94- SEMERKANT HÂKİMİNİN NAİBİNİN HÜKMÜ TESCİL VE REDDETMESİNİN ŞEKİLLERİ

Semerkant hâkiminin naibinin, hükmü, bir takım vecihlerle red­dedilebilir:
1) Semerkant hâkiminin naibi tarafından hükmedilmiş; fakat orada "asıl hakimin naibe izin verdiği" zikredilmemiştir.
2) Semerkant hâkimi, Melik Sencer tarafından tayin edilmiş ve "o Hakan Muhammed'dir." denilmiştir. Hakan Muhammed ise, Melik Sencer'den öncedir. Bu da salih değildir. Çünkü Semerkant hâkimi, Hakan Muhammed'den Önce hakim idi. Hakan Muhammed, Melik Sencer'in naibi idi. Semerkant hâkimi, Melik Sencer'den önce, hâkim idi. Melik Sencer'in velayeti, Semerkant ehline aşikardır.
3) Şahitler şehâdetinde, "da'vâ da vâki olmadı." dediler; "bu da'vâcının mülkü, haksız olarak da'vâlmın elindedir." demediler. "Ne için, da'vâli üzerine vacip" dediler. "İddia olunan yer, iddiacıya teslim edilsin." dediler ve "Da'vâlı elini ordan çeksin." dediler? Âlimler, bu mes'elede ihtilâfa düştüler. Bazıları: "Söylenmesi muhakkak lazımdır. Taki, hiç bir kimsenin ta'nına fırsat verilmesin." dediler.
4) Sonunda, "bu hükmü filan hâkimin imzasına kadar, mekûf hükmeyledim."  denilmiştir.   Bu,  hükmü  hüküm  olmaktan  çıkarır. Çünkü, mevkufun aleyh olanın vücûdu sabit olmaz. Bu büyük bir halel (arıza)dır. Bu durumda hüküm hüküm olmaz. Fakat, kâtip böyle yazarsa, hükümde halel olmaz ve bu durumda yazıda arıza olmuş olur.[165]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..