İstibranin düşmesine çâre aramakta bir sakınca yoktur.

Bu, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre böyledir.

İmâm Mulıammcd (R.A.) buna muhaliftir.

İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'un kavlinin me'hazi: Satıcının, onun te­mizliğinde, ona yaklaşmadığını bilirse, bir sakınca yoktur. İmâm Mu-hammed (R.A.)'in kavli: Yakın olmasa bile bu olmaz.

Buna çâre: Müşterinin nikâhı altında hür bir kadın yoksa; satın almadan önce, onu nikâhlar; sonra da onu satın alır.
Şayet nikâhının altında hür 6ir kadın varsa, burda çâre:

Satın almadan önce satıcı veya satın alıcı, -—güvenilir birine— teslim almadan onu nikahlar. Sonra da onu satın alır ye teslim alır. Daha sonra da, onu kocası boşar. Çünkü mülkiyet hadisesi sebep olmuştur. Teslim almakla, btt te'kid edilmiştir. Cariyenin ferci, ona helâl olmadı ise, istibra gerekmez. Eğer helâl oldu ise, başkasının iddet bekleyeni gibi olur. Hidâye'de de böyledir.

Bir adam, diğerinden bir câriye satın alır ve ona istibrânın lâ­zım olmamasını isterse; bunun çâresi hususunda, Hassâf şöyle buyurmuştur;

Satıcı, onu, nikahının altında hür bir kadın olmayan, güvenilir bir adama nikâhlar; sonra da müşteriye satar. Müşteri onu teslim ahr. Sonra da kocası, —ona dâhil olmadan— onu boşar. İşte bu du-" rumda, müşteriye karşı istibra gerekmez. Çünkü istibranm gerekmesi, cimanm —mülküyet sebebiyle, satın alma gibi ve başka sebebler gi­bi... bir sebeple vuku bulmasıdır. Bu durumda ise istibra gerekmez. Fakat, efendinin, onu, Önceden temizlenmiş olarak nikahlaması şarttır.

Şayet böyle olmaz ise iki adam bir kadına bir temizlikte içtima etmiş olur ki, bunu Allah'ın Peygamberi (S.A.V.) yasaklamıştır.

Bu cevap, cariyesine cima edip, sonra da onu başka bir adama nikahlamak isteyen kimseye aittir.

Uygun olanı, —söylediğimiz gibi— onu, hayızdan temizlendik­ten sonra evlendirmektir.

Hassâf (R.A.)'da, Câmiü's-Sağîr'de şöyle buyurmuştur:

Eğer satıcı nikâhlandırmadan önce ona cima eyledi ise, kocası­nın ona istibradan önce cima etmesinde bir sakınca yoktur. Bu, imâm Ebû Hanîfe (R.A.) ve İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre böyledir.

İmâm Muhammed (R.A.) ise, şöyle buyurmuştur:

"Ben, hayızdan temizlenene kadar, ona cima etmeyi uygun gör­müyorum."

Hassâf, bu çârenin ta'liminde şöyle buyurmuştur:

Müşteri, onu teslim alır, sonra da kocası onu boşar. Çünkü teslimden sonra talâk şart koşulmuştur. Zira müşteri, teslim almadan önce boşarsa, İmâra M uh amme d (R.A.)'den gelen iki sahih rivayete na­zaran istibrâ gerekir.

Şayet bu hâlde müşteri satın aldı ise, istibra gerekir. Satın alma vaktine itibar edilir. Çünkü satın alma vakti de başkasının hakkıyle meşguldür.

Asıl'daki rivayete göre, teslim alma vaktine itibar edilir. Teslim alma vakti ise, başkasının hakkından fariğdir. Sahih olan da budur.

Satıcı, satmadan önce nikâhlamaktan kaçınırsa, bu durumda çâre nedir?

Çâre: Müşteri satın alıp, bedelini verir. Cariyeyi teslim almaz. Fakat onu, nikâhının altında hür bir kadın olmayan, güvenilir biri­ne nikâhlar. Sonra da cariyeyi teslim alır. Müşteri teslim aldıkdan sonra da, kocası onu boşar. Artık, bu durumda müşteriye istibra ge­rekmez. İmâm Muhammed (R.A.)'den gelen iki rivayetin birinde ise: Âlimlerimiz bu durumda istibra gerekir buyurdular. Zira, mülkiyet hükmü, istibrayı düşürmez. Kocası boşayınca, istibra gerekir.
Ancak nikâhdan sonra, talâkdan önce, Müşterinin elinde hayız olmuşsa o müstesnadır. O takdirde, bi'1-icma istibra gerekmez.

Şayet müşteri, kocasının onu boşamamasmdan korkarsa, burda çâre:
Efendisi, o cariyeyi talâkı, dâima kendi elinde bulunan birisine kölesine nikâh eder. Şayet müşteri, satın almadan önce kendi nefsi­ne nikâh eylese de, sonra onu satın alsa ve teslim de alsa; istibra lâ­zım olmaz. Çünkü, nikâh sebebiyle onun üzerine firaş (cima) sabit olur. Satıh alınca, onun için firaş meydana gelir. Bu da, şer'an rah­min fariğ (= boş) olduğuna delildir. Zehıyre'de de böyledir. [28]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..