logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

II. Harbî Kâfirler Ve Gaza


472. Mes’ele: Guzâtın muktedâları kimdir?

Elcevap: Hazret-i Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) dir. Mubâreze edip çarhıya çıkan muktedâları Ali İbni Tâlib (her-remallâhu vecheh)dir. [507]
473. Mes'ele: Pâdişâh-i dinpenah ve şehinşâh-i sa'âdet resengâh hazretleri, 'atabe-i 'ulyâlarına müntesip olan ümerâ-i devlet ve 'uzemâ-i millet ve şâir cünûd-i müslimîn, 'asâkir-i muvahhidm, i'lâ-i kelimetullah için nefislerini ve mallarını bezi edip, gaza niye­tine kefere-i fecere üzerine 'azimet buyurduklarında, himâyetlerinde olan âmme-i memâlik-i İslâmiyyede kalan kâffe-i mü'minîne "asker-i İslâm mansur ve muzaffer, ve a'dâ-i dîn-i mübîn makhûr ve muhakkar olmak du'âsına iştigâl için" ahkâm-ı şerife irsal buyurulmuş iken, bir kasabanın halkı, eyyâm-i mu'tâdde eczâ-i şerîfe tilâveti için câmi'e hâzır olmayıp, eimme ve hutebâ ve şâir ehl-i cihet, ferâg-i bâlle zevk ü safâda, ve erbâb-i sûk, kîl ü kâlle bey' ü şirâda olup, i'lâ-i dîn-i mübîn için du'âda ihmâl eyleseler, eimme ve hutebâ ve şâir ehl-i cihâtın azilleri vâcib olup, Hak celle ve 'alâ hazretlerinin: ayet-i kerîmesiyle va'îdine dâhil olurlar mı?

Elcevap: Erbâb-ı vezâif cemî'an azilleri vâcibdir. Hak subhânehu ve taâlâ hasretine nusret-i dîn için duadan, hevâ-i nefislerini ve haram ve helâl kesblerini tercih ve takdim eden ehl-i sûk, va'îd-i meşhurda dâhillerdir ve keselerinde hayır ve bereket yok­tur. Vallâhu a'lem ve ahkem. [508]
474. Mes’ele: Bir asker-i azîm sefere müteveccih olup, şehirden birkaç mil gittikten sonra bir menzilde birkaç gün tevakkuf olu­nup, bugün yarın göçmek niyeti ile iki aydan ziyâde zaman geçip, hayme ile oturulup göçülmeyip, amma onbeş gün ikâmete ni­yet olunmasa asker namazı seferî mi kılmak gerektir yoksa it­mam etmek mi lâzımdır?

Elcevap: Seferî kılmak lâzımdır. [509]
475. Mes’ele: Sûret-i mezbûrede askerin ba'zı mesâlih için yine şehre yâhud menzil-i mezkûr kurbunda meskenine rücû' edip, anda geceleyip yahud yine ol gün askere varır olsa, meskeninde ve as­kerde namazı seferî kılmak mı lâzımdır yahud itmam etmek mi lâzımdır?

Elcevap: İtmam etmek lâzımdır, rücû'-i 'azimetinde olan se­ferî kılmak yoktur. [510]
476. Mes’ele: Zeyd, Amra bin akça koyup derya seferine gittikte kâfire esir olsa, babası "gayet fakir oldum" deyu mezbur akçayı alıp harcanmağa kadir olur mu?

Elcevap: Esirlikten çıkarmağa sarf olunmak lâzımdır. [511]
477. Mes’ele: Pâdişâh-i âlempenah hazretlerine, ümerâ-i küffâr-i bed-girdârdan Zeyd, her sene bir miktar mal kesim verdikte, Sul­tan dahi kıtale ve feth-i kılâ'a mübaşeret etmemek üzere arala­rında ahid vâki' olduktan sonra, tarafeynden cünd ü sipâhî esir seby eyleseler, lâkin Sultan ile Zeydin sebye şu'ûrları ve 'adem-i şu'ûrları nâma'lûm olup, izinleri ve 'adem-i izinleri dahi ma'Iûm olmasa, nakz-i ahd olup seby olan esârî rık olurlar mı ? Elcevap: Olmazlar. [512]
478. Mes’ele: Sabıkan vilâyet-i dâr-i İslâmdan olup, ba'de zamanin küffâr-i hâksâr müstevli olup, medâris ü mesâcidin harab ve mu'attal, ve menâbir ü mehâfilin 'alâim-i küfr ü dalâlet ile mâlâmâl edip, nice türlü ef'âl-i habise ile dîn-i İslama ihanet kasdın eyleyip, ve etrâf-ı âleme evzâ'-ı kabîhaların işâ'at eyleseler. Padişâh-ı dinpenah hazretleri, hamiyet-i İslâm muktezâsınca, diyâr-i mezkûru küffâr-i rûsiyâh elinden alıp, dâr-i İslama ilhak eylemeğe 'azî­met ve himmet buyursalar, sabıkan mezkûr keferenin tasarruf­larında olan ahar vilâyetler musâlâha olundukta ellerine verilen ahid-nâmede, mezkûr vilâyet dâhil olmak ile, şerî'at-i nıutahhara mucebince, mezkûr ahid-nâme nakzına azîmet buyurmalarına mâni' olur mu beyan buyurula?

Elcevap: Asla mâni' olmak ihtimâli yoktur. Pâdişâh-i ehl-i İslâm (e'azzallâhu ensârahu) tevâif-i kefere ile sulh eylemeği ol vakit meşru' olur ki, kâffe-i müslimîne menfa'at ola. Menfa'at saymayıcak asla sulh meşru' değildir. Müşahede olunup müebbed yahud muvakkat sulh olunduktan sonra, menfa'at bu zamanda bozulması enfa' görülse, elbette bozmak vâcîb ve lâzım olur. Haz­reti Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hicret-i nebeviyyenin altıncı yılında, küffâr-ı Mekke ile on yıl sulh edip hazreti Ali (k-remallahu vecheh) müekked ahidnâme yazıp, mu'âhede mukarre­re kılındıktan sonra, gelecek yıl bozmak enfa' görülüp, hicretin sekizinde üzerlerinde varıp, Mekke-i mu'azzamayı feth buyurmuş­lardır. Hazret-i halîfe-i rabbul 'âlemin azîmet-i hümâyunlarında, cenâb-ı Risâlet-penâh (sallallahu aleyhi ve sellem) haz­retlerinin sünnet-i şeriflerine iktidâen buyurmuşlardır. Müstetbi'i feth-i mübîndir. Bi'inâyet-illâh-ilmelik-ilmu'in. [513]