Kayıp Mal (Lükata) Bölümü
Lükata [100]ma'nâda lakît'in adıdır. Lâkin lakîtin kullanılışı, insanda; lükatanın kullanılışı ise, insandan başka şeydedir
Sahibine vermek için, lükatanın alınıp kaldırılması menöubdur.
Çünkü gören kimse bırakırsa; çok defa ona hâin bir el ulaşır da, onu mâlikinden gizler ve O'nun malını zayi' eder. Binâenaleyh, lükatanın alınıp kaldırılması hakiki, müstehıkkına ulaştırmaya vesile olur. Bundan dolayı Fukahâ1; «Şayet zayi' olmasından korknlursa, kaldırılması vâ-cib olur.» demişlerdir. Nitekim «Lakît Bölümü» nde geçti.
Lükatayı gören kimse, onun .sahibine geri vermek için aldığına şâ-hid getirir; bulunduğu yerde ve insanların toplandığı yerde: «Ben bir lükata buldum, mâlikini bilmiyorum. Onun mâliki gelsin, niteliğini açıklasın, lükatayı O'na vereyim!» diye seslenerek bildirir. [101] Lükatanın sahibi onu istemeye gelmeyeceği ma'lûm oluncaya kadar, yâhûd yemek için hazırlanan yiyecekler ve ba'zı meyveler gibi sonraya kalırsa bozulacağı zamana kadar, bulan kimsenin yanında emânet olur. Hattâ lükata gerek az ve gerek çok olsun, gerek HılI [102]dan ve gerekse Harem'den alınsın teaddîsiz (kusur etmeksizin) helak olursa, bulup alan kimse, zararı ödemez.
İmâm Şafiî' (Rh.A.) ye göre; Harem'in lükatasını, sahibi gelinceye kadar bildirmek (i'lân etmek) vâcib olur.
Eğer lükatayı bulan kimse fakir ise; ondan faydalanır. Eğer zengin ise, onu bir fakire tasadduk eder. Velev ki fakır, baba ve analardan bir aslına yâhûd fakır çocuklarından ve onların çocuklarından bir îer'i-ne veya fakır olan karısına vermiş olsun. Eğer lükatanın sahibi gelip de, o tasadduku caiz görürse, sevabı O'nun olur.
Ya da, eğer lükata duruyorsa, onu fakirden alır. Eğer lükatanın aynısı kâim değilse, lükata sahibi, bulup' alana (Mültekıta) veya fa-kîre Ödetir. Aralarında, birbirlerine Ödetmek yoktur. Yâni, lükatayı bulup alan öderse, ödediğini fakirden alamaz. Fakır öderse, bulandan alamaz.
Eğer şâhid getirmedi ise; bulan kimse onu kendisi için aldığını ikrar ettiği takdirde; şayet elinde helak olursa, ittifakla Öder. Çünkü ku-sûr etmiştir.
Eğer mültekit ile lükatanın sahibi birbirlerini, lükatanın sahibi için alındığı hususunda tasdik ederlerse, ittifakla ödemez. Çünkü onların birbirlerini tasdik etmeleri, kendileri hakkında hüccettir. Bu takdirde, açık delîl (beyyine) gibi olur.
Eğer mültekit, sahibine, «Senin için aldım.» dese; O da «Kendin için aldın.» deyip ihtilâf etseler, İmâm A'zam (Rh.A.) ile İmâm Muham-med' (Rh.A.) e göre, mültekit Öder. Ancak, İmâm Ebû Yûsuf (Rh.A.) a göre; ödemez. Belki söz, onu geri vermek için aldığını söyleyen mültekı-tındır.
Eğer mültekit şâhid getirecek kimse bulamadı ise veya buldu da lükatayı zâlimin almasından korktuğu için şâhid tutmayı terk etti ise; Fukahâ, «Ödemez.» demişlerdir. Bunu, Zeylaî (Rh.A.) zikretmiştir.
Keza bulunan şey (lükata), hayvan olursa, mezkûr hükümlerde lükata gibidir. Hayvana (behîmeye) mültekıtm, kâdînm izni olmaksızın infâk ettiği (harcadığı) şey teberrudur. Kadının izni ile infâk ettiği ise; hayvanın sahibi üzerine borçtur.
Hayvan sahibi geldiği zaman, mültekıt onu kadının hükmüyle kendisinden alır.
Faydalı olanı, kâdî ücretle verir. Yâni, ücretiyle yararlanılan at, katır, eşek ve öküz gibi, faydası olan şeyi, kâdî kiraya verir. O hayvana kâdî, ücretinden iki veya üç gün yâni sahibi sağ olsa, geleceğini tahmin ettiği bir müddet infâk eder. Çünkü bu kiraya vermekde, malın aynını mâlikin mülkü üzerine borç yüklemeksizin bırakmak vardır. Hidâye sahibi ve Kâfi sahibi bu konuda; «Kaçak kölede de böyle yapılır. » demişlerdir.
Ben, bu iki kitabdan başkasında bıı sözü bulamaçtan. BU'akis Mu-hît'te, Bedâyi'de ve Hulâsa'da bunun hilafını buldum. Onlar; »Kaçma ihtimali olduğu için, kaçak kölenin kiraya verilmesi caiz olmaz.» demişlerdir. Bundan dolayı, onu zikretmeyi terk ettim.
Koyun ve benzeri gibi kiraya vermekle yarar sağlanmayan hayvanlara İnfâk edilmesine kâdî izin verip, bu harcanan şeyin hayvan sahibinden geri alınmasını şart kılar. Nitekim daha önce geçti Ki esah olan kavi budur. Eğer en uygun olan infâk ise, böyle yapar. En uygun olan infâk değil ise; ilkin onu satmayı ve bedelini muhafaza etmeyi emreder. Çünkü devreden nafaka, malı kökünden kazıyıp tüketir.
Hayvana infâk eden kimsenin, onu sahibinden habs çtmesî (yâni vermemesi) caizdir. Yâni hayvanın nafakasını almak için, hayvanı sahibinden menetmesi caizdir.. Çünkü hayvanın, o âna kadar kalması O'nun verdiği nafaka ile olmuştur. Sanki, sahibi mülkü ondan almış gibidir. Eğer hayvan mültekıtın habsinden sonra ölürse, nafaka düşer-Çünkü o, rehin ma'nâsınadır. Bu durumda, habs ettiği şey sebebiyle helak olmuş olur. Habs etmezden önce hayvan ölse, nafaka düşmez. Çünkü o, 'emânettir. Onun, rehne tealluku yoktur, iyrültekıt, habsi seçince rehin hükmünü alır.
Eğer Iükatayı iddia eden kimse, alâmetini beyân ederse; O'na verilmesi helâl ve mubah olur. Çünkü Resûlüllah (S.A.V.) ;
«Eğer lükatanın sahibi gelip alâmetini,ve adedini ta'rîf ederse, Iükatayı sahibine ver.» buyurmuştur.
Bu emir, ibâhat içindir. Çünkü geri vermenin vâcib olması; meşhur hadîs ile amel yönünden ancak açık delil (beyyine) iledir. O meşhur hadîs, RcsûlüHah' (S.A.V.) in:
«Delil getirmek da'vâeıya, yemin etmek de inkâr eden kimseye düşer.» kavlidir. [103]
Bizim zikrettiğimiz şeyden dolayı Hikatayı, delilsiz vermek vâcib olmaz. İmâm Şafiî' (Rh.A.) ye göre, alâmet beyân ederse vermek vâcib olur.
Bir adam kırda Ölse, arkadaşının, O'nun metâını ve bineğini alıp bedelini ailesine götürmesi caizdir. el-Fusûl el-İmâdiyye'de böyle denilmiştir.
Su içinde bulunan odunun, eğer kıymeti olursa, lükatadir. Onda, lükatamn hükmüne riâyet edilir. Eğer kıymeti olmazsa, onu alan kimseye, diğer aslî mübâhât gibi helaldir. [104]
Konular
- Öldürmede Şahadet Ve Öldürme Hâline İ'tibâr Babı
- Diyetler Bölümü
- Bir Fasıl Baş Yarıklarında Kisas Yoktur. Ancak Kasden Yapılıp, Kemiğe Varan Yarıklarda Kısas Vardır
- Karnına Vurulup Çocuğunu Düşüren Hür Kadin Hakkında Bir Fasıl
- Yolda Ve Başka Yerde Meydana Getirilen Şeyler Babı
- Hayvanın Suç İşlemesi Ve Hayvan Üzerinde Suç İşlemek Babı
- Kölenin Suç İşlemesi Ve Köleye Karşi Suç İşlemek Babı
- Öldürülen Veya Sakatlanan Köle Hakkında Bir Fasıl
- Kölenin Öldürmesi Veya Öldürülmesi Hakkında Bir Fasıl
- Kasame Babı (Kaatîlî Bilinmeyen Maktul Sebebiyle Yemin Ettirmek)
- Meâkıl Bölümü (Diyetlerin Ödenmesi)
- Kaçak Köle (Âbık) Bölümü
- Kayıp (Mefkûd) Bölümü
- Terk Edilmiş Çocuk (Lakît) Babı
- Kayıp Mal (Lükata) Bölümü
- Vakıf Bölümü
- Vakfın Kiraya Verilmesinde Vâkıfın Şartına Uyulacağına Dâir Bir Fasıl
- Evlâda Vakf İle İlgili Şeylere Dâir Bir Fasıl
- Alış - Verişler (Büyü) Bölümü
- Alım Satımla İlgili Ba'zı Asıllar Hakkında Bir Fasıl
- Şartın Muhayyerliği Ve Ta'yin Bâbı
- Görme Muhayyerliği Babı
- Ayb (Kusur) Muhayyerliği Babı
- Fasid Satış Bâbı
- Fâsid Satış :
- Fâsid Satışın Hükmü :
- Mevkuf Satış :
- Mekruh Satış :
- Satışı Bozmak (İkâle) Babı