Kaçak Köle (Âbık) Bölümü
Bu bölümün, cinayetler bölümü ve onun tabileri ile ilgisi gizli değildir.
Âbık, mâlikinden kasden kaçan köledir. Tutup yakalamaya kadir olan kimse için, kaçak köleyi tutup yakalamak nıendîîbdur. Zira bunda, O'nun maliyetini ihya vardır. Nefs gibi, mala da hürmet gerekir. Yine, O'ııu yakalamakda; sahibine yardım vardır.
Yolunu kaybeden kölede ihtilâf edilmişti];. Ba'zılan; «Zayi' olma ihtimâlinden dolayı, O'nu ılvyâ yönünden, tutup yakalamak efdaldir.» demiştir. Ba'zılan da; «Yakalamamak eidaldif.» demişlerdir. Çünkü yolunu kaybetmiş olan köle, yerini terk etmez. Efendisi, O'nu bulur. Eğer bulan kimse, köle sahibinin evini bilirse evlâ olan; O'nu,'O'na götürmektir.
Kaçak köleyi yakalayan kimse, O'nu kâdîya götürür. Kâdî da, O'nu ta'zîr için habs eder. Bir de; ikinci kere kaçmasından emin olunmaz. Bundan dolayı, her ne kadar efendisi için fayda sağlasa da, kâdî O'nu kiraya vermez. Kâdî, kaçak köle için Beyt'ül-mâl'&en nafaka ta'yîn eder. O nafakayı, sahibine borç sayar. Sahibi geldiği zaman, O'ndan ahr. Ya da. köle satıldığı zaman, bedelinden alır.
Yolunu kaybetmiş olan köle habs edilmez. Yâni yolunu şaşırıp gezerken tutulan köleyi kâdî habs etmez. Çünkü ta'zîre müstehak olmaz ve bırakılırsa kaçmaz.* Eğer sahibine fayda verirse, O'nu kiraya verir ve ücretiyle O'nu besler.
Kaçak köleyi, efendisi gelinceye, kadar habs eder. Efendisi gelir de; ba'zılarına göre; «Kâdî'ya», diğer ba'zı Ulemâ'ya göre; «Kaçak kölelerle kendilerini muhafaza etmek için Kâdî'mn ta'yîn ettiği şahsa; kendi memlûk u olduğuna dâir delil gösterirse; Kâdî yâ hû d ta'yîn ettiği şahıs; kaçak köleyi hiçbir suretle mülkünden çıkarmadığına dâir Allah' (C.C.) a yemin ettirir. Sonra, kaçak köleyi efendisine verir.» Ba'zı-ları;«Çok ihtiyatlı olmak için kefil ile verir.» demiştir. Ba'zıları da; «İsbât edildikten sonra verildiği için kefilsin verir.» demişlerdir.
Eğer kaçak kölenin efendisi delil getirmeye kadir olamaz, fakat köle, O'nun memlûku olduğunu ikrar ederse veya efendi kölenin alâmetini ve eşkâlini vasf ederse, kaçak köleyi kefîl ile O'na verir.
Eğer efendi kendisinden bahşiş alınır korkusuyla kölenin kaçtığım inkâr «derse, kaçmadığına dâir Allah* (C.C.) a yemîn verdirilir ve kaçak köle O'na verilir.
Efendinin gelmesi uzarsa, kâdî kaçak köleyi satar. Her ne kadar kaçak kölenin yeri bilinse de, nafakanın çokluğu ile efendisi zarar görmesin diye satar. Bedelini alıkoyup; kaçak köleye bedelinden infâk eder ve eğer efendi gelip kölenin kendisine âid olduğunu delîl ile isbât ederse veya kaçak kölenin eşkâlini ve alâmetini beyân ederse, bedelden geri kalanını efendiye verir.
Köle sahibinin, kâdî'mn satışını bozması caiz değildir. Çünkü kâdî'mn şeriatın emriyle satması O'nun hükmü gibidir, bozulmaz. Eğer efendi, kaçak köleyi mükâteb veya müdebber etmiş olduğunu söylerse, satışı bozmamak için tasdîk edilmez. Mes'ûdî' (Rh.A.) nin «Fetâvâ» sm-da böyle zikredilmiştir.
Kaçak köleyi efendisine ulaştıran kimseye kırk dirhem [80] ücret verilir. O kaçak köle gerek mahcur, gerek ine'zûn, gerek müdefcber ve gerekse ümm-ü veled olsun, müsavidir. Çünkü bunların hepsi memlûk (köle) dür. Bunları yakalayıp sahibine ulaştırmakla, bu veehden maliyeti ıhyâ vardır. Mukâteb, bunların aksinedir. Çünkü mükâtebj, kazancında daha hak sahibidir. Zîrâ, yed'en memlûk değildir. Yakında anlatılacaktır.
Bu kırk dirhem, köleyi, sefer müddeti mesafesinden veya daha uzaktan getirip yerine ulaştıran kimseyedir. Velev ki; kıymeti kırk dirhemden daha az olsun. Köleyi getiren' kimse, O'nu sahibine iade için. tuttuğuna şâhid getirirse, bu ücreti alır. Eğer şâhid getirmezse, bir şey alamaz. Nitekim, yakında açıklaması gelecektir.
Eğer sefer müddetinden daha az mesafeden getirirse; hak ettiği he-sâbınca verilir. Çünkü bir şeyin karşılığı, bizzarûre o şeye taksîm edilir.
Müdebber ve ümm-ü veledde; şayet bu ikisi efendilerine ulaşmalarından önce efendi Ölse, o ulaştıran kimse için ücret yoktur. Çünkü ürom-ü veled, efendisinin ölümüyle âzâd edilmiş olup, hür olur. Hür insanı götürmekde ise, ücret olmaz. Keza müdebber, şayet terikenin [81] üçtebirinden çıkarsa, o da hür olur ve getirene ücret verilmez. Eğer üç-tebirden (sülüsden) çıkmazsa, İmâmeyn' (Rh. Aleyhimâ) e göre, onda da ücret yoktur. Çünkü o kimse, borçlu olan hürdür. Zîrâ, İmâmeyn' (Rh. Aleyhimâ) e göre; âzâd etmek bölünmez. İmâm A'zam' (Rh.A.) a göre; üçtebirden çıkmazsa, mükâtebdir. Mükâtebde ise, ücret olmaz. Nitekim, yakında açıklaması gelecektir.
Şayet kaçak köleyi yakalayan kimse, O'nu efendisine geri vermek için yakaladığına şâhid getirir de, köle O'ndan kaçarsa, kimse kölenin bedelini Ödemez. Çünkü, O'nun elinde emânettir. Bir kusur da etmemiştir. Eğer zikredilen şekilde yakaladığına şâhid getirmezse, öder. Çünkü, bu durumda gâsıbdır.
İki şekilde de, yakalayan kimseye ücret yoktur. Birinci şekilde; yâni şâhid getirdiği surette, efendisine geri vermediği için ikinci şekilde ise, işhâdı (şâhid çağırmayı) terk edip gâsıb olduğu için ücret verilmez. Bu, İmâm A'zam (Rh.A.) ile İmâm Muhammed' (Rh. A.) e göredir. İmâm Ebû Yûsuf (Rh.A.) a göre; kölenin bedelini ödemez ve şayet efendisine geri götürdü ise, ücrete de müstehık olur. Çünkü İmâm Ebû Yûsuf (Rh.A.) a göre; şâhid getirmek (işhâd) burada ve bulunan eşya (lükata) da da şart değildir.
Mükâtebin geri verilmesinde ücret yoktur. Çünkü mükâteb, yed'en memlûk değildir. Mürtehin için, rehnin ücreti vardır. Çünkü geri veren kimse için ücretin vâcib olması, kölenin maliyetine isabet ettiği içindir. O'nun maliyeti ise mürtehinin hakkıdır. Çünkü rehnin mûcebi, mürtehin için maliyetten alma hakkı (yed-i istîfâ) nın sabit olmasıdır. Binâenaleyh geri veren kimse, mürtehin için çalışmış olur. Bundan dolayı, mürtehin üzerine ücret vâcib olur. Şayet kaçak köieyi geri götüren kimse, râhinin ölümünden sonra geri götürse çünkü rehn ölümle bâtıl olmaz. Bu, yâni rehnin ölümle bâtıl olmaması, rehnin kıymeti borç kadar veya borçdan daha az olduğu vakittedir. Borçdan daha çok olursa, onun üzerine takdir edilir, bakîsi râhine [82] yüklenir. mürteninin hakkı, ödenen kadardır. Bu takdirde, ilâcın bedeli gibi olur. Cinayet suçundan kurtarmak ise, fidye ile olur. Çünkü rehinde fidye ödemek, mürtehin üzerine ödenenin (mazmunun) nıiktâ-riyle yüklenir. Eğer rehin bırakılan köle borçlu olursa ve efendisi de O'nun borcunu ödemeyi isterse, cu'l [83] efendisine yüklenir. Eğer efendi, kölenin borcunu ödemekten kaçınırsa, köle satılır ve Ödemeye ücretten başlanır. Yâni, önce ücret sahibi ücretini alır. Geri kalanı, alacaklılar alır. Çünkü ücret, mülkün riski (mü'neti) dir. Rızık (mü'net) ise, mülk kendisi için nıüstekar (kararlı) olan kimseye vâcib olur. Şayet köle cinayet işlemiş olur ve efendisi de fidye verip O'nu kurtarmak isterse, ücret efendisine yüklenir. Çünkü fidyeyi ihtiyar etmesiyle, ücret O'nu cinayetten temizlemiştir ve köleyi geri veren kimsenin, 'velî için kölenin maliyetini ıhyâ ettiği anlaşılmıştır.
Eğer efendi kölesini maktulün velîlerine vermek isterse, bu takdirde ücret velîlere yüklenir. Çünkü köleyi geri götüren kimse, velîlerin haklarını ıhyâ etmiştir. Eğer köle, hibe edilmiş ise; her ne kadar hîbe eden kimse, köle geri verildikden sonra hibeden geri dönse bile ücret, hîbe edilen kimseye yüklenir. Çünkü mülk, geri verme zamanında hîbe edilen kimseye âiddir. Mülkün geri' dönmekle ortadan kalkması, kendisine hîbe edilen kimsenin kusur etmesi sebebiyledir. O da, kölede tasarrufu terk etmesidir. İmdi yâcib olan ücret, geri vermekle ondan düşmez.
Eğer kaçak köle bir çocuğun mülkü ise, ücret O'ııun malından verilir. Çünkü ücret, O'nun mülkünün mü'neti (masrafı) dir. Eğer kaçan köleyi geri getiren kimse çocuğun vasisi ise, O'na ücret verilmez.
Çünkü çocuğun işlerini düzenlemek, vasinin görevidir. Şu hâlde, ücrete müstehık olmaz.
Şayet köle satılıp müşteri O nu teslim almazdan önce kaçarsa, satın alan kimse muhayyerdir. Dilerse, kaçak köle geri gelinceye kadar sabredip bekler; dilerse, satıcının malı teslimden aczi hükmüyle akdi bozmak için durumu kâdîye bildirir. Kâfî sahibi, bu mes'eleyi «Rehinde Tasarruf Babı» nda zikretmiştir. [84]
Âbık, mâlikinden kasden kaçan köledir. Tutup yakalamaya kadir olan kimse için, kaçak köleyi tutup yakalamak nıendîîbdur. Zira bunda, O'nun maliyetini ihya vardır. Nefs gibi, mala da hürmet gerekir. Yine, O'ııu yakalamakda; sahibine yardım vardır.
Yolunu kaybeden kölede ihtilâf edilmişti];. Ba'zılan; «Zayi' olma ihtimâlinden dolayı, O'nu ılvyâ yönünden, tutup yakalamak efdaldir.» demiştir. Ba'zılan da; «Yakalamamak eidaldif.» demişlerdir. Çünkü yolunu kaybetmiş olan köle, yerini terk etmez. Efendisi, O'nu bulur. Eğer bulan kimse, köle sahibinin evini bilirse evlâ olan; O'nu,'O'na götürmektir.
Kaçak köleyi yakalayan kimse, O'nu kâdîya götürür. Kâdî da, O'nu ta'zîr için habs eder. Bir de; ikinci kere kaçmasından emin olunmaz. Bundan dolayı, her ne kadar efendisi için fayda sağlasa da, kâdî O'nu kiraya vermez. Kâdî, kaçak köle için Beyt'ül-mâl'&en nafaka ta'yîn eder. O nafakayı, sahibine borç sayar. Sahibi geldiği zaman, O'ndan ahr. Ya da. köle satıldığı zaman, bedelinden alır.
Yolunu kaybetmiş olan köle habs edilmez. Yâni yolunu şaşırıp gezerken tutulan köleyi kâdî habs etmez. Çünkü ta'zîre müstehak olmaz ve bırakılırsa kaçmaz.* Eğer sahibine fayda verirse, O'nu kiraya verir ve ücretiyle O'nu besler.
Kaçak köleyi, efendisi gelinceye, kadar habs eder. Efendisi gelir de; ba'zılarına göre; «Kâdî'ya», diğer ba'zı Ulemâ'ya göre; «Kaçak kölelerle kendilerini muhafaza etmek için Kâdî'mn ta'yîn ettiği şahsa; kendi memlûk u olduğuna dâir delil gösterirse; Kâdî yâ hû d ta'yîn ettiği şahıs; kaçak köleyi hiçbir suretle mülkünden çıkarmadığına dâir Allah' (C.C.) a yemin ettirir. Sonra, kaçak köleyi efendisine verir.» Ba'zı-ları;«Çok ihtiyatlı olmak için kefil ile verir.» demiştir. Ba'zıları da; «İsbât edildikten sonra verildiği için kefilsin verir.» demişlerdir.
Eğer kaçak kölenin efendisi delil getirmeye kadir olamaz, fakat köle, O'nun memlûku olduğunu ikrar ederse veya efendi kölenin alâmetini ve eşkâlini vasf ederse, kaçak köleyi kefîl ile O'na verir.
Eğer efendi kendisinden bahşiş alınır korkusuyla kölenin kaçtığım inkâr «derse, kaçmadığına dâir Allah* (C.C.) a yemîn verdirilir ve kaçak köle O'na verilir.
Efendinin gelmesi uzarsa, kâdî kaçak köleyi satar. Her ne kadar kaçak kölenin yeri bilinse de, nafakanın çokluğu ile efendisi zarar görmesin diye satar. Bedelini alıkoyup; kaçak köleye bedelinden infâk eder ve eğer efendi gelip kölenin kendisine âid olduğunu delîl ile isbât ederse veya kaçak kölenin eşkâlini ve alâmetini beyân ederse, bedelden geri kalanını efendiye verir.
Köle sahibinin, kâdî'mn satışını bozması caiz değildir. Çünkü kâdî'mn şeriatın emriyle satması O'nun hükmü gibidir, bozulmaz. Eğer efendi, kaçak köleyi mükâteb veya müdebber etmiş olduğunu söylerse, satışı bozmamak için tasdîk edilmez. Mes'ûdî' (Rh.A.) nin «Fetâvâ» sm-da böyle zikredilmiştir.
Kaçak köleyi efendisine ulaştıran kimseye kırk dirhem [80] ücret verilir. O kaçak köle gerek mahcur, gerek ine'zûn, gerek müdefcber ve gerekse ümm-ü veled olsun, müsavidir. Çünkü bunların hepsi memlûk (köle) dür. Bunları yakalayıp sahibine ulaştırmakla, bu veehden maliyeti ıhyâ vardır. Mukâteb, bunların aksinedir. Çünkü mükâtebj, kazancında daha hak sahibidir. Zîrâ, yed'en memlûk değildir. Yakında anlatılacaktır.
Bu kırk dirhem, köleyi, sefer müddeti mesafesinden veya daha uzaktan getirip yerine ulaştıran kimseyedir. Velev ki; kıymeti kırk dirhemden daha az olsun. Köleyi getiren' kimse, O'nu sahibine iade için. tuttuğuna şâhid getirirse, bu ücreti alır. Eğer şâhid getirmezse, bir şey alamaz. Nitekim, yakında açıklaması gelecektir.
Eğer sefer müddetinden daha az mesafeden getirirse; hak ettiği he-sâbınca verilir. Çünkü bir şeyin karşılığı, bizzarûre o şeye taksîm edilir.
Müdebber ve ümm-ü veledde; şayet bu ikisi efendilerine ulaşmalarından önce efendi Ölse, o ulaştıran kimse için ücret yoktur. Çünkü ürom-ü veled, efendisinin ölümüyle âzâd edilmiş olup, hür olur. Hür insanı götürmekde ise, ücret olmaz. Keza müdebber, şayet terikenin [81] üçtebirinden çıkarsa, o da hür olur ve getirene ücret verilmez. Eğer üç-tebirden (sülüsden) çıkmazsa, İmâmeyn' (Rh. Aleyhimâ) e göre, onda da ücret yoktur. Çünkü o kimse, borçlu olan hürdür. Zîrâ, İmâmeyn' (Rh. Aleyhimâ) e göre; âzâd etmek bölünmez. İmâm A'zam' (Rh.A.) a göre; üçtebirden çıkmazsa, mükâtebdir. Mükâtebde ise, ücret olmaz. Nitekim, yakında açıklaması gelecektir.
Şayet kaçak köleyi yakalayan kimse, O'nu efendisine geri vermek için yakaladığına şâhid getirir de, köle O'ndan kaçarsa, kimse kölenin bedelini Ödemez. Çünkü, O'nun elinde emânettir. Bir kusur da etmemiştir. Eğer zikredilen şekilde yakaladığına şâhid getirmezse, öder. Çünkü, bu durumda gâsıbdır.
İki şekilde de, yakalayan kimseye ücret yoktur. Birinci şekilde; yâni şâhid getirdiği surette, efendisine geri vermediği için ikinci şekilde ise, işhâdı (şâhid çağırmayı) terk edip gâsıb olduğu için ücret verilmez. Bu, İmâm A'zam (Rh.A.) ile İmâm Muhammed' (Rh. A.) e göredir. İmâm Ebû Yûsuf (Rh.A.) a göre; kölenin bedelini ödemez ve şayet efendisine geri götürdü ise, ücrete de müstehık olur. Çünkü İmâm Ebû Yûsuf (Rh.A.) a göre; şâhid getirmek (işhâd) burada ve bulunan eşya (lükata) da da şart değildir.
Mükâtebin geri verilmesinde ücret yoktur. Çünkü mükâteb, yed'en memlûk değildir. Mürtehin için, rehnin ücreti vardır. Çünkü geri veren kimse için ücretin vâcib olması, kölenin maliyetine isabet ettiği içindir. O'nun maliyeti ise mürtehinin hakkıdır. Çünkü rehnin mûcebi, mürtehin için maliyetten alma hakkı (yed-i istîfâ) nın sabit olmasıdır. Binâenaleyh geri veren kimse, mürtehin için çalışmış olur. Bundan dolayı, mürtehin üzerine ücret vâcib olur. Şayet kaçak köieyi geri götüren kimse, râhinin ölümünden sonra geri götürse çünkü rehn ölümle bâtıl olmaz. Bu, yâni rehnin ölümle bâtıl olmaması, rehnin kıymeti borç kadar veya borçdan daha az olduğu vakittedir. Borçdan daha çok olursa, onun üzerine takdir edilir, bakîsi râhine [82] yüklenir. mürteninin hakkı, ödenen kadardır. Bu takdirde, ilâcın bedeli gibi olur. Cinayet suçundan kurtarmak ise, fidye ile olur. Çünkü rehinde fidye ödemek, mürtehin üzerine ödenenin (mazmunun) nıiktâ-riyle yüklenir. Eğer rehin bırakılan köle borçlu olursa ve efendisi de O'nun borcunu ödemeyi isterse, cu'l [83] efendisine yüklenir. Eğer efendi, kölenin borcunu ödemekten kaçınırsa, köle satılır ve Ödemeye ücretten başlanır. Yâni, önce ücret sahibi ücretini alır. Geri kalanı, alacaklılar alır. Çünkü ücret, mülkün riski (mü'neti) dir. Rızık (mü'net) ise, mülk kendisi için nıüstekar (kararlı) olan kimseye vâcib olur. Şayet köle cinayet işlemiş olur ve efendisi de fidye verip O'nu kurtarmak isterse, ücret efendisine yüklenir. Çünkü fidyeyi ihtiyar etmesiyle, ücret O'nu cinayetten temizlemiştir ve köleyi geri veren kimsenin, 'velî için kölenin maliyetini ıhyâ ettiği anlaşılmıştır.
Eğer efendi kölesini maktulün velîlerine vermek isterse, bu takdirde ücret velîlere yüklenir. Çünkü köleyi geri götüren kimse, velîlerin haklarını ıhyâ etmiştir. Eğer köle, hibe edilmiş ise; her ne kadar hîbe eden kimse, köle geri verildikden sonra hibeden geri dönse bile ücret, hîbe edilen kimseye yüklenir. Çünkü mülk, geri verme zamanında hîbe edilen kimseye âiddir. Mülkün geri' dönmekle ortadan kalkması, kendisine hîbe edilen kimsenin kusur etmesi sebebiyledir. O da, kölede tasarrufu terk etmesidir. İmdi yâcib olan ücret, geri vermekle ondan düşmez.
Eğer kaçak köle bir çocuğun mülkü ise, ücret O'ııun malından verilir. Çünkü ücret, O'nun mülkünün mü'neti (masrafı) dir. Eğer kaçan köleyi geri getiren kimse çocuğun vasisi ise, O'na ücret verilmez.
Çünkü çocuğun işlerini düzenlemek, vasinin görevidir. Şu hâlde, ücrete müstehık olmaz.
Şayet köle satılıp müşteri O nu teslim almazdan önce kaçarsa, satın alan kimse muhayyerdir. Dilerse, kaçak köle geri gelinceye kadar sabredip bekler; dilerse, satıcının malı teslimden aczi hükmüyle akdi bozmak için durumu kâdîye bildirir. Kâfî sahibi, bu mes'eleyi «Rehinde Tasarruf Babı» nda zikretmiştir. [84]
Konular
- Suçlar Bölümü (Cinayetler)
- Kısas Gerektiren Ve Gerektirmeyen Şeyler Babı
- İnsan Öldürmekten Daha Aşağı Şeylerde Kısas Bâbı
- Öldürmede Şahadet Ve Öldürme Hâline İ'tibâr Babı
- Diyetler Bölümü
- Bir Fasıl Baş Yarıklarında Kisas Yoktur. Ancak Kasden Yapılıp, Kemiğe Varan Yarıklarda Kısas Vardır
- Karnına Vurulup Çocuğunu Düşüren Hür Kadin Hakkında Bir Fasıl
- Yolda Ve Başka Yerde Meydana Getirilen Şeyler Babı
- Hayvanın Suç İşlemesi Ve Hayvan Üzerinde Suç İşlemek Babı
- Kölenin Suç İşlemesi Ve Köleye Karşi Suç İşlemek Babı
- Öldürülen Veya Sakatlanan Köle Hakkında Bir Fasıl
- Kölenin Öldürmesi Veya Öldürülmesi Hakkında Bir Fasıl
- Kasame Babı (Kaatîlî Bilinmeyen Maktul Sebebiyle Yemin Ettirmek)
- Meâkıl Bölümü (Diyetlerin Ödenmesi)
- Kaçak Köle (Âbık) Bölümü
- Kayıp (Mefkûd) Bölümü
- Terk Edilmiş Çocuk (Lakît) Babı
- Kayıp Mal (Lükata) Bölümü
- Vakıf Bölümü
- Vakfın Kiraya Verilmesinde Vâkıfın Şartına Uyulacağına Dâir Bir Fasıl
- Evlâda Vakf İle İlgili Şeylere Dâir Bir Fasıl
- Alış - Verişler (Büyü) Bölümü
- Alım Satımla İlgili Ba'zı Asıllar Hakkında Bir Fasıl
- Şartın Muhayyerliği Ve Ta'yin Bâbı
- Görme Muhayyerliği Babı
- Ayb (Kusur) Muhayyerliği Babı
- Fasid Satış Bâbı
- Fâsid Satış :
- Fâsid Satışın Hükmü :