Mürtedin Malı
Bir mürtedin, riddeti sebebiyle, muayyen bir vakte kadar, malına sahip olma hakkı elinden gider.
Eğer bu kimse, tekrar müslüman olursa; o hak, tekrar kendisine döner.
Bir kimse, mürted olarak ölür veya öldürülürse; müslüman iken kazandığı malından, müslüman iken olan borcu ödenir. Kalan malı ise, müslüman vârislerine verilir.
Mürted iken, kazandığı malından da, mürted iken olan borcu ödenir; kalan malı ise, fey olur.
Bu görüş, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'nindir.
İmâmeyn'e göre ise, irtidaddan dönmekle, mülkiyet hakkı geri dönmez.
Mürtedin veraseti hususunda, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'den değişik rivayetler gelmiştir:
İmâm Muhammet! (R.A.), İmâm-ı A'zam (R.A.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Vârislerin tesbitinde; bu mürtedin öldüğü veya öldürüldüğü yahut, ehl-i küfre ilhak olup karıştığı güne i'tibar olunur. Esahh olan da, budur.
Bir mürtedin, iddeti içinde müslüman olan karısı; bu mürtedin, öldüğü veya öldürüldüğü yahut kâfirlere iltihak ettiği hakkında karar verildiği zaman, ona vâris olur.
Çünkü, o, riddeti sebebiyle ayrılmış olur.
Mürted bir kadın, kocasına varis olamaz. Ancak, hasta olursa; o zaman, ona varis olur.
Akrabalarının hepsi de, bu şahsa vâris olur.
Hatta, riddeti hususunda, susulan kimse de, varis olur. Tebyîn'de böyledir.
Bir kimse, mürted olarak, dâr-i harbe gider veya hâkim bu şahsın, dâr-i harbe gittiğine hükmederse; onun, müdebberesi ve ümm-]u veledi, azâd olmuş olur.
Bu şahsın, te'hirli olan borcunu te'hiri kalkar ve müslüman iken kazandığı maldan ödenir.
Üç imamımızın da ittifakı ile, bu şahsın malı, müslüman varislere taksim edilir.
Bu şahsın, müslüman iken yaptığı vasıyyete gelince; bu husus, zâhiru'r-rivâyede zikredilmiştir. Mebsût ve diğerlerinde: "Bu vasıyyet mutlaka, bozulmuş olur. Bu hususta, hiç bir fark gözetilmez; akraba imiş, akraba değilmiş denmez." denilmiştir. Fethu'l-Kadîr'de de böyledir.
Mürted, dâr-i islâmda mütereddit ise, bu durumda hakim, hiç bir şeyle hüküm veremez. Muhıyt'te de böyledir. [133]
Eğer bu kimse, tekrar müslüman olursa; o hak, tekrar kendisine döner.
Bir kimse, mürted olarak ölür veya öldürülürse; müslüman iken kazandığı malından, müslüman iken olan borcu ödenir. Kalan malı ise, müslüman vârislerine verilir.
Mürted iken, kazandığı malından da, mürted iken olan borcu ödenir; kalan malı ise, fey olur.
Bu görüş, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'nindir.
İmâmeyn'e göre ise, irtidaddan dönmekle, mülkiyet hakkı geri dönmez.
Mürtedin veraseti hususunda, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'den değişik rivayetler gelmiştir:
İmâm Muhammet! (R.A.), İmâm-ı A'zam (R.A.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Vârislerin tesbitinde; bu mürtedin öldüğü veya öldürüldüğü yahut, ehl-i küfre ilhak olup karıştığı güne i'tibar olunur. Esahh olan da, budur.
Bir mürtedin, iddeti içinde müslüman olan karısı; bu mürtedin, öldüğü veya öldürüldüğü yahut kâfirlere iltihak ettiği hakkında karar verildiği zaman, ona vâris olur.
Çünkü, o, riddeti sebebiyle ayrılmış olur.
Mürted bir kadın, kocasına varis olamaz. Ancak, hasta olursa; o zaman, ona varis olur.
Akrabalarının hepsi de, bu şahsa vâris olur.
Hatta, riddeti hususunda, susulan kimse de, varis olur. Tebyîn'de böyledir.
Bir kimse, mürted olarak, dâr-i harbe gider veya hâkim bu şahsın, dâr-i harbe gittiğine hükmederse; onun, müdebberesi ve ümm-]u veledi, azâd olmuş olur.
Bu şahsın, te'hirli olan borcunu te'hiri kalkar ve müslüman iken kazandığı maldan ödenir.
Üç imamımızın da ittifakı ile, bu şahsın malı, müslüman varislere taksim edilir.
Bu şahsın, müslüman iken yaptığı vasıyyete gelince; bu husus, zâhiru'r-rivâyede zikredilmiştir. Mebsût ve diğerlerinde: "Bu vasıyyet mutlaka, bozulmuş olur. Bu hususta, hiç bir fark gözetilmez; akraba imiş, akraba değilmiş denmez." denilmiştir. Fethu'l-Kadîr'de de böyledir.
Mürted, dâr-i islâmda mütereddit ise, bu durumda hakim, hiç bir şeyle hüküm veremez. Muhıyt'te de böyledir. [133]
Konular
- Önceden Yapılmış Kilise Ve Havralar
- Zîmmîlerîn Eskiden Yapılmış Kiliseleri Yıkılmışsa
- Harbîlerle Yapılması Uygun Olmayan Bazı Sulh Şekilleri
- Zimmîlerin Kılık, Kıyafet Ve Davranışları
- Zimmîlerin Kıyafetleri
- Müslümanlara Ait Şehirler
- İslam Şehirleri İle İlgili Hükümler
- Zimmîler, Kendi Dinlerince Yasak Olan Şeyleri Yapmaktan Menedilir
- Karısı Zimmiye Olan Müslüman
- Zimmîlerîn Müslümanlara Ait Bir Şehirde Oturmaları Ve Oradan Ev Satın Almaları
- Ahidlerî Bozulan Zimmîler
- 9- MÜRTEDLERLE İLGİLİ HÜKÜMLER
- Mürted Ne Demektir:
- İrtidâdın Rüknü:
- Riddetin Sahih Olmasının Şartı:
- Mürtedin Malı
- Mürtedin Tasarrufları (= Yaptığı İşler)
- Küfrü Gerektiren Haller
- 1) Îmân Ve İslâm'a Taalluk Eden, Küfür Sözleri
- 2) Allah'ın Zâtı Ve Sıfatları İle İlgili Küfür Sözleri
- 3) Peygamberlerle İlgili Küfür Lafızları
- 4) Kur'ân-ı Kerîme Taalluk Eden Küfür Lafızları
- 5) Namaz, Oruç Ve Zekâtla İlgili Küfür Lafızları
- Zekât:
- Oruç:
- 6) İlim Ve Âlimlerle İlgili Küfür Lafızları
- 7) Helâl Ve Haramla İlgili Küfür Lafızları
- 8) Fâsık, Fâcir Ve Benzerlerinin Sözlerine Taalluk Eden Küfür Lafızları:
- 9) Kıyamet Gününe Taalluk Eden Küfür Lafızlar!
- 10) Açık Ve Kinayeli Sözlerle, Küfrü Telkin Etmek, İrtidâdı Emretmek Ve Öğretmek Ve Kâfirlere Benzem