logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Âmil :

Âmil : Vcliyyü'l- emrin, zahirî malların zekât ve Öşrünü topla­mak üzere ta'yin edip, memur eylediği kimsedir. Kâfî'de de böyle­dir.

Bu şekilde tayin edilmiş bulunan bir âmile, zekât toplamak üze­re gidip gelmesinden ve bu husustaki hizmetinden dolayı, görevi de­vam ettiği müddetçe, kendisinin ve aile efradının ihtiyaçlarına kâfi gelebilecek miktarda, —orta halli  topladığı zekattan, bir  hisse maaş verilir. Pek çok zekât toplamış olsa bile, —bu maaşı— yarı­sından fazla miktarda attırılmaz. Bahrü'r - Râik'ia da böyledir.

Bir kimse, kendi malının zekâtını, bizzat getirip devlet baş­kanına verirse, ânıil bu zekâttan bir hisse almaya hak kazanmış ol­maz. Yenâbi'de ve Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.

Peygamber (S.A.V.) Efendimize akraba bulunmalarından dolayı, Hâşimî'lerin âmillik yapması helâl olmaz. Onların yüce şe­refinden dolayı, insanlardan bu gibi şeyleri almaları veya aldıkları şüphesinin bulunması doğru olmaz.

Zenginlerin âmil olarak görevlendirilmeleri ise caizdir. Tebyiz­de de böyledir.

Rızkım başka yerden temin eden Hâşimî'niıı, âmillik yap­masında bir beis yoktur. Huiâsa'da da böyledir.

Bir âmülin elindeki mal, helak olsa veya kaybolsa, bu âmi­lin alacağı sakıt olur. Bu âmilin, zekât veren kimseden, bu zekâtı tekrar alması caiz olur. Sirâcü'l - Vehhâc'da da böyledir.
Bir âmilin, kendi ücretini henüz hak etmiş olmadan alması caiz olur; fakat bu durumda, almaması daha efdâldir. Huiâsa'da böyledir.. [29]