5- BİR KÖLE MÜDEBBER KILINIRKEN YAZILMASI ŞART OLAN HUSUSLAR

İmâm Muhammed (R.A.), el-"Asl kitabında, bu hususta yazılacak olan yazıya şu örneği vermiştir: "Bu yazı, filan oğlu filandandır. Kö­lesi olan filan oğlu filan, bu efendinin ölümümden sonra, Allah rı­zası için ve onun katından sevap talebiyle: "Seni azad eyledim. Bu gün, ben bedenen sahihim. Bir derdim ve başka bir şeyim yoktur." Bu, son cümleye ihtiyaç da yoktu. Zira, sağlam ile hastanın, köleyi müdebber eylemeleri arasında bir fark yoktur; ikisi de aynıdır.

Her ikisinde de malının üçte birine itibar edilir.

Halbuki Tahâvî: ('Seni, sağlığımda müdebber; ölümümden son­ra da hür kıldım." diye yazar ve şöyle derdi:

Ben iki lafzı cem eyledim. Çünkü, ba'zı âlimlerin mezhebinde: "İki lafzı cem etmeden müdebber olmaz." kavli vardır. Bu sözden ihtirâzen, ben iki lafzı cem ettim.

Sonra da efendi: "Senin ve senin azad eylediklerinin velâsı ba­na aittir." diye yazar.

Halbuki, Tahâvî: "Mezkûr tedbir sebebiyle, senin azâd eyledi­ğin kimselerin velâsı da benimdir." diye yazardı.

Zira, bazı âlimlerin mezhebinde "efendisi ölür; terekesini içine alacak kadar da borç terk ederse; o takdirde, müdebber azâd olmaz. Belki de köle olarak kalır da ve borç için satılır." Halbuki, efendi, bu hâlde ona velâ olmaz. Biz, alel ıtlak "velân banadır." diye ya­zarsak, bu, sözü söyleyen için hatâ olur. Yazıyı —imkân nisbetinde— hatâdan korumak ise vaciptir.

Bazı şürût ehli de bunu şöyle yazarlardı:

"Bu filan şahıs, kölesi hintti veya rum olan filanı, ölümünden sonra kayıtsız—şartsız ve sahih, nafiz, mutlak bir şekilde, müdeb­ber eyledi."

O köle satılmaz; bağışlanmaz; miras olarak terk edilmez; rehin bırakılmaz; bir mülkten, diğerine nakledilmez; ondan dönüş yoktur.

Bu efendi, durdukça onun efendisidir; ondan satmadığı köle­den faydalandığı gibi faydalanır.

O köle, efendisi öldükden sonra hürdür. Artık, ona varislerden hiç bir kimsenin yolu yoktur. Velâsı müstesnadır. Bu müdebber, tedbir zamanı, köle olduğunu tasdik edecektir. Bu, müdebberliğin sıhha-tindendir. Bundan sonra bu müdebberi, filan zata satmayı murad ederse; bu durumda müdebber, hükmü nafiz (= geçerli) ve âdil bir hâkime müracaat eder. Hâkim de "Müdebber kıldıktan sonra satış olmaz." diye hükmeder.
Âlimlerden bu sözle amel edenler, bu hususta vârid olan hadisi alıp kabul eylemiş ve hüküm meclisinde, şu günde, böylece, şahitlik yapmışlardır. [40]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..