İki Olayın Hikâyesi!


Kötü bir âlet olarak, her hususda istihdam edilip kullanıl­mak üzere Selânik'den getirildiği beyan edilen Avcı taburları­nın 31/mart hadisesinin meydana getirdiği vede Sultan Ab-dülhamid hân hz.lerinin, tahtan indirilmesi için oynadığı rol; fesad cemiyeti ittihatçılarının minettar oldukları hâldendir. İlk anlatacağım olan bahsi bu teşkil edecektir.

Çünkü; bu taburların kumandanları; Selânik'li dönmeler­den (Avdeti), Remzi Bey gibi muhtexem(!) kardeşlerin reisle­rinden ve subayları da o kardeşlerin, Rumeli ve İstanbul 'un sokak aralarında ve ana caddelerinde öldürülüp şehid edilen hakiki vatanseverlerimizin katilleri oian ittihad ve terakki ce­miyetinin ün yapmış fedaileriydi. Böyle kumandan ve subay­lardan meydana gelen bir heyeti muhteremenin(!) sevk-ı idaresinde, bulunan taburların, erleri de aynı his ve fikre tâbi olduğu, gibi askerin tamamının pek büyük bir kısmı da, Ru­meli ahalisinden Rum ve Bulgar eşkiya çeteleri mensubları olduğundan, cinayet ve eşkıyalıkta da pek ustaydılar.
Ne derece itimada lâyık ve emniyetine inanılırlığı belirsiz bu taburların yapacakları hizmet, diğer taburların subay ve erlerinin yapamayacakları işlerden olduğu, ittihadçılarca ma­lumdu. 31/mart hadisesini, orduyu hümayun içinde vazifeyi bunlara yüklemek, İstanbul da bulunan diğer askerlerin dü­şüncelerini tahrike ve kafalarını karıştırmağa başladıar. İtti­hatçılar bu ve başka yollarla ahalinin saf takımını teşvik ve iğfale muvaffak olduğundan, 31/Mart isyanını çıkartmağa muvaffak oldular. Avcı taburlarının subayları, 31/ Mart günü er elbiseleriyle sokakları dolaşarak isyan ve kıyam eden asa-kir-i şahane ile ahaliyi tahrik edip daha sonra vak'anın inki­şâfı üzerine bir hayli rol oynadılar. Zâten tertib içinde oldu­ğundan Selânik'den yola çıkan Hareket Ordusuna katılmak üzere Çatalca ve Hadımköy istikametlerine firara başlamış­lardı. Birinci ve ikinci firka-i hümayunların da bulunan tabur­lar, mektebli ve ittihadçı subaylar bile mukaddes vazifelerini terk edip firar yolu ile Hareket^Ordusunu karşılamağa Çatal-ca'ya gittiler. Başlarında kumandan ve subay kalmayan ta­burların askerleri, tabiatıyla arkadaşlarına iltihak eyledikle­rinden olay bir hayli büyüdü. Böylece de olması icâb etme­yen vak'aların, meydana geldiği görüldü.

Bu fetrete ve isyana yâni emir ve kumandasiz kalma duru­cuna yedi sekiz ay süren cemiyetin akıl ve hikmete uygun düşmeyecek faaliyetini gören, bundan meydana gelecek va­hameti anlamaya başlayan bazı kişiler iltihak etmiş kadro hâricine çıkarılan eski subaylar dahi kendilerine kumanda etmek için isyan etmiş askerler tarafından evlerinden zorla getirildiğinden, işler ittihatçıların aleyhine dönmeğe başla­mıştı.

Hüseyin Hilmi Paşa kabinesi oynamış olduğu bu oyunun kendi aleyhlerine dönmüş olmaları yüzünden korkuya düşüp herbiri birer tarafa kaçışmaya başlamışlardı. Nefislerini kur­tarabilmek için Sadnazam H.Hilmi Paşa ve kabinesi istifaları­nı verir vermez, adetâ sır oldular. Bu sebebdende memleket hükümetsiz kaldığı gibi isyan içinde kalmakda ya şandı. Sul­tan Abdülhamid derhal Ahmed Tevfik Paşayı makamı sada­rete getirdi.


Eser: Büyük Osmanlı Tarihi

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Büyük Osmanlı Tarihi

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..