logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Müzâraatın Hükümleri:

Ziraatın ıslahı (= iyi olması) için gereken ihtiyacın temini, ekici­ye aittir.

Gübresi gibi, içindeki kökleri söktürmek gibi ve benzeri masrafları yapmak —hisseleri nisbetinde— ikisine aittir.

Çıkan mahsûlün —şartlarına göre— aralarında taksim edilmesi de şarttır.

Şayet o yerden hiç bir şey çıkmaz ise, hiç birine de bir şey veril­memesi de şarttır. Çalışana, çalıştığının karşılığı ve tohum verene, to­humunun karşılığı verilmeyecektir. Bedâi'de de böyledir.

Çıkan mahsûl, yetişmeden önce zayi olursa; (bir âfet dokunması gibi...) yine hiç bir tarafa bir şey yoktur. Zehiyre'de de böyledir.    

Tohum sahibi tarafından bir akid yapılınca, diğerinin bunu ka­bul etmesi de şarttır.

Şayet imtina ederse, (Meselâ: Ben ziraatçılık yapmak istemiyorum." derse" —özrü olsun veya olmasın—, öyle kalır. Bedâi'de de böyledir.

Tohum yere saçılınca; iki taraf artık ortaklaşmalardır. Onlar­dan birisi, bu ortaklığı bozamaz. Ancak özrü olursa, o müstesnadır. Mu-hıyt'te de böyledir.

Müntekâ'da, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'un şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:

Şayet tohum arazi sahibi tarafından verilecek olur ve onu müzâna (= ziraatçıya) vermiş bulunursa; artık, müzaraatı bozamazlar.

Şayet vermemişse, arazi sahibi akdi bozabilir; fakat, diğeri bo­zamaz. Zehiyre'de de böyledir.

Bunlardan birisi de: Ekicinin, ekeceği yeri sürmeye mecbur edi­lip edilmemesidir. Bu hususta iki durum vardır: Sözleşmede bunu şart koşmuşlarsa, ekici orayı sürmeye cebredilir. Eğer, bu hususta susmuş-larsa, duruma bakılır: O yer, sürülmeden ekileni bitirecek hâlde ise, halkın örfünde de böyle bir şey varsa; ziraatçı cebredilmez.

Şayet ekilecek şey asla çıkmayacak durumda ise, yine, o yeri sür­meye cebredilir.

Buna binânen, ziraatçı, ziraatı sulamakdan imtina eder ve o yer, sulamaya muhtaç olmayıp, ekilen şey sulamadan da bitecekse, sulama­ya mecbur tutulmaz.

Şayet sulamadan kifayet etmez ise, ziraatci icbar edilir.

Çıkacak olan mahsûldeki hisseyi artırmak veya ondan eksiltmek. Aslolan, bunda iki durum vardır:

Bu, ya ekici tarafından; veya arazi sahibi tarafından olur.

Tohum, ya ekicinin, veya tarla sahibinin olur. Tohum ekici tara­fından, olur ve bunu hasattan sonra verecek bulunur; muzâreada yarı ya­rıya ortak olur. Ve bu çiftçi kendi hissesinden altıda bir artırabilirse, bu ziyadelik caiz olmaz; yarı yarıya taksim ederler.

Şayet arazi sahibi, hissesinden, ekiciye altıda bir fazla verir; buna da iki taraf razı olursa; işte bu fazlalık caiz olur. Çünkü önceki çiftçi­nin amelinden sonra, sözleşmenin üzerine yapılan bir verimdir. O yer sahibinin hakkıdır; diğerine ise fazladan bir menfaatır ve caiz değildir. İkincisi ise, ücretten düşürmedir.

Bunlar, tohum âmilden olduğu zaman böyledir.

Şayet tohum arazi sahibi tarafından verilmişse; onun artırması eâ-. iz değildir; diğeri artınrsa caiz olur.

Bu, hasaddan sonra böyledir.
Şayet hasad öncesi olursa; hangi taraftan yapılırsa, yapılsın caiz­dir. Bedâi'de de böyledir. En doğrusunu bilen Allshu Teâla'dır. [13]