Şayet satılan şey amelî olsa, sahih olmazdı.
Âmirin rızâsı olmaksızın, âmir için nıebî* müteayyîn olmaz. Binâenaleyh âmir, mebî'i görmezden önce satması sahih olur. Eğer âmir için müteayyin olaydı, satması sahih olmazdı. Onu gördükden sonra âmir için muhayyerlik vardır. Çünkü âmir, görmediğini salın almıştır.
Teamülden başkasında selem sahih olmaz. Ancak ecel (va'de) ile sahîlı olur. Meselâ, giyecek gibi. Yâni bir kimse dokumacıya, giyecek dokumak için yanında fiyatı belli dirhemlerle ma'lûm olan kimsenin ipliği ile dokumasını emretse, caiz olmaz. Çünkü bunda, teamül caiz değildir. Bu durumda, kıyâsın aslı üzere bakî kalır. Ancak, müddeti şart kılar ve şartları bildirirse, o zaman selem yoluyla caiz olur. [6]
Konular
- Alım Satımla İlgili Ba'zı Asıllar Hakkında Bir Fasıl
- Şartın Muhayyerliği Ve Ta'yin Bâbı
- Görme Muhayyerliği Babı
- Ayb (Kusur) Muhayyerliği Babı
- Fasid Satış Bâbı
- Fâsid Satış :
- Fâsid Satışın Hükmü :
- Mevkuf Satış :
- Mekruh Satış :
- Satışı Bozmak (İkâle) Babı
- Murabaha, Tevliye Ve Vadîa Babı
- Akâr'in Satılması Hakkında Bir Fasıl
- Ribâ (Fâîz) Babı
- İstihkak Babı
- Selem Babı (Peşîn Para İle Veresiye Mal Almak)
- İstisna' :
- Çeşitli Mes'eleler
- Fâsid Şart İle Bâtıl Olan Ve Şarta Bağlanması Sahîh Olmayan Şeyler :
- Sarf (Sarraflık) Bâbı
- Alım Satım Bölümüne Ek
- Şufa Bölümü
- Kendisinde Şuf'a Olan Veya Olmayan Şey Babı
- Hibe Bölümü
- Hîbe'den Dönmek Babı
- Şarta Bağlı Hibe Hakkında Bir Fasıl
- Kira Bölümü
- Fâsid Kiralama Babı
- Kiralamaya Dâir Bir Bâb
- Kiralamanın Fesh Edilmesi Babı
- Çeşitli Mes'eleler