6- Müsemmâda İhtilâf Bulunan Mehir

Müslüman bir şahıs, bir kadını, sirke dolu bir küp karşılığın­da nikahlamış olsa da, bu sirke, şaraba dönüşmüş bulunsa; İmârn-i A'zam Ebû Hanîfe {R.A.)'y© göre, bu kadına mehr-i misil —veril­mesi— gerekir.

Bir kimse, bir kadına : «Seni, şu köle karşılığında nikahladım.» dese; ancak —gösterilen— bu şahıs hür olsa; bu durumda da, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ve İmâm Muhsmmed (R.AJ'e göre, kadına mehr-i misil —ödenmesi— gerekir. Hidâye'de de böyledir.

Bir kimse, bir kadına : «Seni, şarap dolu şu küp karşılığında nikahladım.» dese; fakat küpteki şarap değil de, sirke olsa; veya : «Şu hür adam karşılığında...» dese de; bu adam, köle olsa; yahut «Şu lâşe karşılığında...» dese de; o hayvan, temiz kesilmiş olsa; İmâm Ebü Hsnîfe (R.A.)'ye göre, sahih olan bu kadına, —sözle söylenilen şeyin değil de— işaret edilmiş bulunan şeyin, (yanı; sirkenin veya kölenin yahut-temiz kesilmiş hayvanın) mehir olarak verilmesidir. Bu, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre de böyledir. Fethu'l - Kadîr'de de böyledir,

Bu kimse, o kadını nikâhlarken : «Şu hür kişi, karşılığında...» dese; fakat, bu adam, bir başka şahsın kölesi olsa; bu kadına, mehlr olarak, o !hür adamın kıymeti verilir. Eğer, 'bu adam, o kadının kölesi olmuş olursa; bu durumda, kadına mehr-i misil —verilmesi— gere­kir. Itâbiyye'de a"e böyledir.

Bir kimse; bir kadını, 'bir câriye karşılığında nikâhlasa; fakat bu köle olsa: veya adam, kadını Merv elbisesi karşılığında nikâhlasa da, elbise, Herv elbisesi olsa; bu durumda, o kadına, mehir olarak, bu cariyenin kıymetinde, bir köle veya Herv elbisesi kıymetinde, bir Merv elbisesi —verilmesi— gerekir. Zehıyre'de de böyledir.

Bîr kimse; bir kadını: «Şu köleye karşılık...» diyerek nikah­lamış bulunsa; bu köle ise, müdeb'ber veya mükâtep bir köle olsa veya : «$u cariyeye karşılık...» diyerek, nikahlamış olsa da, bu câriye ümm-ü veled olsa; bu durumlarda, kadına, "bil - ittifak bunların kıymet­leri verilir. Gâyetü's - Süröcî'de de böyledir.

Nikahlanan kimse, —-önceden— bu hâli bilse de, bilmese de, bu hüküm aynıdır. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.

Bir kimse, bir şeye işaret ederek, o şey karşılığında, bîr ka­dını, nikahlamış olsa; işaret edilen şey de, mehr-i müsemmâ cinsin­den olmasa; İmâm Ebû Hanîfe (RjAO'ye göre, eğer işaret olunan şey ve me'hr-i müsemmâ helâl olan şeylerden ise; kadına, bu mehr-i mü­semmâ verilir.

Fakat, mehr-i müsemmâ da, bu niyetle ticaret edilip gösterilen şey de, haram —olan şeylerden— ise veya müsemmâ helâl;, işaret olu­nan şeyde 'haram ise; bu durumda o kadına metır-i misil verilir.

Nikâh akdi esnasında, anlaşmazlık çıkarsa; meselâ: kadın, bir küp sirke karşılığında nikahlanır da .küpteki şey katran çıkarsa; bu durumda kadına bir küp sirke verll'ir.

Eğer, bu durumda, küpteki —katran değil de— şarap olursa, ka­dına mehr-i misil verilir.

Eğer, müsemmâ haram olur da, işaret olunan şey helâl olursa; bu durumda muhtelif rivayetler vardır. İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'den gelen, sahir rivayete göre, işaret olunan şey helâl olunca, kadına, me-hir olarak o şey verilir. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
İmâm Ebü Hanîfe '[R.A.)ye göre, bir kimse; bir kadını «... Şu iki küp sirke...» veya «... Şu iki köle, karşılığında» diyerek nikahlar da, köle dediklerinden biri hür veya —gösterdiği— iki küpten biri şarap dolu olursa; bu durumda, o kadının mehri, bir köle veya bir küp sir­kedir. Ona, mehir olarak, bundan başka bir şey verilmez. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.

Bir kimse, bir kadını: «Şu bir tuluk yağ karşılığında...» di­yerek nikâhlar; fakat, tulukta bir şey bulunmazsa; bu kadına, mehir olarak, o tuluğa benzer bir tuluk yağ verilir.

Eğer, bu adam; o kadını; «Şu tuluğun içindeki yağ karşılığında...» diyerek nikâhlar ve fakat bu tulukta bir şey olmazsa; bu durumda ka­dına mebr-i misil verilir. Bu tulukta, yağdan başka bir şey olduğu za­man da, kadına, mehrJi misil verilir. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.

Müntekâ'da, İmâm Muhammed (R.A.)Tin şu kavli nakledilmiş­tir : Bir kimse; bir kadım, hudutlarını çizerek gösterdiği ve -On dö­nüm.» dediği, bir yer karşılığı nikâhlasa; kadın orayı aldıktan sonra ve fakat ekmeden önce, burasının —-on dönüm değil— altı dönüm olduğunu anlasa; bu durumda muhayyerdir: Dilerse, o yeri alır; baş­ka bir şey alamaz; dilerse, o yeri verir ve fakat kıymetini alır.
Bu kadına, mehîr olarak verilen yerin on dönüm olduğu söylenir; kadın bu yeri 3atar veya hibe eder ve teslim ettikten sonra altı dö­nüm olduğunu anlarsa; kadına, mihfr olarak, o yerden başka bîr şey verilmez.

Keza, mehîr olarak, tartısı noksan inci veya metre itibarîyle nok­san kumaş verilmiş olsa; hüküm yine, yukarıdaki gibidir.

Bu kadın; mehîr olarak aldığı bu yeri, satmaz ve bağışlamaz ve fakat, Dicle veya başka bir nehir taşar, oranın içinden akar ve bu tar­la harap olursa; kadın bundan sonra, orasının altı dönüm olduğunu an­larsa; bu ysrin tam kıymetini almak üzere, kocasına müracaat eder.

Keza, bir kadın; her topu on arşın olan, on top kumaş karşılığında nîkâhîansa; fakat —sonradan— bu kumaşların yedişer arşın olduğu­nu anlasa; bu durumda, kadın muhayyerdir: Dilerse, bu kumaşları; dilerse, bu kumaşların —tamam hollerinin-— değerini alır.

Şayet, bu kumaşların — dokuzu, onar arşın; sadece — biri, yedi arşın olursa; yine kadın muhayyerdir: Dilerse, kumaşları, olduğu gibi alır; dilerse, on arşın -olanları alır; yedi arşın olanı İse, geri verip, bunun —tamam halinin— değerini alır. Muhiyt'te de böyledir.

Bir kimse; süzülmüş ve bozulmamış bir şey karşılığında, bir kadını nikâhlasa; bu şey, henüz kadın teslim olmadan önce. ekşimiş bulunsa; imâm £bû Yûsuf (R.A.)'a göre; adamın buna gücü yeterse, ekşimiş bulunan şeyin, ekşlmemîş halinin benzerini, kadına verir, Bu­na, imkân olmazsa o şeyin kıymetini verir. Serahsî'nîn Muhiyt'inde de böyledir.

Bir kimse; bir kadını: «... şu on elbise karşılığında-..* diye* rek nikâhlasa; fakat, dokuz elbise olsa; İmâm Muhammed fR.AJ'in kavuna göre, bu dokuz elbise —mehr-i misilden sz ise-—, mehr-i mi­sil tamamlanır,

İmâm Ebû Hanıfû (R,A.)'îrt kıyasına göre ise : Bu elbiseler on dir­hem ediyorsa; bu kadına, mehr'i misi! olarak, bu elbiselerden başka bir şey verilmez.

Şayet, bu elbiseler, dokuz değil de, on adet olursa; İmâm Mu-hammed (R.A.)'e göre, eğer, o kadının meftr-i misli, on elbiseye eşit olursa; kendisine, bu elbiselerden, on adedi verilir.

Bu on elbiseden, kalitesi düşük o'an biri çıkarılınca, geri kalan elbiselerin değeri, mehr-i misil miktarınoa olursa; kadına bu —geri kalan— elbiseler, rnehir olarak veriIir.Şayet, bu elbiselerden, değerce yüksek olan çıkarılınca, yine geride kalanlar mehr-'i misil kadar değer taşırsa; kalan bu elbiseler, o kadının mehr-i misli olur; bundan fazla bir şey verilmez.

Şayet .bu durumda, değeri yüksek elbise çıkarılınca geride kalan­ların toplam kıymeti, kadının mehr-i mislinden düşük; değeri düşük olan çıkarılınca da, kadının mehr-i mislinden fazla olursa; bu durum­larda, bu kadına mehr-i misli verilir.

Fetva ise, 'İmâm Ebû Kattîfe (R.A.)'nin kavil üzeredir. Petâvâyi Kâ-dîhân'da da böyledir.

Bir kimse: bir kadını : «Şu, on Hsrve elbisesi yerine» diyerek nikâhlasa da; gösterilen elbiseler dokuz çıksa; bu kadına, o, dokuz adet elbise ve ilâve olarak da, değer itibarı ile orta durumda bir elbise, mehir olarak verilir. Serâhsî'nin Muhıyt'in'de de böyledir.

Keza. bir kimse; bir kadını : «On ölçek buğday karşılığında...* diyerek nikâhlasa da, buğday dokuz ölçek çıksa; bu durumda, m eh İr olarak, o dokuz ölçek buğday ile, aynı buğdaydan bir ölçek daha ve­rilir. Fetâvâyi Kâdîhân'dîî da böyledir,

Bir kimse; bir kadını, üzerinde bin adet hurma ağacı bulunan, bir arazî karşılığında nikâhlasa ve buransn da hududunu çizmiş olsa; fakat, bu arazi de, hurma ağacı bulunmasa; veya tuğla ve kireçle ya­pılmış, üzeri saçla kapiı bir ev karşılığında nikâhlasa da, bu ev tuğla ile yapılmış olmasa; bu durumda kadın muhayyerdir: İsterse, o hur-mosiz arazîyi veya tuğladan yapılmamış evi; dilerse, mehr-i mislini alır.
Bu şâhıs, eğer cimS'dan önce, o kadını boşarsa; kadına, o yerin veya evin yarısı verilir. Şayet, kadının müt'ası,   bunların değerinden fazla (se, bu durumda da, kadın muhayyerdir: İsterse, araziyi veya evi; isterse müt'esını alır. Muhiyt'te de böyledir. [57]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..