103- BÎR KİMSENİN ELİNDE BULUNAN BİR YERİ "BABASINDAN SATIN ALDIĞINI* İDDİA EDEN KADININ DA'VÂS

Bir kadın, bir adama karşı bir yeri iddia ederek: "Yerini söylediğim, hududunu beyan eylediğim şu yer, babam filanın mülkü ve hakkıdır. Onu, şu ayın şu gününde, bana tasarrufu geçerli hâlde iken sattı. Ben, on<W, satış meclisinde, şu kadar paraya o yeri satın aldım. Bu gün, o yerin tamamı benim hakkım ve benim mailindir. Bu sebebden dolayı, ondan dini çekip bana teslim etmesi vaciptir.'* der; da'vâcı da cevaben: "O yer, benim mülküm ve benim hakkımdır. Bu sebebden dolayı, iddiacı kadına vermem." der; da'vâcı kadın, bunun üzerine şahitler dinletir ve şahit: "Ben şahitlik ederim ki, filan oğlu filan bu kadının babasıdır. İkrarının caiz olduğu zaman şöyle dedi: Ben, hududu belirli bu yeri filâne kızı filâneye sattım. O da, bu yeri benden şu kadar bedele şu tarihde, sahih bir alım satımla, satın aldı. Bu gün, bu yer bu sebebden, filânenindir. Bu da'vâlı oraya haksız olarak elini koymuştur." der ve müftîlerden fetva isterlerse; bazı müftîler, "bu da'vâda arıza olduğunu" zannetmişlerdir. Bu arıza "şu tarihte sattığını ikrar eyledi." demeleridir. Bu, ikrar tarihden önce satılmış olabilir.

Bu zan şu cihetten fâsiddir: İkrar, satıştan önceye hamledilmiş olursa, bâtıl olur; sonraya hamledilince ise sahih olur.

Aslolan, akıllı kimsenin, tasarrufunun sahih olması; bâtıl olma­masıdır.

Zanna götürücü şehâdet sözlerinde de arıza vardır. Çünkü şahitler: "Biz şahitlik ederiz ki, satışı ikrar eyledi." dediler ve onun ikrarına şahitlik eylediler. Sonra da: "Bu sebebden dolayı, bugün, bu yer da'vâcı kadınındır." dediler. Satışı ikrar, sebebe yeterli değildir. Onların şehâ-detleri ise, satışa aid değildir. Bunun için de, şehâdetleri bâtıldır.

Buna iki yönden cevap verilir:
1) Bu onların şehâdetine halel vermez ve fesadını da gerektirmez. Çünkü, şahitler da'vâcıya ahm ve satımın ikrarı üzerine şahitlik yaptık­ları zaman, gerçekten alım ve satımı yapıldığı sabit olur. Buna binaen, o şehâdet mülküm da'vâcimn olduğuna sebeptir.
2) Gerçekten şahitler, onun ikrarına şahitlik yaptılar. Bizim için, "daha önce, satışı üzerine şahitlik yapmadıkları" malum değildir. Umulur ki, bidayette satışına da şahitlik yapmışlardır.
Şayet, önce ikrarına, sonra da satışına şahitlik yaparlarsa; bu da "mülküm, da'vâcıya âit olmasına" sebebtir.ve böylece, şehâdetlerinde halel yoktur. [174]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..