4- Malda Denklik :


Malda denklikten maksat, erkeğin, mehri ödemeye ve nafakayı temin etmeye muktedir olmasj demektir. 8u, z&hiru'r-rivâye'de böy­ledir. Binâenaleyh, bunlardan ikisine veya birine muktedir olmayan biı- erkek, hiç bir kadına küfüv olamaz. Hİdâye'ds de böyledir.

Erkeğin bunlara sahip olması halinde, kadının zengin veya fakir olması müsavidir. (Yani. metıri ve nafakays temine muktedir olan bir erkek, büyük 'bir servet sahibi olan kadının dengi sayılır.) Tecnîs'-de ve Mezîd'da de böyledir.

Kadının malının çok olmasına iîi'üar edilmez. Erkeğin, mehre ve nafakaya gücü yetmesi halinde kadın ne kadar zengin olursa olsun küfüv (~ denklik) vsrdir, demektir. Sahih olan görüş budur.

Eğer, erkek, kazanarak nafakayı temin edebiliyor fakat mehri te­mine gücü yetmiyorsa, bu durum hakkında, âlimler arasında ihtilâf vardır. Ekserisine göre, bu durumda küfüv yoktur. Muhıyt'te de böy­ledir.

Burada mehirden maksat; mehrln, acele verilmesi gereken miktarın!, vermeye muktedir olmak demektir. —Tamamı muaccef ol­maması halinde— erkeğin, rnöhrin tamamını vermeye gücü yetmesi gerekmez. Tebyîn'de de böyledir.

Ebû'n-Nasr:
 «Nafakada, bir yıllık yiyeceğe İtibar edilir.» demiş; Nusayr İse : «Nafakada, bir ayMk yiyeceğe itibar olunur.» de­miştir- Esahh olan görüş ise budur. Tecnîs ve Mezîd'de de böyledir. 0 İmâm Ebû Yûsuf {'RiA.Î'dan geien bir rivayete göre; erkeğin, möhre gücü yettiği zaman, günlük nafakasını temine de, muktedir olursa, küfüv {= denklflc) var demektir. Sa'hfh olan budur. Kâdîhân'rn Câmiu's - SağfrPnde de (böyledir.

Bu 'kaviller İçinde en güzel olanı, İmâm Ebü Yûöuf (RA.)'un kav­lidir. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.

Kadın, küçük veya büyük olduğu zarroan, eğer cfmâya gücü yetiyorsa; kocasının, bu kadının nafakasını temin etmesi gerekir

Ancak ,kadın küçtfk olur ve cimâya gücü yetmezse, onun nafa­kasına İtibar edilmez. Çünkü, bunun için nafaka gerekmez. Erkeğin, onun meihrtne güç yetirmesi kâfîdir. Zehiyre'de de böyledir,

Fakir bir adamın nikahlamış bulunduğu kadın, onu, mehrîni bırakarak terketse, 'küfüv yoktur. Çünki, nikâhın akdedildiği zamana İtübar edilir. Tecnîs'de ve Mezîd'de de iboyledir.

Bir adam, küçük kız kardeşini, nafaka teminine gücü yeten, fakat möhir vermeye muktedir olmayan, küçük bir oğlana nikâhtesa; 'bu oğlanın zengin olan babası bu nikâhı ka'bul etse; niflcâh caiz olur. Çünkü, -babasının zengin olmasından dolayı bu çocuk da zengin sayıfı-lır. Ancak, (böyle sayplnnası, möhir hususundadir; nafaka hususunda değildir. Çünkü, cemiyet İçinde âdet, bu şekilde cereyan etmekte, do-layısıyle babalar —nafakaları değil— mahirleri kabul etmektedir­ler. Zehıyre'de de böyledir;
Bîr kimsenin, başka bir kimsede, meîıir mlktarinca alacağı olsa; bu ikimse İçin küfüv vardır, demefc olur. Çünkü o kimse, alaca­ğını, dilediği zaman .alabilir. Nehru'l - Fâık*ta da böyledir. [38]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..