3) Peygamberlerle İlgili Küfür Lafızları
Bir kimse, peygamberlerden bazılarını kabul etmese veya Peygamberlerin sünnetlerinden birine razı olmasa, muhakkak kâfir olur.
İbn-i MukâtiPden:
Hızır ve Zü'1-kifTin peygamberliğini inkâr eden kimsenin hâli ne olur?diye sordular.
O, şu cevabı verdi:
Üzerinde, icmâ'-ı ümmet bulunmayan, herhangi bir kimsenin, nübüvvetini inkâr etmekte, bir zarar yoktur.
"filan adam, peygamber olsaydı; ona inanmazdım." diyen kimse kafir olur. Mumyt'te de böyledir.
Ca'fer, şöyle demiştir: Bir kimse: "Bütün peygamberlere inandım; fakat, Âdem, peygamber mi, değil mi, bilmiyorum." dese; kâfir olur. Itâbiyye'de de böyledir.
Peygamberlere, zinaya azmetmeleri gibi... Hz. Yûsuf (A.S.) hakkında söylenen şey gibi... fuhşiyat nisbet eden kimsenin halinin ne olacağı soruldu.
i'"Kâfir olur." buyuruldu. Çünkü, bu sözler, ionlara şetm ve onları hafife almak olur.
Ebû Zerr, ;şöyle buyurmuştur:
Bir kimse: "Her günah küfürdür." dese; bu sözü, küfür olur.
Bir kimse: "Peygamberler, günâh işlerler." demiş olsa; kâfir olur. Çünkü, bu söz, şetm (= sövme) dir.
Bir kimse: "Peygamberler, peygamberlikleri halinde de, ondan önce de, günâh işlemezler." dese; yine kâfir olur. Çünkü, bu durumda, nassı reddetmiş olmaktadır.
Ben, bazılarının, şöyle söylediğini işittim: Bir kimse, gerçekten Hz. Muhammed (S.A.V.)'in, Peygamberlerin sonu olduğunu bilmiyorsa; bu durumda, o şahıs, müslüman değildir. Yetîme'de de böyledir.
Ebû Hafsı'l-Kebir: "Her kimin kalbinde, Peygambere buğz varsa; o kâfirdir." buyurmuştur.
Keza: "Filan, peygamber olsaydı; ben, razı olmazdım." diyen kimse; kâfir olur.
Bir kimse: "Filan şahıs, peygamber olsaydı; ben, onu tasdiyk. etmezdim." der ve bu sözü ile "filan şahıs, Allanın resulü olsa; ben, ona inanmazdım." demeyi murad etmişse; kâfir olur.
Bu şahıs, "Eğer, Allah, bana bir şey emretmiş olsaydı; onu yapmazdım." diyen şahıs gibidir.
Câmiu'l-Esğâr'da şöyle zikredilmiştir:
Bir kimse ile karısının taraftan olan bir şahıs arasında, muhalefet olsa da: "Eğer, Allanın resulü beşaret etse; onun emriyle de, müşavere yapmam." dese kâfir olmaz.
Bir kimse: "Eğer peygamberlerin dediği doğru ve adi ise; biz kurtulduk." demiş olsa; kâfir olur.
Bir kimse: "Ben, Allanın resulüyüm." veya farsca: "Ben, Peygamberim." dese ve bununla da, haber ulaştırmayı murad etse; kâfir olur.
"O kimse, böyle söylediği zaman, başka bir kimse de, ondan mucize talebinde bulunsa; bu kimse de kâfir olur." denilmiştir.
Müteahhırûn ise: "Eğer, ondan mucize talep edenin garazı onu âciz bırakıp mahcup etmek ise, kâfir olmaz." demişlerdir.
Bir kimse, Peygamber (S.A.V.) Efendimizin kılı için, "bir kıldır." demiŞ'Oİsa; bazı âlimlere göre, kâfir olur. Müteahhırûn: "Kâfir olmaz. Ancak, ihanet yolu ile söylerse; kâfir olur." demişlerdir.
Bir kimse: "Ben bilmiyorum; Peygamber (S.A.V.), insan mıdır; yoksa cin midir." demiş olsa; kâfir olur. Fusûlü'l-İmâdiyye'de de böyledir.
Bir kimse: "Ben hakkımı, filândan, Peygamber de olsa; yine alırım." demiş olsa; kâfir olmaz. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Bir kimse: "Muhammed, derviş idi." demiş olsa; veya "Peygamberin giydiği elbiseler, temiz değildi." dese; veya "Peygamberin tırnağı uzundu." dese kâfir olur; denilmiştir. "Eğer, bunları, ihanet kasdı ile söylemişse; mutlaka, kafir olur." denilmiştir.
Bir kimse: "Peygamber için, şu adam, şöyle şöyle söylüyor." dese; kâfir olur; denilmiştir.
Bir kimse, adı Muhammed veya Ahmed yahut, künyesi Ebû'1-Kâsım olan birine sövüp, ona: "Ey zâniyenin oğlu" dese; bu isimleri veya bu künyeyi taşıyan kim olursa olsun bazı yerlerde: "Şayet, o şahıs, Peygamber (S.A.V.) Efendimizi hatırladığı halde böyle söylemişse; kâfir olur. Muhıyt'te de böyledir.
Bir kimse: "Her günâh, kebîredir. (~ büyüktür.) Ancak, Peygamberlerin günâhları küçüktür." demiş olsa; kâfir olmaz.
Bir kimse: "Kasden yapılan, her günâh kebîredir. Yapan fâsıktır." der ve bu sırada da: "Peygamberlerin günâhları kasden yapıldı." derse; muhakkak kâfir olur. Çünkü, bu, şetmdir.
Şayet: "Peygamberlerin günâhı, kasden olmadı." derse; önceki sözü, küfür olmaz. Yetîme'de de böyledir.
Râfizîler, Hz. Ebû Bekir (R.A.) ve Hz. Ömer (R.A.)'e söverler ve onlara lanet ederlerse Allaha sığınırız; bunlar, kâfir olurlar.
Ancak, Hz. Ali (R.A.)'yi, onlardan üstün tutmakla, kâfir olmazlar. Fakat, bu durumda, bunlar, mütedi' olurlar.
Mu'tezile de, mübtedi"dir. Ancak, bunlar: "Rü'yet muhaldir." yani, "Allahı görmek mümkün değildir." derlerse; kâfir olurlar. Hulâsa'da da böyledir.
Hz. Âişe (R.A.)'ye, zina iftirası atan kimse; kâfîr-i billah olur. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin, diğer hanımlarına, böyle bir şey
söyleyen kimse, kâfir olmaz; fakat, lanete müstehak olur.
"Hz. Ömer (R.A.), Hz. Osman (R.A.), Hz. Ali (R.A.), sahabe değildir." diyen kimse; kâfir olmaz; ancak, azaba müstehak olur. Hızânetü'I-Müftîn'de de böyledir.
Hz. Ebû Bekir (R.A.)'in imametini inkâr eden kimse, kâfir olur. Bazı âlimlere göre, bu kimse, kâfir değil, mübtedi'dir.
Sahih olan ise, onun kâfir olmasıdır.
Keza, Hz. Ömer (R.A.)'in hilâfetini inkâr etmek de böyledir.
Sözlerin en doğrusu budur. Zahîriyye'de de böyledir.
Hz. Osman (R.A.), Hz. Ali (R.A.), Hz. Talha (R.A.), Hz. Zübeyr (R.A.) ve Hz. Âişe (R.A.)'ye küfreden kimselerin, bu küffuleri sebebi ile kâfir olmaları gerekir.
Zeydiyye'nin, Nebimiz Efendimiz Muhammed (S.A.V.)'in dininin nesholunacağim ve acemden bir peygamber geleceğini söylemeleri ve bunu beklemeleri sebebiyle, hepsi kâfirdir. Kerderî'nin Vecîzi'nde de böyledir.
Râfizîler:
a) Ölülerin, tekrar dünyaya döneceklerini;
b) Ruhların tenasühünü;
c) İlâhın ruhunun, imamlara nakledeceğini;
d) Bâtınî bir imâmın çıkıp, emir ve nehiyleri ta'til edeceğini;
f) Cebrail'in hatâ ederek, vahyi Aii bin Ebî Tâlib'e değil de, Hz. Muhammed (S.A. V.)'e ilettiğini;
söylemeleri sebebiyle; bu kavim, islâm milletinden çıkmıştır.
Bunların hükümleri, mürtedlerle ilgili hükümlerdir. Zahîriyye'de de böyledir.
Bir kimse, Hz. Muhammed (S.A.V.)'e sövmeye zorlansa; bu durumda, üç vecih vardır:
1) Bir kimse: "Kalbimde, bir şey yoktu; ancak, razı olmadığım halde, benden istedikleri gibi şetmeyledim." derse; bu durumda, bu şahıs, kâfir olmaz.
2) Bu şahıs: "Kalbimden, ismi Muhammed olan* bir hıristiyanı geçirdim ve ona sövmeyi kâsdederek sövdüm." derse; yine kâfir olmaz.
3) Kalbimde, ismi Muhammed olan, bir hıristiyan vardı; ona sövmedim; ancak, Hz. Muhammed (S.A.V.)'e sövdüm. * derse; bu durumda, bu şahıs, hükmen kâfir olur. Geri tarafı, Allahu Teâlâ ile kendisi arasındadır.
Bir kimse: "Nebî (S.A.V.), delirdi." dese; kâfir olur.
Ancak: "Peygamber bayıldı." diyen kimse; kâfir olmaz. Muhiyt'te de böyledir.
Bir kimse: "A'dem, buğday yemeseydi; biz eşkiya olmazdık." dese; kâfir olur
Mütevâtır olan hadîsleri inkâr eden kimse; kâfir olur.
Bazı âlimlere göre, meşhur olan hadisleri inkâr eden kimse de kâfir olur. Ebân bin Isâ: "Bu kimse, kâfir olmaz; sapık olur." demiştir." Sahih olan da, budur.
Haber-i vahidi inkâr eden, kâfir olmaz. Ancak', kişi, bunu kabul etmemekle günahkâr olur. Zahîriyye'de de böyledir.
Bîr kimse, peygamberlerden birinin, nebî (= peygamber) olmamasını temennî ederse; âlimler: "Bu şahıs, onun, peygamber olarak gönderilmemesini murad etmişse; kâfir olmaz. Şayet, hafife alma veya düşmanlık kasdı ile böyle söylemişse; kâfir olur." demişlerdir. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Bir kimse: "Peygamber, bana, ey rücey (= adamcık, küçük adam) dese; ben müsama etmem ve ona iade ederim." dese; kâfir olmaz. Zahîriyye'de de böyledir.
Bir kimse, diğerine: "Peygamber, kabağı severdi." der; o da: "Ben, onu sevmem." karşılığını verirse; kâfir olur.
Bu, tmâm Ebû Yûsuf (R.A.) 'dan, böylece rivayet edilmiştir. Müteahhirûn: "Eğer, bu şahıs, bu sözü, ihanet tarzında söylemişse; kâfir olur; değilse, bu söz küfür olmaz." demişlerdir.
Bir kimse, yanında bulunan bir şahsa: "Âdem (A.S.), bez dokurdu." def; o da: "O takdirde, biz, dokumacı oğullarıyız." derse; bu söz, küfürdür,
Bir kimse, diğerine: "Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, yemek yedikten sonra, üç parmağını yalardı." der; diğeri ise: "Bu, edebsizMk-tîr.'' derse; işte, bu söz küfürdür.
Bir kimse: "Rençberlerin âdeti ne güzel! Yemeklerini yerler; ellerini yıkamazlar."der ve bunu sünnete ihanetle söylemiş olursa; kâfir olur.
Bir kimse: "Bu nasıl âdet! Bıyık kısaltmak; sarığın ucunu, boynunun altına sarkıtmak!" dese ve bunu, sünnet-i şerifi, ta*n ederek ( = ayıplayarak) söylese; muhakkak kâfir olur. Muhiyt'te de böyledir.
Bir kimse, diğerine: "Aşure günü, sürme çekin. Zira, bu günde sürme çekinmek sünnettir." der; o da: "Bu, kadınların ve muhannrslerin işidir.'' karşılığını verirse; kâfir olur.
Tahyir'de şöyle denilmiştir:
Bir kimse, bir söz söyleyince; başka bir kimse: "Peygamber de olsa; yalan söylüyor." dese; kâfir olması gerekir.
Keza: "Ben, onun sözüne, peygamber olmuş olsa bile inanmam." dese; bu söz de, küfrü mucip olur.
Veya, bu kimse: "Bu sözü söyleyen, peygamber de olsa; melek de olsa; ağırdır." dese; o zaman, kâfir olur.
Bir kimse, kölesini dövmek ister; başka bir şahıs da: "Onu, dövme!" der; o da: "Bana, Muhammed Mustafa (S.A.V.), "Onu dövme" dese; yine, onu dövmeden bırakmam." veya "Semâdan, "onu dövme" diye ses gelse; yine döverim." karşılığını verse; küfrü gerekir.
Sadnı'l-İslâm Cemâlü'd-DuTden:
Bir kimse, Peygamber (S.A.V.) Efendimizin hadîs-i şeriflerinden okusa da, başka bir kimse: "Her gün çamur okuyor." dese; ne olur? diye sordum.
O, şu cevabı verdi:
Eğer, o sözü, Peygamber (S.A.V.)'e değil de, okuyana İzafe ettiyse; bakılır: Eğer, okunan hadîs, din ve şeriat ahkâmına aitse; bu sözü söyliyen, kâfir olur. Fakat, okunan hadis, bunlara taalluk etmiyorsa; kâfir olmaz.
Bîr kimse, Peygamber (S.A.V.) Efendimizi kasdederek: "Arabî olan sabîhürmetine." dese; kâfir olur.
Bir kimse: "Ben bilmiyorum; gerçekten Peygamber, kabrinde, mü'min midir; yoksa kâfir midir?" dese; kâfir olur. Gumı'I-Meânî'de şöyle denilmiştir:
Bir kimse, karışma: "Hakikatin hilâfına konuşma." der; kadın da: "Peygamberler bile, hilaf söylerler." karşılığını verirse; îmâm: "Bu kelime küfürdür. Tevbe edip, imânını yenilemesi gerekir." demiştir. Tatarhâniyye'de de böyledir.
Bir kimse, diğerine: "Senin yüzüne bakmak; Ölüm meleğinin yüzüne bakmak gibidir." derse; bu söz büyük hatadır.
Bu sözü söyleyen, kâfir olur mu? Bu mes'ele, alimler arasında ihtilaflıdır. Bazıları: " Bu sözü söyleyen kâfir olur." demişlerse de; ekseriyet: "...Kâfir olmaz." demişlerdir. Muhıyt'te de böyledir.
Hâniyye'de şöyle zikredilmiştir:
Bazı âlimler: "O kimse, bu sözü, ölüm meleğine düşmanlığından söylerse kâfir olur. Fakat, Ölümden hoşlanmadığı için söylerse; kâfir olmaz." demişlerdir.
Bir kimse: "Filanın yüzüne bakmaktan, ölüm meleğinin yüzüne bakmak gibi, ikrah ediyorum." dese; âlimlerin ekserisine göre, bü kimse, kâfir olur.
Tahytr'de şöyle denilmiştir:
Bir kimse: "Filan adam, Cebrail veya Mikâil olsa bile, şehâdetini dinlemem.'* dese; kâfir olur.
Bir kimse, meleklerden birin ayıplasa, kâfir olur.
Bir kimse, başka birine: "Bana, bin dirhem ver de; filanın ruhunu alıp öldürmesi için, ölüm meleğine göndereyim." dese; kâfir olur mu?
Ebû Zer (R.A.): "Meleği hafife almak küfürdür." buyurmuştur.
Bir kimse, diğerine: "Ben, meleğim; filan yerde, sana yardım ederim." dese; kafir olmaz; denilmiştir.
Keza, mutlak olarak: "Ben meleğim." diyen şahıs da, kâfir olmaz. "Ben peygamberim." demek, bunun hilâfınadır. Böyle diyen kimse, kâfir olur. Tatarhâniyye'de de böyledir.
Bir kadın nikahlayan bir kimse; şahit bulamayıp; "Sağ ve sol tarafımdaki meleği şahit kıldım." dese; kâfir olmaz. Füsûlü'Mmâdi}ye'dc de böyledir.
Ancak, bu kimse: "Allah ve Resulünü şahit tuttum." veya "Allah ve meleklerini şahit tuttum." derse; kâfir olur. Füsûlü'l-Imâdıyye'de de böyledir. olmaz. [137]
Eser: Fetvayı Hindiye
Fetvayı Hindiye
- KİTÂBÜ'S-SİYER SİYER, CİHAD VE DEVLETLER HUKUKU
- 1- SİYER NE DEMEKTİR? CİHÂD'IN TARİFİ, ŞARTI VE HÜKMÜ SİYER VE CİHÂDIN TARİFİ
- Cihâdın Mubah Olmasının Şartı
- Cihâdın Hükmü
- Nefir Nedir?
- Düşmanın Geldiğini Haber Veren Şahsın Durumu
- Kimlerle Savaşılır
- Cihâd, Kimlere Farzdır; Kimlere Farz Değildir?
- Cihâda Çıkmakla İlgili Diğer Hususlar
- Kadınlar Ve Cihâd
- Sabi Ve Mürâhık'ın Cihadı
- Borçlu Ve Cihâd
- Âlim Ve Cihâd
- Yanında Emânet Bulunan Şahıs Ve Cihâd
- Köle Ve Cihâd
- Müşriklerin Hücumu Ve Onların Takip Edilmesi
- Cihad Ve Bedel
- Serhadler
- Komutanlık
- Komutana İtaat
- Savaş Alanında Yardımlaşma
- Savaşla İlgili Bazı Mes'eleler
- Seriyye
- Rıbat
- 2- SAVAŞ NASIL YAPILIR ORDUNUN SAYILMASI
- İslâm Ordusu Dâr-i Harbde
- Kâfirler Kaç Sınıftır?
- Kendilerinden Cizye Alınması Caiz Olmayan Kâfirler
- Kendilerinden Cizye Alınması Caiz Olan Kâfirler
- Kendilerinden Cizye Alınıp Alınmayacağı İhtilaflı Olan Kâfirler
- Önce İslama Da'vet, Sonra Savaş
- Müslüman Savaşta Nasıl Davranır
- Kudürî'ye Göre Kâfirler Kaç Kısımdır?
- 3- SULH YAPMA, EMÂN VERME VE EMÂNI CAİZ OLANLAR
- Sulh
- Düşmana Silâh Satmak
- Emân Kimler Emân Verebilir
- Zimmînin Emânı
- Mükâtebin Emânı
- Kölenin Ve Cariyenin Emânı
- Çocuğun Emânı
- Emân İfâde Eden Lafızlar
- İşaretle Verilen Emân
- 4- GANİMETLER VE NASIL TAKSİM EDİLECEĞİ
- 1- Ganimetler
- Anlaşmayı Bozan Zimmîler
- İrtidâd Edenlerin Yurtları
- Müfâdât (= Esir Değiştirme)
- Henüz İslâm Diyarına Götürülmemiş Olan Ganimetle İlgili Mes'eleler
- İslâm Askeri, Dâr-i Harbde Nasıl Davranır
- 2- Ganimetler Nasıl Taksim Edilir
- Beşte Birin Taksimi
- Ganîmet Arasında Bulunan Kitaplar
- Kelâm Kitaplarının Satışı
- Üzerinde Haç Ve Resim Bulunan Ganîmet Eşyaları
- Ganîmet Arasında Bulunan Ehlî Hayvanlar
- El Değiştiren Ganimetler
- İzinsiz Olarak Ele Geçirilen Ganimetler
- Ganimetin Taksiminden Sonra Artan Miktar
- Çalınan Ganîmet Malları
- 3- Tenfîl [61] (= Ganimetten Fazla Ve Özel Hisse Vermek)
- Tenfîlin Hükmü
- 5- DÜŞMANLARIN İSTİLASI
- Dâr-i Harbin, Dâr-i İslâm Olmasının Şartı
- Dâr-i İslâmın, Dâr-i Harb Olmasının Şartı
- 6- MÜSTE'MEN (= EMÂN ALTINDA BULUNANLAR)
- 1- Müslümanların, Dâr-i Harbe Emân İle Girmeleri
- Dâr-i Harbe Götürülüp Götürülmeyecek Şeyler
- Bir Zimmî, Dâr-i Harbe Ne Götürebilir?
- Emanlı Harbi, Yurduna Dönerken Ne Götürebilir?
- 2- Harbînin Dâr-i İslama Girmesi
- 3- Ehl-i Harbin Hükümdarının, İslâm Devlet Başkanına Veya Ordu Komutanına Gönderdiği Hediye
- Devlet Memuruna Verilen Hediye
- 7- ÖŞÜR VE HARÂC ARAZİ İKİ NEV'ÎDTR
- Öşür Arazisi:
- Bazı Arazilerin Hududu
- Harâc Arazisi
- Sulhla Fethedilen Arazi
- Halkı İsteyerek Müslüman Olan Arazi
- Diriltilen Arz-ı Mevât'ın Vergisi
- Basra Arazisi
- Harâc Arazisinin Nevileri
- Harâc-ı Mukâsemenin Takdiri
- Harâc Arazisine Sahip Olan Herkes, Harâc Verir
- Velîyyü'l-Emr Tarafından, Öşrün Arazî Sahibine Bırakılması
- Sahibinin Bakmadığı Harâc Arazisi
- Özürsüz Olarak, Daha Düşük Değerli Bir Mahsul Yetiştiren Kimseden Alınacak Vergi
- Sahip Değiştiren Harâc Arazisi
- Bir Araziden Hem Harâc, Hem De Öşür Alınamıyacağı
- Öçür Arazisini Satın Alan Zimmî
- İşlenilmeyen Harâc Arazisinin Durumu
- Sahipleri Tarafından Terk Edilen Harâc Arazileri
- Zimmîlerin Başka Bir Yere Nakledilmeleri
- Cinsleri Karışık Olan Arazilerin Haracı
- Su Baskınına Veya Diğer Âfetlere Maruz Kalan Harâc Arazisi
- Âfete Maruz Kalan Öşür Arazisi
- Âfete Uğrayan Zîraatçilere Yardım
- Üzüm Çubuğu Veya Ağaç Dikilen Ziraat Arazisi
- Harâc Toplayacak Kimsenin Vasıfları
- Haraç Ve Öşür Borcu İle Ölen Kimse
- Haracı Veya Öşrü Verilmeyen Mahsulün Durumu
- Haracı Acilen (= Önceden) Almak
- 8- CİZYE
- Cizye Kimlerden Ve Ne Zaman Alınır
- Putperest Ve Mürted Araplar
- Cizyeden Muaf Olanlar
- Necrân Hıristiyanlarına Konan Vergi
- Köle Ve Cizye
- Ferdin Cizye Mükellefiyeti Ne Zaman Başlar
- Cizye Borcu Ne Zaman Kalkar
- İki Senelik Cizye Peşin Alınırsa
- Zimmîlerin Kilise, Havra Ve Ateş-Hâne Yapmak İstemeleri
- Önceden Yapılmış Kilise Ve Havralar
- Zîmmîlerîn Eskiden Yapılmış Kiliseleri Yıkılmışsa
- Harbîlerle Yapılması Uygun Olmayan Bazı Sulh Şekilleri
- Zimmîlerin Kılık, Kıyafet Ve Davranışları
- Zimmîlerin Kıyafetleri
- Müslümanlara Ait Şehirler
- İslam Şehirleri İle İlgili Hükümler
- Zimmîler, Kendi Dinlerince Yasak Olan Şeyleri Yapmaktan Menedilir
- Karısı Zimmiye Olan Müslüman
- Zimmîlerîn Müslümanlara Ait Bir Şehirde Oturmaları Ve Oradan Ev Satın Almaları
- Ahidlerî Bozulan Zimmîler
- 9- MÜRTEDLERLE İLGİLİ HÜKÜMLER
- Mürted Ne Demektir:
- İrtidâdın Rüknü:
- Riddetin Sahih Olmasının Şartı:
- Mürtedin Malı
- Mürtedin Tasarrufları (= Yaptığı İşler)
- Küfrü Gerektiren Haller
- 1) Îmân Ve İslâm'a Taalluk Eden, Küfür Sözleri
- 2) Allah'ın Zâtı Ve Sıfatları İle İlgili Küfür Sözleri
- 3) Peygamberlerle İlgili Küfür Lafızları
- 4) Kur'ân-ı Kerîme Taalluk Eden Küfür Lafızları
- 5) Namaz, Oruç Ve Zekâtla İlgili Küfür Lafızları
- Zekât:
- Oruç:
- 6) İlim Ve Âlimlerle İlgili Küfür Lafızları
- 7) Helâl Ve Haramla İlgili Küfür Lafızları
- 8) Fâsık, Fâcir Ve Benzerlerinin Sözlerine Taalluk Eden Küfür Lafızları:
- 9) Kıyamet Gününe Taalluk Eden Küfür Lafızlar!
- 10) Açık Ve Kinayeli Sözlerle, Küfrü Telkin Etmek, İrtidâdı Emretmek Ve Öğretmek Ve Kâfirlere Benzem
- Küfrü Telkin Etmek:
- Kâfirlere Benzemek
- 10- BAĞÎLER [152]
Son eklenen ruyalar
- rüya tabiri
- Rüyada beyaz kıyafetli olarak hz. Ali'yi görmek
- Dağdan inerken kurbağadan korkup bağırdım
- Altın yüzük, kar, ölü hayvanlar ve bal ikram ettim
- Rüyamda bulaşık makinası almam ne demek
- devamlı dişlerim elime dökülüyor agrısız
- rüyam da başka kimse nı namaz kıldı nı gormek
- rüyada kar görmek
- rüyamda sigara paketini eşime verdim
- ruyamda sag elımın sarktıgını gordum