Padişah  Füad Paşa'ya Konak Hediye Ediyor

Ahmed Celâleddin Paşa; Padişahın söylediklerini bir bir Fuad Paşaya deyiverdi. Ancak Deli Müşir; senin ne namuslu ve mert adam olduğunu bilirim. Zâten yazdıklarımı senin eiinle vermiş olmam sana olan itimadımın icâbatıdir. Padişa­ha söyle hiçbir fikre kapılmasın bir müddet İstanbul'da otu­racağım. Hürriyetime mâlik bir adamım çocuk da değilim, bu fikrimden de döneceğimi hiç ümid etmesin mealinde söz­lerle cevapladı.

Serhafiye Celâleddin Paşa padişaha söylenenleri anlattı. Padişahdan ise biraz azar işitti. Sonunda; padişahın emriyle şu tezkereyi,  Deli Müşir Fuad Paşa'ya, bir adamı ile elden gönderdi:

Yaver-i Ekrem Hazreti Şehriyâri Müşirânı İzamdan

Fuad Paşa Hazretlerine

Devletlû Efendim Hazretleri; vatana büyük hizmetler et­miş olan ve kesir-ü ayal bulunan zât-ı devletlileri gibi emek­tar bir müşirin İstanbul cihetinde kira evlerin de ikamet et­mesini şevketmeab efendimiz katiyyen muvafık görmedikle­rinden, bu sebeble Yıldız'da kâin mabeynci Faik bey'in pe­deri Lûtfi Ağa'nın cesim konağını hazine-i hassa hesabına satın alarak zât-ı devletlerine ihsan buyurduklarını ve bu­günden itibaren mezkûr konağa maaile nâkil buyrulmasmı, bairadei seniye tebliğe memur olduğumu arzeylerim olbap-ta..

Ahmed Celâleddin
Ancak; Fuad Paşa bu yazıyı getiren yaveri bekletti, teklif­leri kabul etmediğine dâir bir cevabi yazıyı eline tutuştu­rup,Celâleddin Paşa'ya gönderdi. Sultan Hamid bu cevabi yazıdan haberdar olduktan sonra Deli Müşir'inden de ümidini kesti. Artık ondan gelmesi muhtemel zararlara tertibat alma lüzumunu dahi hissetti. Bunların ilki Zaptiye Nâzın Süleyman Şefik Paşa ve Merkez Kumandanı Sadeddin Paşayı saraya getirtip, herhangi bir ihtilâl teşebbüsünü önleme babında her an hazır olmalarını istedi. Hafiyelerin plânı ise bambaşka bir şekil almış, Beyoğlu sefahat yerlerinin kabadayıları sandal­yelerini Şeh zâdebaşı Camüi avlusuna atmışlar, o bölgeye yakın olan Fuad Paşa'nın konağını gözler olmuşlardı. Öte yandan mahut Halit Efendi kapağı atmış olduğu Fuad Paşa hanesinden bilgiler yağdırıyor, usta tezvirciler bu haberleri müessir birer jurnal hâline getiriyorlardı. O sıralarda da Fuad Paşanın on gün kadar ortalıkta arzı endam etmediği görüldü. Bu gaybubetin herkesi heyecana sürüklediği görüldü. Orta­lıkta dolaşan beyanatlar Paşa'nın hasta olmasıydı. Acaba.. Gerçekten Fuad Paşa hastaydı ancak korkulacak bir ciddiyet taşımamaktaydı. Buna karşılık Fuad Paşa'nın ilâçlarını aldır­dığı eczane sahibi Hamdi bey, konağın kapısını çalmış ve Pa­şanın ilaçlarını getirdiğini ancak bazı tariflerde bulunacağın­dan, Paşa ile görüşmesi gerektiğini ifade etti. Bunun üzerine Paşanın yanına götürülen eczacı Hamdi bey, ilâçları verdik­ten sonra: "Paşam bunları bizzat getirişimin sebebi mahrem bir bilgiyi size ulaştırmak içindir. Dün akşamüstü kapalı bir araba ile üç efendi gelip, ilaçlarınızın bizim eczanede yapılıp yapılmadığını sordu. Zât-i devletlilerinin doktorunun kim ol­duğu soruldu. Bunu ne hakla sorduklarını istifsar ettiğimde cevap alamadım. Şüphelendim. Plâkayı tesbit ettim. Beşik­taş dâiresine bağlı 201 nomerolu arabaydı.

Bildirmeyi bir vâzifei mühimme addettim Paşam." diyerek sözlerini tamamladı.


Eser: Büyük Osmanlı Tarihi

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Büyük Osmanlı Tarihi

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..