logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

4- KÖLE AZÂD ETMEKLE İLGİLİ YAZILARDA BULUNMASI ŞART OLAN HUSUSLAR

Bir adam kölesini azâd ettiğinde, onu yazmayı irade ederse; şöyle yazar: Filana mensup; filan oğlu filan ikrarının caiz olduğu bir hâlde kendi isteğiyle: kölesi ve memlûkesi olan filanı azâd ettiğim ikrar etti.

Veya şöyle yazar:

Buna şahitler şehâdette bulundu ki; gerçekden filan oğlu filan, şahitlerin huzurunda ikrarının sahih olduğu bir hâlde, aklının sabit, ikrarının caiz olduğu ve kendisinde hastalıktan bir emmare bulun­madığı ve ikrarının sıhhatine mâni bir hâl olmadığı hâlde, kölesi ve memlûkesi ve merkukası olup hintli genç bir köle olan filanı azad eyledi. Onun yaşını da açıkladı. Onu, hâlis malından ve mülkünden sahih, nafiz, tam ve lâzım bir şekilde; ondan dönüş olmamak üzere, azadı bir şarta da bağlanmaksızın azâd eyledi. Zehıyre'de de böyledir.

"Muhatara ve gelecek bir vakta ta'lik olmaksızın meccânen azad eyledi" diye yazar. Zahîriyye'de de böyledir.

Bu vecih, köle azâd etrnekde, hiç bir karşılık olmadan ve bek­lemeden, sırf Allah rızası yolunda ve sevabını O'ndan isteyip, O'-nun rızasını umarak ve onun çok şiddetli olan azabından kaçınarak; Allah Resulü (S.A.V.)'nün de (şu) va'dine rağbeten: (Ki Peygamber (S.A.V.) Efendimiz: "Kim bir köle azâd ederse; Allah da, onun her bir uzvuna karşılık, köle azâd eden şahsın, bir uzvunu cehennemden azâd eder. buyurmuştur.) bir köle azâd ederse; o (hint'li), köle efen­disinin itki sebebiyle, hür olur. Artık o köle, ne satılır, ne bağış ya­pılır; ne miras kalır; hiç bir yönden, ona bir yol yoktur. Başka biri­nin de yolu yoktur. Sağ olduğu müddetçe velâsı vardır. Ve azâddan sonra, azâd olunan da bunu tasdik edip, "azâd zamanı, onun kölesi olduğunu" şifahen söyler.

Bazı ehl-i şurut "azâd" lafzından sonra, şöyle yazarlar: Yüce Allah, onun her bir azasına mukabil, azâd edenin azasını ateşden azâd eder.

Bu azâd sahih ve caiz olur ve köle, efendisinin mülkünden ve köleliğinden çıkarılıp, hürriyeti kendi nefsinde olur. Onda, —velâ hakkının haricinde— kimsenin hakkı olmaz. Allah ve Resulüne ve âhiret gününe inanan bir kimse, onun köleliğini, rakabeliği ve eski köleliğine dönmesini istemez.

Köle de azâd zamanı, köleliğini tasdik eder.

Bu azad ediş, şu günde yapılmıştır." denir.

İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ve onun ashabı, bu yazıyı şöyle yazarlardı:

Filan (ya'ni kölenin efendisi) şöyle söyler: "Gerçekten sen, — seni azâd edene kadar— benim kölem idin. Ben, seni Allah rızası için, Ondan sevab umarak azad eyledim. Ben, bu gün aklı yerinde; vücûdu hastalıklardan salim; işleri caiz olduğum hâlde, seni, caiz ve nâfız olarak ve hiç bir şarta bağlı olmaksızın, ihtilafdan uzak bir şe­kilde azâd eyledim. Bu sebeple, sen hür oldun; Benim veya bir baş­kasının, sana bir yolu yoktur. Senin velân, bu aydan şu seneye ka­dar, banadır." der.

"Allah rızası için.." diye yazılmasının sebebi: Çok zaman, in­sanlar riya için sum'a için azâd ederler.

"Aklım yerinde ve hasta olmadığım halde..." demesinin sebebi ise, hasta olunca, azâd etmiş olsa; malının üçde birinden azâd edil­miş olmasına itibar edilir.

"Sahih bir azad ile..." demesi; malının tamamından azâd edil­diğine itibar edilmesi içindir.

"Sahih azâd ile".... diye söylemesinin sebebi de, mecnunun, bu­nağın mahcurun < = ticaretten men edilmiş kölenin) azadları, bi'l-ittifak memnudur. Bu haller azadın sıhhatine manidir. Mahcurluk, itki fesâd eder. "Şartsız azâdlısın.." demesi sebebiyle de, ileride her hangi bir iddia olmasın diyedir.

"Veîân banadır..." demesi, selefe ittiba ve azad hükmünü açık­lamak içindir.

Bu bizim ashabımızın mezhebidir. Tahâvi, böyle yazmazdı.

Şayet azâd etmek, bir mala karşılıksa; "caiz ve nafiz azâd et­mekle..." dedikten sonra, şu kadar dinar karşılığında..." der ve "kö­lenin de onu kabul eylediğini" yazar. Ve: Bu ıtk, bu mal sebebiyle­dir." der.

Bundan sonra, eğer efendi, malı teslim almışsa, onu da yazar ve "azâd eden, azâd olunandan malı aldı." der. Veya almamışsa "borç olarak kalmıştır." der.
Ve netice olarak, "bu efendinin, bu azâdlıda, velâdan başka bir yolu yoktur." denir ve tarihi yazılır. [32]

Konular