İşlenilmeyen Harâc Arazisinin Durumu

Harâc ehlinden bir topluluk; bu arazîyi imâr etmekten (= işlemekten, ekip biçmekten) âciz kalır; bu araziden faydalanamaz ve yanlarında da, harâc verecek bir şeyleri olmazsa; bu durumda, imâmın, o araziyi bunların elinden alıp başkalarına mal etme yetkisi yoktur. Zehıyre'de de böyledir.
Kitfibti'1-Öşr ve'1-Harâc'da, şöyle buyurulmuştur:

Elinde, harâc arazisi bulunan bir kimse; onu, îmâr edemez ve muattal bırakırsa; imâm, onu, imâr edecek, bir kimseye verir ve haracını alır.
Şeyhu'1-İmâm Şemsü'l-Eimme Helvam şöyle buyurmuştur:

Bu mes'elede, sahih olan cevap şudur: îmâm, o araziyi kiraya verir; harâc miktarını alır; fazlasını, bu arazinin sahibine verir.

İmâm Muhammed (R.A.), Ziyâdât'taböyle söylemiştir.

İmâm, şayet, bu arazi için, icarcı bulamazsa; üçte bir veya dörtte bir almak üzere bir ortağa ektirir. Çıkan mahsulden, haracını alır; fazlası, arasi sahibine kalır.

Şayet, ortakçı da bulurmazsa; imâm, bu araziyi, işleyecek bir şahsa verir ve haracını alır.

Bunun caiz olması için, şu iki şeyden birinin bulunması gereklidir: tmâm, ekip, biçip, haracını verme yönünden, ya bu arazinin mal sahibi makamında olur; veya harâc kadar icar almakta, mal sahibi makamında olur.

Bu durumda, alınan bu şeyler, imâm yönünden, harâc; verenler yönünden ise; ücret olurlar.

Şayet, imâm; bu araziyi, haraçla çalıştıracak kimse bulamazsa; bu durumda, bu araziyi satıp, bedelinden haracını alır. Kalan miktar ise, sahibinin olur.

"Gerçekten, imâm, bu araziyi satar." denilmiştir. Bu, imâmeyn'in kavlidir.

İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre ise: Uygun ve münasip olanı, imâmın, bu araziyi satmamasıdır.

Çünkü, bu şahsın malını satmak, onu mahrum etmektir. Hür olan bir kimseye de, böyle yapılmaz.

Bu, her âlimin kavlidir ve sahihtir. Çünkü İmâm Ebû Hanlfe (R.A.), buranın menfaatinin umûma dönmesi halinde —sahibinin— men edilebileceği görüşündedir.

Bazı kitaplarda, bu mes'ele hakkında, şöyle denilmiştir:

tmâm, ziraatte kullanılacak malzemeyi satın alıp, bu araziyi, ekip biçmesi için birine verir. Mahsul elde edilince de, ondan, harcadığı kadarını ve harâc miktarını alır; artan arazi sahibine verilir.

İmâm Ebû Yûsuf (R.A.), şöyle buyurmuştur:

îmâm, bu arazinin sahibine, beytü'I-mâPden, satın alınan şeyler kadar, borç verir. Mahsul çıkınca da, ondan, bu arazinin haracını ve verdiği borcu alır.

Şayet, beytü'l-mâl'de, bir şey yoksa; imâm, bu araziyi işletecek bir kimseye verir ve haracını alır.

Şayet arazi sahibi aciz olur da, ekip biçemezse; bu durumda, imâm, yukarıda söylediğimiz gibi yapar.

Bu arazi sahibi, sonradan güçlenir ve zirâat yapabilecek, bir duruma gelirse; imâm, arazisini, tekrar, bu şahsa iade eder.
Ancak, imâm, bu araziyi —özellikle— satmışsa; bu durum müs­tesnadır. Muhiyt'te de böyledir. [96]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..