2- Misafirhane Vakfiyesi
Bize göre İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'nin açık mezhebi, başka vakıflar gibi, bundan da rücûun caiz olmamasıdır.
İmâmeyn'e göre, rücû caizdir. Bunu yazmak isterse; şöyle yazar: "Vakfeyledi." veya "Tasadduk eyledi."
Yahut şöyle yazar: "Bu yazıda vakf ve tasadduk zikredilmiştir.
Veya: Şahitler şöyle şehâdette bulundular..." denilerek sonuna kadar şöylece yazılır: Gerçekten filan şu yerdeki bu evleri, ve bu odaları, bu şufayı, sahih, nafiz ve caiz olarak Yüce Allah'a yakınlık ve Onun rızasını kazanmak maksadıyla, müştemilatı ile birlikte, vakfeyledi. Onda fesad yoktur. Ondan dönüş de yoktur. Onda ikrah da yoktur. Bu ev satılmaz; bağış yapılmaz; miras bırakılmaz ve ona hiç bir yönden ona sahip olunmaz; hiç bir veçhile telef edilmez. Onun ve bütün varlığın hakiki vârisi Yüce Allah'dır. Ve O, vârislerin en hayırhsıdır. Yolculardan gelip geçenler orda yatıp kalkacaklar; iskân edeceklerdir. Yolcular dâimi olarak, heran her zaman oraya inip kalkarlar.
Şayet vakfedici şart koşarak "müslümanlar müsâfir olurlar; kâfirler olamazlar." demişse; o da yazılır ve şöyle denilir: Müslümanlar misafir olurlar; kâfirlerin misafir olması mümkün değildir.
Eğer şart," yalnız şart ilim ehlinin başkassmın değ;ı misafir olması" ise; o zaman ad şöyle yazılır: Sükkânı (ya'ni burda kalacak olanlar) ilim ehli, muallimler, müteallimlerdir; başkası değildir.
Şayet, Kur'an ehlinin veya kıraat ehlinin misafir olmasını şart koşarsa; o da bu kıyas üzere yazılır.
Şayet vâkıf (= vakfeden) misafirhanenin tamiri için, başka bir vakıf yapmışsa; o icara verilir. İcarı ile, misafirhane tamir edilir. Vakıf yoksa, oradan bir kısım yer icara verilerek, oranın icarı ile, diğer yerler imar edilir. İmâr bitince de, icara verilen o yerler, icardan alınarak, eski hâlinde bırakılır.
Eğer vakıf, bir şart koşmamışsa, onun îman, içinde oturanlara âit olur.
Sonra şöyle yazılır: Vâkıf, vakfedilen o yeri, kendi mülkünden çıkardı ve mütevelliye teslim eyledi. Mütevelli onu her türlü mânilerden uzak olarak, teslim alır. Artık, o yeri, vali, hâkim, kayyım veya sultan tağyir ve tebdil edemez. Her kim değiştirip tebdil ederse, günahkâr olur ve Yüce Allah'ın gazabına maruz kalır. Allah ona yeter ve cezasını verir.
Vâkıf için onun niyetine göre ecir vardır.
Âdil hâkim hükmü müslümanlar arasında geçerli olan zat, bu hayrın cevazına ve lüzumuna hükmeder ve onun üzerine âdil bir cemâati şahit kılar. Ve onların isimlerini, yazının sonuna tesbit eder. Yazının yazıldığı günün târihini de yazar. [299]
İmâmeyn'e göre, rücû caizdir. Bunu yazmak isterse; şöyle yazar: "Vakfeyledi." veya "Tasadduk eyledi."
Yahut şöyle yazar: "Bu yazıda vakf ve tasadduk zikredilmiştir.
Veya: Şahitler şöyle şehâdette bulundular..." denilerek sonuna kadar şöylece yazılır: Gerçekten filan şu yerdeki bu evleri, ve bu odaları, bu şufayı, sahih, nafiz ve caiz olarak Yüce Allah'a yakınlık ve Onun rızasını kazanmak maksadıyla, müştemilatı ile birlikte, vakfeyledi. Onda fesad yoktur. Ondan dönüş de yoktur. Onda ikrah da yoktur. Bu ev satılmaz; bağış yapılmaz; miras bırakılmaz ve ona hiç bir yönden ona sahip olunmaz; hiç bir veçhile telef edilmez. Onun ve bütün varlığın hakiki vârisi Yüce Allah'dır. Ve O, vârislerin en hayırhsıdır. Yolculardan gelip geçenler orda yatıp kalkacaklar; iskân edeceklerdir. Yolcular dâimi olarak, heran her zaman oraya inip kalkarlar.
Şayet vakfedici şart koşarak "müslümanlar müsâfir olurlar; kâfirler olamazlar." demişse; o da yazılır ve şöyle denilir: Müslümanlar misafir olurlar; kâfirlerin misafir olması mümkün değildir.
Eğer şart," yalnız şart ilim ehlinin başkassmın değ;ı misafir olması" ise; o zaman ad şöyle yazılır: Sükkânı (ya'ni burda kalacak olanlar) ilim ehli, muallimler, müteallimlerdir; başkası değildir.
Şayet, Kur'an ehlinin veya kıraat ehlinin misafir olmasını şart koşarsa; o da bu kıyas üzere yazılır.
Şayet vâkıf (= vakfeden) misafirhanenin tamiri için, başka bir vakıf yapmışsa; o icara verilir. İcarı ile, misafirhane tamir edilir. Vakıf yoksa, oradan bir kısım yer icara verilerek, oranın icarı ile, diğer yerler imar edilir. İmâr bitince de, icara verilen o yerler, icardan alınarak, eski hâlinde bırakılır.
Eğer vakıf, bir şart koşmamışsa, onun îman, içinde oturanlara âit olur.
Sonra şöyle yazılır: Vâkıf, vakfedilen o yeri, kendi mülkünden çıkardı ve mütevelliye teslim eyledi. Mütevelli onu her türlü mânilerden uzak olarak, teslim alır. Artık, o yeri, vali, hâkim, kayyım veya sultan tağyir ve tebdil edemez. Her kim değiştirip tebdil ederse, günahkâr olur ve Yüce Allah'ın gazabına maruz kalır. Allah ona yeter ve cezasını verir.
Vâkıf için onun niyetine göre ecir vardır.
Âdil hâkim hükmü müslümanlar arasında geçerli olan zat, bu hayrın cevazına ve lüzumuna hükmeder ve onun üzerine âdil bir cemâati şahit kılar. Ve onların isimlerini, yazının sonuna tesbit eder. Yazının yazıldığı günün târihini de yazar. [299]
Konular
- 35- Hîbe Edilen Bir Ev Hakkındaki İkrarın Kaydedilmesi
- 24- BERÂAILERLE İLGİLİ YAZILARDA BULUNMASI ŞART OLAN HUSUSLAR
- İki Kişinin Aralarındaki Alışverişlerden Tamamen Beraat Etmeleri
- Mutlak İbra
- Hatâen Öldürmelerde, Önce Diyet Da'vâsı Açıp, Sonra İbra Etmek
- Tereke İle İlgili Bir Hususta Alacaklının İbrası
- Alacaklının, Vasiden Alması
- Kasden Adam Öldürmede İbra
- Hududları Belli Bir Yer Hakkındaki Davadan Beraat
- 25- REHİNLERLE İLGİLİ YAZİLARDA BULUNMASI ŞART OLAN HUSUSLAR
- Borç Karşılığında Bir Evi Rehin Bırakmakla İlgili Muhtasar Bir Senet Örneği
- Rehin Hususunda, Rehin Alan Şahsın Yazacağı Yazı
- Menkûl Bir Şeyin Rehin Bırakıldığını İkrar
- 26- VAKIFLARLA İLGİLİ SENET ÖRNEKLERİ
- 1- Mescid Vakfiyesi
- 2- Misafirhane Vakfiyesi
- 3- Vakıf Olarak Mezarlik Yapmak
- 4- Bir Kimsenin Arazisini Yol Olarak Vakfetmesi
- 5- Köprü Yapmak
- 6- Allah Yolunda Atını Ve Savaş Eşyasını Vakfetmek
- 7- Akarları Vakfetmek
- 1) Ev Vakfetmek
- Necmü'd-Dîn Nesefî'nin Yazdığı Bir Vâkıf Senedi
- 2-) Medrese Yapıp Onu Vakfetmekle İlgili, Eski Bir Vakfiye Örneği
- 8- Evlada Ve Evlâdın Evlâdına Bir Şey Vakfetme
- 9- Taksim Edilmemiş Bir Ev Veya Bir Arazinin Vakfedilmesi
- Vakfın Sıhhati Hususundaki Hükmün Yazılış Şekli
- 27- HÂKİM TÂYİNİ İLE İLGİLİ YAZI ÖRNEKLERİ
- Hâkimin, Bir Kadının Nafakasını Takdir Etmesi
- Hâkimin, Kayyım Seçip Tayin Etmesi