IV. Îcâre


802. Mes’ele: Zeyd evini bir yıla kiraya verip sicil etse, sicilde "alâ senetin vâhidetin" yazılsa, Zeyd-i mezkûr ahar şehirde olmak sebebiyle, seneden bir miktar tecâvüz ettikten Zeyd gelip zikr olan evini Bekre bey' edip tahliye lâzım oldukta, evin içinde bi-1-fiil icâre ile sakin olan Amr "seneden tecâvüz etmekle tekrar icâre akd olunmuştur, sene-i saniye tamam olmayınca çıkmazım" demeğe şer'an kadir olur mu?

Elcevap: Olmaz, bâtıl söyler, sene-i saniyeden birkaç gün oturmakla sahîha münkalib olmak, ibtidâ akid sene-i vahide üze­rine mün'akid olmayıp belki "her senede şu miktar" deyu akd olunucaktır. Sene-i vahide üzerine akd olucak, tamam oldukta asla akid kalmaz. Cebr île ihraç olunmak lâzım olur. [852]
803. Mes’ele: Üç kulacı üçyüz akçaya abhâne kazıvermeğe Zeydle kavi eden Amr-i lâğımcı, buçuk kulaç kazdıktan sonra "gittikçe aşağısı berktir" deyu feragat edip, kazdığı miktarı ücreti ta­mam etmeyince Zeydden almağa kadir olur mu?

Elcevap: Olur, icâre-i sahîha değildir. [853]
804. Mes’ele: Zeyd, Amr’ın oğlu Bekri üç yıl va'de ile yedi yüz akça icâreye tutup, va'de tamam olmadan Bekr ibâk edip geldik­te, Amr Zeydden almadığı takdirce Zeyd-i mezbûr va'de tamam olunca hizmetlenmeğe kadir olur mu?

Elcevap: Müddet-i icâre tamam olduysa cebr ile olmaz, tera­zi ile hizmetlenir. [854]


Eser: Ebu Suud Fetvaları

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Ebu Suud Fetvaları

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..