Müzâraada Hisselerin Belirtilmesi:
Müzâraada hisseler açıklanmalıdır. Böylece o yerden çıkacak mahsûlün bir yönden inkıtaa uğraması engellenir. Serahâ'nin Muhuytı'nde de böyledir.
Şayet herbirinin hissesi belirlenirse; duruma bakılır: Tohumun hangi yönden olacağı açıklanmışsa; bu müzâraa, kıyâsen de istihsânen de caiz olur. Bu takdirde, tohum belirlenen yönden olur. Hulâsa'd a da böyledir.
Bu şartlardan birisi de; tohumun, hangi taraftan olacağının açık-lanmasıdır. Zira tohum, eğer arazi sahibi tarafından olacaksa; bu mü-zaraa, âmil için isticar olur.
Şayet tohum, âmil tarafından olacaksa; bu durumda da müzâraa, o yeri icarlama olur.
Akid meçhul olursa, ahkâm Muhtefir olur.
Akid ( = sözleşme) sırasında, tohumun açıklanması gerekir. Tohum ekildikten sonra, o yeri ve tuhumu, o adama vermek caiz olur. Sonra yer sahibi o yeri geri alır ve oraya tohum ekerse, müzâraa bozulmuş olur. Bu, bir iane de olmaz.
Fakıyh Ebû Bekir el-Bdhî, şöyle buyurmuştur:
Örfde ne ise, o hükmedilir. Eğer,, o beldede, tohum amil tarafından veriliyorsa; tohumu, o verir; yer sahibi tarafından veriliyorsa; o verir. Burada örfe itibar edilir. Ve tohum hususunda örfe göre hükmedilir. Eğer tohum müştereken verilirse, müzaraa sahih olmaz.
Bu, akid sırasında, nasıl olacağım söylemedikleri zaman böyledir.
Şayet akid sırasında konuşurlar ve arazi sahibi: *'Arazimi sana veriyorum; onu, benim için ekeceksin." veya: "Seni icarlıyorum; çıkacak mahsûlün yarısı senin olacak." derse; bu durumlarda, tohum arazi sahibinden olur.
Eğer: "Sen ekeceksin; tohum senden olacak." derse; tohum âmil tarafından verilecektir. Fetâvâyi Kâdîtaân'da da böyledir.
İbnü Riisiem, İmâm Mubammed (R.A.)'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
Bir adam, başka birine: "Şu yerimi sana bir seneliğine yarı yarıya icara verdim." veya "Üçte birine... verdim." derse; caiz olur. Bu durumda tohum, zirâat yapacak şahsa ait olur.
Şayet: "Şu yerimi, sana müzaraa için verdim." veya "Arazimi, sana üçte bire, müzaraa olarak verdim." derse; işte bu caiz olmaz. Burda, tohum açıklanmış değildir.
Eğer: "Arazimi, ziraat için, sana icara verdim. Bu yeri, üçte bire ekersin." derse; işte bu caiz olur. Ve bu durumda da tohumu da arazi sahibi verir, Zehiyre'de de böyledir. [11]
Şayet herbirinin hissesi belirlenirse; duruma bakılır: Tohumun hangi yönden olacağı açıklanmışsa; bu müzâraa, kıyâsen de istihsânen de caiz olur. Bu takdirde, tohum belirlenen yönden olur. Hulâsa'd a da böyledir.
Bu şartlardan birisi de; tohumun, hangi taraftan olacağının açık-lanmasıdır. Zira tohum, eğer arazi sahibi tarafından olacaksa; bu mü-zaraa, âmil için isticar olur.
Şayet tohum, âmil tarafından olacaksa; bu durumda da müzâraa, o yeri icarlama olur.
Akid meçhul olursa, ahkâm Muhtefir olur.
Akid ( = sözleşme) sırasında, tohumun açıklanması gerekir. Tohum ekildikten sonra, o yeri ve tuhumu, o adama vermek caiz olur. Sonra yer sahibi o yeri geri alır ve oraya tohum ekerse, müzâraa bozulmuş olur. Bu, bir iane de olmaz.
Fakıyh Ebû Bekir el-Bdhî, şöyle buyurmuştur:
Örfde ne ise, o hükmedilir. Eğer,, o beldede, tohum amil tarafından veriliyorsa; tohumu, o verir; yer sahibi tarafından veriliyorsa; o verir. Burada örfe itibar edilir. Ve tohum hususunda örfe göre hükmedilir. Eğer tohum müştereken verilirse, müzaraa sahih olmaz.
Bu, akid sırasında, nasıl olacağım söylemedikleri zaman böyledir.
Şayet akid sırasında konuşurlar ve arazi sahibi: *'Arazimi sana veriyorum; onu, benim için ekeceksin." veya: "Seni icarlıyorum; çıkacak mahsûlün yarısı senin olacak." derse; bu durumlarda, tohum arazi sahibinden olur.
Eğer: "Sen ekeceksin; tohum senden olacak." derse; tohum âmil tarafından verilecektir. Fetâvâyi Kâdîtaân'da da böyledir.
İbnü Riisiem, İmâm Mubammed (R.A.)'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
Bir adam, başka birine: "Şu yerimi sana bir seneliğine yarı yarıya icara verdim." veya "Üçte birine... verdim." derse; caiz olur. Bu durumda tohum, zirâat yapacak şahsa ait olur.
Şayet: "Şu yerimi, sana müzaraa için verdim." veya "Arazimi, sana üçte bire, müzaraa olarak verdim." derse; işte bu caiz olmaz. Burda, tohum açıklanmış değildir.
Eğer: "Arazimi, ziraat için, sana icara verdim. Bu yeri, üçte bire ekersin." derse; işte bu caiz olur. Ve bu durumda da tohumu da arazi sahibi verir, Zehiyre'de de böyledir. [11]
Konular
- 7- MÜŞTEREK BİR KÖLENİN KİTABETİ
- 8- MÜKÂTEBÎN ACZİ VE ÖLÜMÜ, EFENDİNİN ÖLÜMÜ, KÖLENİN EFENDİSİNE VEYA EFENDİNİN KÖLESİNE KARŞI SUÇ İŞ
- 9- KİTABETLE İLGİLİ ÇEŞİTLİ MESELELER
- KİTÂBÜ'L-MÜZÂRAA
- (ZİRAAT ORTAKLIĞI)
- 1- MÜZÂRAA'NIN (= ZİRAÎ ORTAKLIĞIN) MEŞRÜVETİ; MÂNÂSI, RÜKNÜ, CAİZ OLMASININ ŞARTLARI, HÜKMÜ VE MÂHİ
- Müzâraanın Mâhiyeti:
- Müzâraa'nın Rüknü:
- Müzâraanın Sıhhatinin Şartları:
- Ziraatçı İle İlgili Şartlar:
- Ekilecek Şeye Âit Şartlar:
- Müzâraanın Sıhhatinin Diğer Şartları:
- Arazi İle İlgili Şartlar:
- Zirâat Vasıtaları İle İlgili Şartlar:
- Müzâraa'nın Müddeti:
- Müzâraada Hisselerin Belirtilmesi:
- Müzaraa Akdini İfsâd Eden Şartlar:
- Müzâraatın Hükümleri:
- 2- MÜZÂRAA'NIN ÇEŞİTLERİ
- Caîz Olan Ve Caiz Olmayan Müzâraa Şekillerî
- Caîz Olan Müzâraalar:
- Fâsîd Müzâraalar
- 3- MÜZÂRAADARİ ŞARTLAR
- 4- TARLA VEYA HURMALIK SAHİBİNİN, KENDİSİNİN ÇALIŞMAYA BAŞLAMASI
- 5- BİR YERİ, ZÎRAAÎCİNİN, BİR BAŞKASINA MÜZÂRAATEN VERMESİ
- 6- MÛZÂRAADA, MUAMELENİN ŞART KOŞULMASI
- 7- MÜZÂRAADA İHTİLAF
- 8- ZİRÂİ ORTAKLIKTA, TARLA VEYA HURMALIK SAHİBİ İLE ÇİFTÇİ VE ÂMİLİN HİSSELERİNİN FAZLALAŞTIRILMASI
- 9- ARAZİ SAHİBİNİN ÖLMESİ VEYA ZİRAAT VAKTİNİN GEÇMESİ HÂLİNDE, EKİLİ ŞEY BAKLİYAT VEYA HURMA OLURSA
- 10- BİR ARAZİYİ, ORTAKLARDAN BİRİNİN VEYA BİR GASIBIN EKMESİ